POLİTİKA 

GİDİŞAT

Güzel ilişkiler, anlaşmak, farklılıklara saygı duymak, değerlerdeki ortaklıkları seçmek, barışçıl düzen kurmak zorlaştırılıyor, çirkin ilişkilerle farklılıklardan kötülükmüş gibi bahsederek, değerlerde var olan ortaklıkları görmezden gelerek, barış yerine savaşı seçerek zorlaştırılıyor. Çirkin ilişkiler seçiliyor daha çok, daha çok anlaşmazlıklara odaklanılıyor, farklı olmaya bırakın saygı duymayı, farklı olan zombileştiriliyor. İyi değerlerde ortaklaşma, görmezden geliniyor, düzenin barışçıl olanı değil savaşçıl olanı tercih ediliyor ve her geçen yıl dünyanın herkes için yaşanılası güzel bir yer olması imkânsızlaşıyor. Savaşı seçmek, illaki eline silah alıp cepheye gitmek, askerleşmek, militanlaşmaktan geçmiyor, bulunduğumuz yerde olmaktan da geçiyor. Bencil…

Devamını Oku
KÜLTÜR-SANAT POLİTİKA 

TOPLUMSAL MANİFESTO VE MÜZİK

“Müzik herkesindir.” [1] Toplumsal hafıza müziğin notlarında saklı; o bir ışıktır ve dünya da onunla aydınlanır. Tam da bunun için “Ağır ağır ölürler; okumayanlar, müzik dinlemeyenler, vicdanlarında hoşgörüyü barındıramayanlar” diye uyarır Pablo Neruda herkesi… Kolay mı? Giambattista Vico’nun “İnsanlar, en kederli ve en sevinçli olanlarda gözlemlediğimiz üzere büyük tutkularını şarkı yoluyla ifade ederler” ya da Arthur Schopenhauer’ın “Bir Beethoven senfonisini doğru ruh halindeyken dinlediğinizde yalnızca duygusal açıdan uyarılmazsınız: Gerçekliği olduğu haliyle bir an için görürsünüz” ifadelerindeki üzere sanatta ortak olanı bulmak, bireysel olanı bulmaktan daha zordur ve daha önemlidir. Müzik…

Devamını Oku
POLİTİKA TOPLUM 

FETİH ÇILGINLIĞI SARDI MEDYAYI

Galiba yaygın medya; âlemi kör, sağır sanıyor ve hep beraber “ahali kandırmaca” oyunu oynuyorlar. Türkiye’nin, HTŞ ve Suriye Milli Ordusu’nun saldırılarında hiç payı yokmuş, onlar tamamen bağımsız hareket ediyorlarmış gibi anlattılar Suriye’de iç savaşın alevlenmesini. Fakat öte yandan haritadaki değişimi ve Halep kalesine Türk bayrağı asılmasını ülkemiz adına kazanç saydılar. Soğukkanlılığını yitirmiş ve –Mehmet Ali Güller’in deyimiyle– “fetih çılgınlığına” kapılmış bir gazetecilik yürüttüler. 12 yıl önce Türkiye’nin, Suriye’deki iç savaşa müdahil olmasını sorgusuz sualsiz destekleyen medya gücü, yine çizmelerini kuşandı. Akşam gazetesi, Mehter marşıyla Halep’e yürümeye başladı bile. “Mehter marşıyla…

Devamını Oku
POLİTİKA TOPLUM 

“LÜKS HARCAMA YAPMAZSAN MAAŞIN YETER”

“Biz bu kadar eğilmezdik çocuklar olmasaydı” diyordu Behçet Necatigil bir şiirinde. Öyle miydi gerçekten? Eğilmez miydik çocuklar olmasaydı? Behçet Necatigil bu şiiri yazdığında 1950’lerin sonlarıydı. Memlekette demokrasi mi “demirkırasi” mi öyle bir şey vardı. İktidardakiler hep eski Türkiye’yi kötülüyordu. Kendileri iktidar olunca halkın cebinin para, sofrasının et gördüğünü söylüyorlardı. “Memleketimiz dâhilinde fukaralık yoktur” diyorlardı. Yoksul olduğunu, geçinemediğini anlatmak isteyen olursa onları azarlıyorlardı. Tuzu kuru olanlar, keyfi yerinde olanlar, geçimi iyi olanlar, sofradaki ekmeğin hesabını yapmadan gönüllerince yaşayabilenler; fukaralara kızıyorlardı. “İş beğenmiyor bunlar” diyorlardı. “Çalışana iş mi yok?” diyorlardı. “Lüks harcama…

Devamını Oku
POLİTİKA TOPLUM 

‘BAŞKANIN ADAMLARI’NIN ELİ ARTIK ÇOK GÜÇLÜ!

