POLİTİKA 

GÜNEŞLİ GÜNLER UZAKTA DEĞİL

Acaba en büyük acıları bir gün unutacak mıyız, yoksa olur olmaz bir zamanda hatırlayıp kıyısından mı geçeceğiz? Bir salgın kasıp kavuruyor dört bir yanımızı… Bilim insanları süre veremiyor. Ne zamana kadar gidecek, ne kadar sürecek, bilen yok! Daha büyük bir işsizlik ve yoksulluk bekliyor ülkemizi ve çoğu yeri… Zaten işsizlik var; ama bu kez dalga dalga gelecek. Şimdi her şeyi unutup yapmamız gerekenleri mi düşünmeli, her şeye yeniden başlayabilmek için çareler mi aramalı? Elbette olması gereken birlik, beraberlik, daha çok kenetlenmek, birlikte mücadele etmek… Oysa milletin can derdine düştüğü bir…

Devamını Oku
POLİTİKA 

BİZİM TÜRKÜMÜZ

HELİN BÖLEK İÇİN… “(…) Kahramanlarımızın sıcaklığıyla, özlemle kucaklıyorum. Nasılsın? Öncelikle geciktiğim için kusura bakma, olur mu? Bu birkaç hafta mektup konusunda tutuk kaldım biraz. Yazamadım bir türlü. Baksana, iki mektup arasında bile sevdiklerimizi uğurlamış oluyoruz sonsuzluğa. Bunun yarattığı duygu, kıvrandıran bir acının ötesinde bir şey olmalı, değil mi? Sevgiyle kin kardeştir derler. Beraber büyürlermiş. Bahsettiğim kin, kör bir nefret, şuursuz bir öfkeden ibaret değil. Seni sen olduğun için, aç, yoksul olduğun için öldürene, zulmedene duyduğun kindir. Niçin zulmeder? Çünkü o da senden nefret eder. Bu, varlık-yokluk meselesidir. Onların zenginliğidir, bizim…

Devamını Oku
POLİTİKA 

PANDEMİYİ YENMEK

“Corona” (Cov-19) pandemisi hayatımızı nasıl da değiştirdi! Söyleseler inanmazdık yaşadıklarımıza… Bu yazıda amacım, size bilinenleri sıralamak değil! Ben bambaşka bir açıdan bakacağım konuya. Pandemiyle yapılan mücadeleyi, “strateji penceresinden” irdeleyeceğim. Gözümüzle göremediğimiz bu sinsi düşmana karşı verilen “savaşı” analiz edeceğim. Önce tarihe bir göz atalım: Napolyon… Büyük bir komutandı. Müthiş bir taktik üstadıydı. Ordularıyla Avrupa’yı kasıp kavurdu. Ama berbat bir stratejisyendi: Önce Mısır’a saldırdı, sonra Rusya’ya. Derken sıfırı tüketti ve ülkesini felakete sürükledi. Onca askeri zafere rağmen ülkesini yıkıma uğrattı. İngilizler de benzer kaderi paylaştı: Birinci Dünya Savaşı’ndan galibiyetle çıktı; ama…

Devamını Oku
POLİTİKA 

ACININ TARİHİ DAHA KAÇ KEZ YAZILACAK?

Acının tarihi kim bilir kaç kez yazıldı bu topraklarda… Kim bilir kaç felaketi yaşadık peşi sıra… Saymayacağım yakın tarihin acılarını. Son dönemde ise kadın ve çocuk istismarının tarihi yazılıyor ülkemizde. Alnımızda kara leke, boynumuzda ağır vebal… Nereye el atarlarsa orası çürüyor işte. Yasa, hukuk, yargı, vicdan, suçun aklanması, yoksulluk, işsizlik derken bir kavram kargaşası eşliğinde belli bir kitleye olmadık ahlaksızlığı alkışlatacak kadar ayrıştırılmış ve yozlaştırılmış bir “örgütlü cehalet” var karşımızda. Bir salgın kasıp kavururken dört bir yanını dünyanın ve ülkenin; kriz fırsatçılığı, maskeli ihaleler, Salda gölü kıyısında inşaat derdine düşmek,…

Devamını Oku
POLİTİKA 

ASIL SALGIN HANGİSİ?

En zorlu günleri yaşıyoruz. Aslında yaşamaya çalışıyoruz. Yeterli ya da yetersiz önlemler, kendini izole etme, karantina ve “Evde kal” çağrıları eşliğinde kendi başımızın çaresine bakarak yaşama tutunmaya çalışıyoruz. Elbette geçecek bunlar. Geçecek geçmesine de, bu kolay olmayacak. Ağır bir hasar bırakıp da geçecek “salgın” denilen ve dokunanı da dokunmayanı da yakan büyük yangın. Dayanışmayla, işimizi doğru yaparak, fırsatlardan beslenmeyerek ve bilimin ışığıyla üstesinden gelinecek bu salgının. Oysa asıl yenmemiz gereken, şu nefret salgınıdır her şeyden önce. Ölümlere seyirci kalıp başkalarını suçlamak gibi bir salgını da gördük defalarca. Aslında bu, yaşama…

