POLİTİKA 

1283, İÇİMİZDE!

Harbiye’de, her 13 Mart’ta yapılan geleneksel yoklamadır:

– 1281!

– Burada!

– 1282!

– Burada!

– 1283!

Bütün öğrenci alayı hep birlikte ayağa kalkarak:

– İÇİMİZDE!

Bugün 13 Mart.

1985 mezunu 4479 apolet numaralı bir Harbiyeli olarak; 1902 mezunu 1283 apolet numaralı Harbiyeli Mustafa Kemal’i anlatmak istedim size…

13 yaşında, kocaman yürekli bir delikanlı olarak girdi Selanik Askeri Rüştiyesi’ne.

Sert adam dediği matematik öğretmeni, ismine “Kemal” ekledi daha on beşinde.

On altısında Manastır Askeri İdadisi’nden firar etti, Türk-Yunan savaşına katılmaya.

Sonrasında, Girit’in kaybını da gördü, yüreği yanarak…

Rumeli’deki vatan topraklarının elimizden alınışı da…

Asla unutmadı, sahada kazanıp masada nasıl kaybettiğimizi…

Ve bir kez bile haykırmadı: Padişahım çok yaşa!

Çocuk kalbi ve asker aklıyla yemin etti, vatanı kurtarmaya…

Mekteb-i Harbiye’de tarihe merak saldı.

Edebiyata gönül verdi.

Daha o yaşta çözüm aradı, memleket meselelerine.

El yazması gazete çıkardı, el altından dağıttı arkadaşlarına…

Ardından Erkan-ı Harbiye Mektebi ve genç bir kurmay yüzbaşı…

Cuma toplantıları yaptı gizlice, kurtuluş çaresi aradılar yine hep beraberce…

Derken tutuklandı ve mahpushane…

O zamanlar da, vatanı sevmek “kovuşturmaya” tabiydi.

Ama o yılmadı ve çalıştı hep vatan yolunda.

Daha o günlerde Osman Nizami Paşa fark etmişti bu genç subayı:

– Sende, memleketin başına gelen büyük adamların, daha gençliklerinde gösterdikleri müstesna kabiliyet ve zekâ işaretleri görmekteyim. İnşallah yanılmamış olurum.

Yanılmadı Osman Nizami Paşa.

Yüzbaşı Mustafa Kemal önce, Vatan ve Hürriyet Cemiyeti’ni kurdu. Sonra İttihat ve Terakki Cemiyeti’ne katıldı…

1907’de Selanik’e geldi. Artık çözüm yolu belliydi kafasında: Yeni bir Türk devleti kurmak!

Ve Misak-ı Milli’nin ilk taslağını hazırladı daha o yaşta ve o rütbede…

Aferin demediler elbette ve sürdüler Trablus’a.

Gitti, gördü, yendi ve döndü.

Sonra 31 Mart ayaklanması:

Kurmay Yüzbaşı Mustafa Kemal, Ordu Harekât Başkanı olarak görev aldı ayaklanmanın bastırılmasında!

Asker gibi askerdi.

Takımın, bölüğün eğitim talimnamelerini de yazdı o dönemde.

İttihat Terakki’ye meydan da okudu: “Asker siyasetten çekilmeli.

Arnavutluk isyanının bastırılmasında görev aldı sonrasında kurmay olarak.

Ama aklı yapacağı devrimdeydi… “Türkiye’nin ana sorunu, çağdaş uygarlık seviyesinin üstüne çıkmaktır” dedi daha o günlerde.

Ve daha yüzbaşıyken 38’inci Alay Kumandan Vekilliği…

Yıl 1911’di.

Trablus’a gitti yine gönüllü olarak, vatan topraklarını savunmaya.

Oradan koştu geldi Gelibolu’ya.

Balkan devletlerine karşı yurdu savunmaya…

Beyaz bir atın üstünde girdi Edirne’ye, yıl 1912’ydi.

Lakin bir kez daha gördü, siyasetin orduyu nasıl lime lime ettiğini!

Dedik ya; siyaset!

