TOPLUM 

GIDA KOLİSİ

Fakirin bir ramazanı var, bir de kurbanı…

Çünkü ancak ramazanda o da birileri hatırlarsa, muhtar kayırırsa nohut, fasulye, mercimeği bolca görür kazanı.

Kurbanda et aynı.

Fakat artık belediyelerin verdiği, muhtarın getirdiği gıda kolisinden her çıkanı pişirmek kolay değil.

Kuru fasulye, nohut mesela…

Pişir Allah pişir, saatlerce kaynar da ancak yumuşar.

Tüpgaz fiyatından haberin yoksa “E, ne olmuş, kaynatsın o da” dersin ama bu tüpgaz parasıyla yemek kaynatmak kolay mı?

Onun için en iyisi makarna…

Su kaynadı mı at suya, iki haşla, bir yağlı salça dök üzerine, tamam.

Hem az tüp yakar hem doyurur.

Belediyeler yardım kolileri hazırlarken bunları da hesaba katsalar keşke.

Konserveler olsa mesela.

Fakir fukara zahmetsiz, tüp masrafsız açıp yese…

Hem de besleyici konserveler ha!

Tonbalığı mesela…

Hakkı değil mi fukaranın?

Gıda kolisi eve geldiğinde bilirim erkekler pek oralı olmaz gibi durur.

Göz ucuyla bakar şöyle uzaktan.

Kadınlar daha bir ilgilidir.

Ah, o yoksul kadınların gıda kolisini açışındaki hüzünlü sevinci…

Yağ da varmış, çay da varmış” diye sevinmek, avunmak elden gelenle.

Çocukların kaç günlük sıcak yemeğinin çıktığını hesaplayıverir kafasından.

Bu ay böyle, öbür aya Allah kerim…

Çocuklar yoksul odanın, yoksul mutfağın ortasına konan gıda kolisinin etrafında toplanır heyecanla, merakla.

Minicik eller uzanır koliye.

Nohut, mercimek, makarna, çay, yağ, fasulye…

Koli boşalır.

Şöyle bir başını eğer, bakar çocuk boş koliye.

Ne düşünür?

Ne umar?

Keşke belediyeler, gıda kolilerine az da olsa, tadımlık da olsa bisküvi, gofret ya da çikolata koysa…

Bayram şekeri bile yeterdi.

Gıda kolisinin başında duran, bir şeyler uman çocukları sevindirmeye…

Ramazan geliyor.

Oruçlar tutulacak, oruçlar açılacak.

İftar sofralarında eller uzanacak ekmeğe…

Kimi iftar sofrasında bir çorba, bir makarna, belki bir salata, mevsim sebzelerinden…

Kimi iftar sofralarında manda yoğurdu, kestane balı, Medine hurması, ejder meyvesi, zeytinin iyisi, pastırmanın hası, baklavanın şahı…

Kaymak ile şerbet de olacak bir yanda…

Meyve tabağı da…

Sütlü tatlıyla şerbetli tatlı da…

Neden böyle dünyanın düzeni?

Sofrasında bir çorba, bir makarna olan fakirler, sofrasında kuş sütü eksik bey oğlu beyleri, hanım kızı hanımları alkışladığı için mi böyle dünyanın düzeni?

Bu yazıya yorum yapamıyorsanızlütfen Facebook hesabınıza giriş yapınız
Paylaş:

Benzer yazılar