Devamını Oku
POLİTİKA 

YENİ BİR MİLAT OLACAK YAŞADIKLARIMIZ

Bir tarih yeniden yazılacak, bir milat olacak yaşadıklarımız. Önümüzde zorlu bir dönem var. Bir salgınla boğuşuyoruz şimdi; bir ülke olarak değil, bir dünya olarak. Nasıl bir derin uykuymuş bu, Allah aşkına? Oysa daha yeni uyanıyoruz, afyonumuz henüz patlamasa da. Tarihe not düşülecektir yaşadıklarımız. Bir yanda “Her gün iki yalanı deşifre edelim” diyen bir İngiliz gazetesi, diğer yanda her gün halka yalan söyleyen Türk medyası… Koronavirüs salgınından ölümlerin gizlendiği iddiaları dolaşıyor ekranlarda. Bunları sıradan insanlar değil, uzmanlar, bilim insanları söylüyor. Hesap vermeyen ve göz göre göre kendi halkını bir felakete sürüklemeyi…

Devamını Oku
POLİTİKA 

SİYAH-BEYAZ ÇANAKKALE

18 Mart Çanakkale Zaferi… Farkında mısınız? Çanakkale Savaşı dendiğinde, hep şehitlerimizi yâd ederiz, yüreğimiz yanarak! Peki, niçin bu kadar çok şehit verildiğini sorguladık mı hiç? Ya da çok daha az kayıpla, yine zafer kazanılamaz mıydı? En son söylenecek olanı, en başta söyleyelim: Çanakkale’de bu kadar ağır zayiat verilmeyebilirdi! Bakın anlatayım: Çanakkale Savaşları iki bölümdür: ‘Deniz Harbi’ ve ‘Kara Muharebeleri’. Pek bilinmez, Boğaz’daki ilk savunma 1912’de İtalyanlara karşı verilmiştir. 1915’in provasıdır adeta. 1915 Boğaz Savunması ise Cevat Çobanlı Paşa idaresinde yapılmıştır. Kararlar millidir. Boğaz Savunması, ateş ve engellerin muhteşem koordinesi ile…

Devamını Oku
POLİTİKA 

1283, İÇİMİZDE!

Harbiye’de, her 13 Mart’ta yapılan geleneksel yoklamadır: – 1281! – Burada! – 1282! – Burada! – 1283! Bütün öğrenci alayı hep birlikte ayağa kalkarak: – İÇİMİZDE! Bugün 13 Mart. 1985 mezunu 4479 apolet numaralı bir Harbiyeli olarak; 1902 mezunu 1283 apolet numaralı Harbiyeli Mustafa Kemal’i anlatmak istedim size… 13 yaşında, kocaman yürekli bir delikanlı olarak girdi Selanik Askeri Rüştiyesi’ne. Sert adam dediği matematik öğretmeni, ismine “Kemal” ekledi daha on beşinde. On altısında Manastır Askeri İdadisi’nden firar etti, Türk-Yunan savaşına katılmaya. Sonrasında, Girit’in kaybını da gördü, yüreği yanarak… Rumeli’deki vatan topraklarının…

Devamını Oku
POLİTİKA 

IŞIĞA KOŞALIM

Bir çocuk düşünün, travmayla büyüyen… Korkuyla, endişeyle, üşüyerek büyüyen bir çocuk… Bir bot üstünde hıçkıra hıçkıra ağlayan, babasının kucağından denize düşen, korkulu gözlerle beklerken titreyen bir çocuk… Kıyıya vuran, denizlere gömülen, sınır kapılarında aç susuz bir çocuk düşünün; sığınmacı olarak geldiği hiçbir ülkeye sığmayan bir çocuk… Oysa onlar değil miydi bir gülüşüyle dünyayı güzelleştiren? Ülkenin bir coğrafyasında henüz üç aylık çocuğunuz kucağınızda kurşuna dizildi mi hiç? Ya da genç kızlığa daha ilk adımı atmadan katledilen evladınızı sokağa çıkma yasağı olduğu için bir hafta boyunca kokmasın diye derin dondurucu da sakladınız…

Devamını Oku
POLİTİKA 

İDLİB VE DÜŞÜNCELER

İdlib’den gelen 33 şehit haberi yüreğimizi yaktı. Milletimizin başı sağ olsun! Hamaseti, şaşkınlığı ve kırgınlığı bir kenara bırakıp niye böyle olduğunu anlamaya çalışalım: İlk soru şu: İdlib’de kimle savaşıyoruz? Görünürde “Rejim” dedikleri Suriye ile ama perde arkasında Rusya ile savaşıyoruz. Çünkü İdlib çatışmaları başladığından beri “harekât alanında Rusya hâkimiyeti” var. Yani bir askeri operasyon yapılacağı zaman, harekât alanı, operasyon ihtiyaçlarına göre düzenlenir. Bu alanda mevcut “milli teknolojik yeteneğinizle”, tam ve emniyetli (şifreli) iletişim, keşif, gözetleme, hedef tespiti vs. altyapısı kurulur. Bu temel altyapı ve ilk katmandır. Sonra “harekât emniyeti” için…

Devamını Oku