POLİTİKA TOPLUM 

ŞEFTALİ BAHÇELERİNİN KEYFE ÇAĞIRAN KOKUSU

Refik Halid Karay’ın ‘Memleket Hikâyeleri’ kitabının ilk hikâyesidir, ‘Şeftali Bahçeleri’.

Belki en uzun hikâyesidir!

Zaman: Osmanlının son yılları…

Mekân: Bir Akdeniz kasabası…

Hava şartları: Sıcak…

Toplumsal şartlar: Tembellik, uyuşukluk, adamsendecilik, ehli keyiflik…

Hikâyede saklı en önemli ayrıntı: Hükümet konağı bahçesinde her memurun, müdürün bir eşeği var.

Agâh adlı memur, kasabaya ilk geldiğinde bu sıcak havayı, insanlardaki, bilhassa bürokratlardaki, memurlardaki bu uyuşukluğu, bu adamsendeciliği, işten kaçma, bir an evvel keyfe dalma arzusunu yadırgar.

O, diğer memurlar gibi olmayacaktır.

Çalışkan olacaktır.

Keyfe düşmeyecektir.

Kasabanın kalkınması için çalışacaktır.

Agâh’ın bu ideali bir süre canlı kalır.

Sonra…

Bir gün Agâh da keyif âlemlerine gider, rakının, dere kenarının, şeftali bahçelerinin tadını alır.

Agâh da salar kendini.

Artık Agâh, değiştirmek istediği o kültürün bir parçası olmuştur.

* * *

Yazının başında, bu hikâyenin Refik Halid’in en uzun hikâyesi olduğunu söyledim.

Yanlış söylemişim.

Bu hikâye Refik Halid’in en uzun hikâyesi değildir.

Hatta diyebilirim ki bu hikâye Refik Halid’in de değildir.

Bu hikâye, bizim toplumumuzun, Osmanlı’dan bugüne, 19’uncu asrın sonlarından ta 2020’lere uzanan en uzun hikâyesidir.

Sadece merkezden yerele uzanan dikey bürokraside değil, yerelde başlayıp yerelde biten yatay bürokrasi diyebileceğimiz belediyelerde de ne Agâh Efendiler biter ne “şeftali bahçeleri”nin insanı keyfe çağıran kokuları eksik olur.

Bürokrasi sınıfı, belediyelerin içinde kökleşmiş, her yana uzanmış ur gibidir. 

Her siyasetçi, o bürokrasiyi kazıyıp atacağı, belediyeyi daha çalışkan, daha atik, daha halkçı yapacağı iddiasıyla gelir…

Bir süre sonra bürokrasi, değişim iddiasıyla gelen siyasetçi ekibi de içine çeker, bütünleşir.

Belediye idaresini eline aldığını sanan siyasetçi ekip, aslında değiştirmek istediğine dönüşür, özünü, onun içinde kaybeder.

Bizim toplumun en uzun hikâyesidir bu.

Bu hikâyede aksayan yönlere dikkat çeken gazeteciler, yazarlar bunları yazdığı için, bugünden geriye doğru gazeteleri, kitapları tarayanlar Türkiye’de hiçbir şeyin değişmediğini görürler.

* * *

Refik Halid’in ‘Şeftali Bahçeleri’ hikâyesinde en önemli ayrıntı: O zamanlar hükümet konağı bahçesinde her memurun, her müdürün bir eşeği vardı.

Bugün belediyelerin bahçesinde her memurun, her müdürün; hem siyasi ekipten gelenin hem bürokrasiden gelenin eşeği yok ama makam arabası var.

Galiba eşekten otomobile geçiş dışında bir değişim olmamış memlekette!

Bu yazıya yorum yapamıyorsanızlütfen Facebook hesabınıza giriş yapınız
Paylaş:

Benzer yazılar