Sürdüler yine Sofya, Bulgaristan’a.

Rütbe Kaymakam (Yarbay), görev ataşe-militer…

Zor günlerdi o günler…

Çanakkale Savaşı patladı, patlayacak.

Bağlasan durmaz Mustafa Kemal, söke söke görev aldı Çanakkale’de…

27 Şubat 1915, Maydos Bölge Komutanı: Kıyıya keşif kolu gönderen İngiliz birliklerini imha etti emrindeki 26’ncı Alay’la…

Sonra, 25 Nisan 1915…

Sadece Conkbayırı’nı kurtarmadı Anzak’tan.

Ordunun savunmasının emniyetini sağladı bir yandan.

Ve aslında, savaşın daha ilk gün kaybedilmesini önledi diğer yandan…

Sonra Kabatepe, Arıburnu, Anafartalar zaferleri…

19’uncu Tümen’le başlayan vazife…

Emrindeki dokuz tümenle bitti Ağustos 1915’te.

İngiliz düşmanı, Çanakkale’den ne öğrendi derseniz: Türk askerinin yiğitliğini ve bir de Albay Kemal’i!

Paşa ettiler Kemal’i ve gönderdiler Bingöl’e.

Masalla derede yendi Rusları ve gördü Sarıkamış’ın hesabını.

Sadece Bitlis ve Muş değildi kurtarılan, Çarlık da yıkıldı, çaresizlikten…

Ordu komutanı oldu sonra, Filistin çöllerinde, yıl 1917…

Çanakkale’den sonra, yine Alman ihanetini gördü cephede.

İttifak” yaparken, “taşeron” olmamak gerektiğini yazdı deftere…

1918’de, Halep kuzeyinde…

Bir defa daha mağlup etti İngiliz’i.

Ve bölgede çizdi Misak-ı Milli’yi…

Sonra askeri birliklerimizi dağıtmadı.

Yurtiçine çekip Kurtuluş Savaşı hazırlığını başlattı.

Hatay-Dörtyol’da ilk kurşunu attı düşmana.

Örgütledi direnişi Antep ve Urfa’da…

Samsun’a çıktı sonra, Harbiyeli Mustafa Kemal.

Aklında bağımsız Türk devleti…

Amasya’dan yayımladı Kurtuluş Beyannamesi’ni…

Milletiydi elindeki tek sermayesi.

Milleti ile ve milletinin bağrında yaptı mücadeleyi.

Kongreler düzenledi Erzurum’da, Sivas’ta.

Birleştirdi cemiyetleri, yürüdü Ankara’ya.

Meclis’i açtı ve ilan etti dört bir yana: Egemenlik ulusundur!

Böylece giydirdi tacı millete…

Savaşlar onun işi, ustalığı ve hüneri…

İnönü muharebelerinde diş gösterdi Yunan’a, Sakarya’da yumruk.

Büyük Taarruz, ustalık eseriydi, ince bir sanat…

Çalköy’de ilmek ilmek ördü zaferi.

Yunan’ı çember içine alarak…

Ve süvariler düştü yola ki:

İlk hedef Akdeniz!

Bugün 13 Mart!

1283 apolet numaralı Harbiyeli…

Muharebe meydanlarının yenilgi yüzü görmemiş büyük komutanı!

Ateş hatlarının gözü pek büyük askeri…

Trablus’un gerilla lideri…

Çanakkale’de “Kaderin adamı”…

Edirne’yi kurtaran beyaz atlı süvari…

Sakarya’nın büyük stratejisti.

Büyük Taarruz’un dâhisi ve Başkomutanlık Meydan Muharebesi’nin sanatkârı…

Bütün yaptıkların memleketin kalbinde ve aklında kayda geçti.

Tarihe mal oldu…

Evet, 1283 apolet numaralı Mustafa Kemal!

Trablus’tan Lozan’a: Tarih yazdın…

4479 apolet numaralı Harbiyeli!

Naçizane tarih yazanı…

Bu yazıya yorum yapamıyorsanızlütfen Facebook hesabınıza giriş yapınız
Paylaş:

Benzer yazılar