POLİTİKA 

BOYKOTÇU

Bu yazıyı tam 5 sene evvel yazmışım. Bakalım, o günden bugüne ne demişim? * * * “Fransız mallarını boykot edelim” deyince Reis, bir boykot çağrısıdır, bir boykot heyecanıdır başladı sosyal medyada. Evvela listeler yayınlandı. Otomobilde şu marka… Benzinde bu firma… Kozmetik ve güzellik ürünlerinde şu marka… Deri çantada şu marka… Elbisede şu marka… Süt ve yoğurtta şu marka… Tavada şu, tencerede bu marka… Spor giyimde şu, sigortada bu marka… Listeyi inceledim. Araba alacak durumum yok, bir çizgi çektim ona. Araba olmadığına göre benzin almaya da gerek yok, bir çizgi de…

Devamını Oku
POLİTİKA 

ÇETELEMDE BAHAR KAZILI

Asılsız sorgular ile yasaklı sorular arasında geçen ahir zamanın eşiğinde direnişim hainlikmiş, illetine. Dilini dilimden, dirini dinimden ayırırlar, çocuk; ırkını baht bildirir, bildiklerini de haram ederler. “Hepimiz birimiz için!” dersem ne olur? Önce bir “sus” payı verilir, nitekim her koyun kendi bacağından mükelleftir zırvası sakızdır ağızlarında. Oysaki uyarılmıştık, “İlkokul sıralarından başlayarak ‘kendi bacağından asılan koyun’ felsefesiyle yetiştirilenlere asla itibar etmeyeceksin, onların arasından ülkeye yararlı birinin çıktığı görülmedi” denmişti. İlk emrin okumak olduğu silinirdi pekâlâ aklımızdan, kula kulluk edince aslın astarı görünür değildir. Sonra birkaç satırın üstü çizilir tabii ve men…

Devamını Oku
POLİTİKA 

CHP, 30 MİLYON İMZA TOPLARSA GERİ ADIM ATARLAR MI?

Mazlum milletler arasında ilk kurtuluş mücadelesini veren ve ezilen uluslara ışık olan Atatürk Türkiye’sini kuranların partisine kayyum atamaya kalkacak kadar gözünü karartan bir iktidar, acaba neleri göz almaz? İstanbul Büyükşehir Belediyesi Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun önce diplomasının iptaliyle birlikte jet hızıyla gözaltına alınıp tutuklanmasının ardından sokağa indi CHP. Binlerle, on binlerle başlandı ve dalga dalga büyüdü eylemler. Aslında CHP, sokak kokusunu yendi. Elbette sadece CHP üyesi ya da severleri yoktu sokakta. Sadece ve sadece Ekrem İmamoğlu için inilmemişti sokaklara. 1 milyon seçilmiş üye hedefiyle kurulan sandıklara, dayanışma sandıklarının da eklenmesiyle 3…

Devamını Oku
POLİTİKA PSİKOLOJİ 

RUH SAĞLIĞI POLİTİK DEĞİLSE NEDİR?

“Tarafsızlık, zalimin tarafını tutmaktır.” – Desmond TUTU Ruh sağlığı meselesi politiktir; çünkü insan politiktir. Özgürlüğü elinden alınan bir bireyin ruh sağlığı nasıl korunabilir? Adalet duygusu zedelenen, belirsizlik içinde yaşayan bir toplumda bireylerin iyi oluşundan söz edilebilir mi? Psikoloji, bireyin iç dünyasını incelerken onun içinde bulunduğu toplumsal yapıyı görmezden gelemez. Ancak bugün, psikoloji, çoğu zaman bireysel bir iyilik hali arayışına sıkıştırılıyor, insanı toplumundan kopuk bir varlık gibi ele alıyor. Oysa bireyin iyi oluşunu anlamak, içinde yaşadığı sistemi de anlamaktan geçer. Gregory Bateson’ın dediği gibi, “bireyi iyileştirmek istiyorsanız içinde yaşadığı sistemi de…

Devamını Oku
POLİTİKA 

NEFES NEFESE

İnce, acı, delici, yakıcı bir sızı ciğerlerimde. Burun deliklerimden başlıyor, şakaklarıma vurup gözlerimi yaşartıyor, oradan boğazıma, nefes boruma ve ciğerlerime iniyor. Sarsıcı bir sızı… Ama buna direnmek zorundayım, sarsılmadan ilerlemek zorundayım. Nefes nefese yol almak zorundayım. Sonunda buluşacağım müjdeli bir sevinçle, umut dolu bir damla gözyaşıyla donanmış güneşli bir günse direniş büyüleyici. Nefes nefese… Karanlık sanki her yer, ciğerimdeki ince, derin sızı karartmadıysa gözlerimi. Yok, bu sızıdan değil, diyor yüreğimin derinliklerinden gelen ses, karanlık buraları. Sağa sola çeviriyorum kafamı, karanlıktan sızan ince ışık huzmeleri savruluyor oraya buraya. Sanki alıp bir…

