İMTİHAN
-MERSİN-
En son, 1999 senesinde girmiştim üniversite sınavlarına.
21 sene sonra yine sınavdaydım, bir ortaokulda, arka sırada.
*
Salgından dolayı mı bilmiyorum pek heyecan yoktu okul önlerinde.
Aileler pek oralı değil gibi, öğrenciler sonuç ne olursa olsun kabullenmiş gibi.
*
Oysa 21 sene önce, heyecandan tir tir titreyen öğrenciler görmüştüm.
Süre yetmedi diye ağlayanlar…
Ben o soruyu niye çözemedim diye sinir krizi geçirenler…
Başarılı olacağını anlayıp heyecandan, sevinçten gözyaşı dökenler…
Oysa bu sene, en azından benim sınav binamdaki öğrenciler, bencileyin deneme olsun diye sınava girmiş gibiydi.
*
Okul önünde bekleyen veliler de sakindi.
Biraz umursamaz gibiydi.
21 sene önce, okulun bahçesinde, okulun etrafındaki kaldırımlarda oturup dua eden veliler görmüştüm.
Şimdiyse veliler kaldırımda gariban gibi oturmuyordu.
Bir kısmı, özel aracında oturuyordu…
Bir kısmı, özel aracının bagajında getirdiği sentetik kilimleri gölgeye serip oturmuştu…
Bir kısmı, araçlarının bagajında getirdikleri katlanabilir sandalyeleri gölgeye çekmiş, kısa pantolonlarından taşan kıllı bacaklarını açıp oturmuştu…
21 sene önce sınav merkezlerinin etrafındaki bakkallardan bolca gazete alınır, bu gazeteler biraz okumak, biraz yere sermek, biraz şapka niyetine kafaya örtülmek için kullanırlardı.
Bu sene gazeteler olduğu gibi tezgâhta kalmıştı.
Herkesin cep telefonu vardı…
*
Soruları da değişmiş gördüm.
Türkçe testinde paragraf soruları daha derindi eskiden.
Şimdi derinliksiz, felsefesiz paragraflar…
Tarih soruları laf olsun diye seçilmiş sanki…
Koca Osmanlı tarihi, “Sipahi ne iş görür?” sorusu ile sınırlı…
Selçuklu, bir-iki bina türüyle…
Koca cumhuriyet devrimi, Atatürk’ün 1914’te ne iş yaptığı ile sınırlı…
Büyük Sahra’da sel olmayacağını bilirsen coğrafyada başarılısın…
Türk edebiyatını 1940’lara kadar bilsen kâfi…
Felsefe dediğin zaten 5 soru; sınava hazırlanırken iki felsefeciden ansiklopedik bilgi ezberlesen yeter…
*
Sınav sürecinde, bulunduğum sınav merkezinde dikkatimi çeken en önemli şey, liseden bu yıl mezun olanların bile kirli sakallı olması oldu…
Sakalsız genç sayısı o kadar azdı ki…
Sınav kitapçığını açarken şöyle bir soru gelecek diye düşündüm bir an:
“Aşağıdakilerden hangisi kirli sakal modasına etki eden dizilerden değildir?”
- A- Çukur
- B- Kiralık Aşk
- C- Yasak Elma
- D- Sen Anlat Karadeniz
- E- Ferhunde Hanımlar
*
Böyle bir soru çıksaydı ben tereddütsüz ‘E’ seçeneğini işaretlerdim.
Bereket çıkmadı…