Devamını Oku
POLİTİKA 

İYİLİK KAZANACAK

“Akar gibi geçiyorum dünyadan, ısınıp bakınmadan/ sarhoş/ sıkılgan/ sırılsıklam…/ Kırk diyarda kırk bin öpüşün bitkiniyim/ dudağında kırk bin kekik tadı kamaşır/ yine de kalbim ısırgan mı ısırgan./ Eşini çağlayana kaptırmış balığıyım bu nehrin;/ aydır, geceden beri dişlenmiş kelebeğin her sabah ağzımda ölümüyle buluşan.” – Nihat BEHRAM Nihat Behram’ın Sol Haber’de bir köşe yazısını okumuştum yıllar önce. ‘Yok Edilmiş Bir Halk Cevheri: Enver Gökçe’ başlıklı yazısını. 2011’de yayınlanan yazının hemen girişinde okur şu satırlarla bilgilendirilmişti: “Bu yazı 30 yıl önce, Gökçe’nin ölüm haberini aldığım kanlı, karanlık 12 Eylül günlerinde sürgünde yazdığım ve…

Devamını Oku
POLİTİKA 

BURASI TÜRKİYE: TEKRARIN İÇİNDE SIKIŞMAK!

Bir sabah uyanıyorsun, dünya bildiğin gibi değil. Bir haber düşüyor ekrana, içini sıkıştıran, mideni bulandıran, kalbinin ritmini bozan… Sokağa çıkanları görüyorsun, gözlerindeki öfkeyi, korkuyu, umudu. İçinde bir şey kırılıyor. Ya da belki çoktan kırılmıştı da sadece daha fazla çatlak ekleniyor o eski yarıklara. Bu ülkede yaşamak, sürekli bir yas süreci gibi bazen. Daha önce hissettiğin bir kaybı, bir hayal kırıklığını, bir öfkeyi yeniden yaşıyor gibisin. Tekrar ve tekrar… Bir kısır döngü gibi… Ve bu sadece bir haber değil, sadece bir olay değil. Senin hikâyenle birleşiyor. Çocukken öğrendiğin sessizliklerle, susturulduğun anlarla,…

Devamını Oku
POLİTİKA 

YOLUN AÇIK MI SEVGİLİ YURDUM?

“Ne de çok özlemişiz gökyüzüne kansız bakmayı!” – Hasan Hüseyin KORKMAZGİL Her geçen gün biraz daha, toplu bir yok oluşa doğru sürükleniyoruz. Sahi, biz kaç kere toplu ölümler yaşadık? İş cinayetleri, bombalı eylemler, depremler, yangınlar… Ne kadar da kolay değil mi alınmayan önlemler yüzünden bu dünyaya doymadan göçü gitmek? Ne kadar çok öldük böyle… Gecekondu mahallerine, yoksul semtlere, köylerdeki sıvasız evlere kim bilir kaç bin kere geldi bayrak bayrak tabutlar? Her Türk asker mi doğardı yoksa her yoksul muydu asker doğan? Ekmek almaya giderken başından vurulup ölen bir çocuk düşünün……

Devamını Oku
POLİTİKA 

YARINSIZLAR KUCAKLAYACAK GELECEĞİ

Her geçen günün dünü arattığı bir yaşamın kıyısında yürüyoruz yarınlara. Belki yarını olmayan yarınsızlarız… Bir sonraki günün yarın olması değildir yarınlara yürümek. Yıllar akıp geçiyor ve bu akış sürecektir. Şöyle geriye dönüp son 20 yılınıza bir baksak geçen sürede biz yarınlara mı yürümüşüz yoksa her geçen gün biraz daha yoksullaşarak sefaletin dibini mi görmüşüz? 20, 21, 22 ya da 23 koca yıl… Neredeyse çeyrek asır! Bu kadar uzun bir zaman dilimine neler sığdırılmaz ki… Kucaklanmış bir gelecek gibi örneğin. Ne geleceği biz yakalayabildik ne de gelecek dediğimiz bizi bekledi. Durup…

Devamını Oku
POLİTİKA TOPLUM YAŞAM 

KORONA GÜNLERİ, ÇAĞ YANGINI, GÜNAHKÂR DÜNYA, CAZ MÜZİĞİ VE BENZERİ ŞEYLER

“Bir caz müziği” gibiydi her şey, o kadar kısa, o kadar çabuk; ama etkisi uzun yıllar sürecek kadar büyüktü. Hüzünlü bir senfoni gibiydi hissettiklerimiz; bir cenaze müziği gibi kederli, ağlamaklı. Şairin dediği gibi: “Dağılmış pazaryerlerine benziyordu şimdi istasyonlar”, “gelmiyordu içimizden hüzünlenmek bile”, “gelse de öyle sürekli değildi”… Ne olduğunu tam ayrımsayamadığımız bir duygu durumundaydık. * * * 2019’un Aralık ayında Çin’in adını daha önce duymadığımız Wuhan kentinde ortaya çıkan ölüm virüsünün, kısa sürede dünyayı öylesine kasıp kavuracağını elbette kimse tahmin edemezdi. Dünya Sağlık Örgütü (WHO), 11 Şubat 2020 günü virüs…

Devamını Oku