Televizyonda ya da sosyal medyada karşımıza çıkan içeriklerin ne kadarı gerçek? Yıllar yıllar önce ‘Başkanın Adamları’ (Wag The Dog) isimli bir film izlemiştim. Google’a yazdım, merak edenler için kısa birkaç bilgiyi ‘Beyazperde’ sitesinden aldım: Barry Levinson’ın yönettiği 1998 yapımı filmin başrollerini Dustin Hoffman ve Robert De Niro oynuyordu. ‘Beyazperde’ sitesi, filmin kısa özetinde de şunları yazmış: “Amerikan başkanlık seçimlerine iki hafta kalmıştır… İsmi verilmeyen Amerikan başkanı, odasında küçük yaştaki bir kızla arasında geçenler nedeniyle büyük sansasyonlara neden olmuş, yeniden seçilebilme şansını sıfıra indirmiştir. Olaylar geniş çevrelerce duyulmadan önce önlem almak…

Devamını Oku
POLİTİKA 

İLETİŞİM OYUNLARI

Anan aşağı, baban yukarı… Eset aşağı, Esad yukarı derken… Esat da gitti. Dile kolay, 61 yıllık tek parti iktidarı yıkıldı. Yerine ne gelecek? Şimdilik belirsiz. Ama medyamızın keyfi yerinde. Fahrettin Bey’in de yakından takip ettiği X kullanıcıları başta olmak üzere tüm medyaya göre Esat gitti, mesele bitti! Fakat Ankara’da temkinli bir memnuniyet var. Ankara temkinli; çünkü sahadaki savaş kazanıldı, şimdi bunun iletişim savaşında nasıl kullanılacağının planlanması var. Öyle ya, her savaştan sonra güzel bir zafer pozu verilmez mi? Verilir. Bu zaferin pozu nerede verilecek? Muhtemelen Emevi Camii’nde, bir cuma namazı…

Devamını Oku
POLİTİKA 

GERİYE DÖNÜŞLER KALICI OLSUN

“Bastığın yerleri toprak diyerek geçme, tanı. / Düşün altında binlerce kefensiz yatanı. / Sen şehit oğlusun, incitme, yazıktır, atanı. / Verme, dünyaları alsan da, bu cennet vatanı.” Bastığı yerin şehit kanıyla sulanmış bir toprak olduğunu bilenler ve özümseyenler; bugün sığınmacıların neye sevindiklerini haliyle sorguluyor. Kıyaslanamayacak kadar şerefli olan Türk milleti, sığınmacıların konvoylarının Şam’a varmasını dört gözle bekliyor. Bir ülkenin bayrağı tektir ve o bayraktan başka bir bayrak açılması endişe vericidir! Hele ki binlerce şehit verilerek oluşan ay yıldızlı al bayrağımız ile Suriye muhalefetinin bayrağının yan yana sallanması kemik sızlatır! Kutlamalar…

Devamını Oku
POLİTİKA TOPLUM 

5 ÇOCUK, 1 ANNE VE YOK(SUL)LUK

Pir Sultan Abdal, yanına alıp yetiştirdiği Hızır Paşa’nın bir gün devlet kademesine gelerek elindeki yetkilerle kendisinin sonunu hazırlayacağını bilerek onu yetiştirdi. Yakın zamana kadar Hızır Paşa’nın gerçekte var olup olmadığı ile ilgili fikir ayrılıkları olsa da araştırmacı-yazar Ali Haydar Avcı, ünlü ozan ile aynı çağda bölgeye atanan yeni bir Hızır Paşa’nın varlığını Osmanlı arşivlerinde ‘Mühimme Defterleri’ kayıtlarında bulduğu belgelerle ispatladı ve tarihi belirsizliği ortadan kaldırdı. Bu topraklarda yöneticiler ile halk arasındaki durum Hızır Paşa ile Pir Sultan Abdal arasındaki durumla birebir örtüşür. Halkın kaygıları ile yönetenlerin kaygıları hiçbir zaman örtüşmez.…

Devamını Oku
POLİTİKA 

KREŞ

Belediyelerin, daha doğrusu CHP’li belediyelerin kreşlerine taktı kafayı. Ya kapatacak. Ya gelip üstüne konacak? Niye? Git gör o belediye kreşlerini. Çiçek gibi her biri… Tertemiz. Cıncık gibi. Pırıl pırıl. Sadece sınıfları, odaları, koridorları değil… Eğitimi de pırıl pırıl o kreşlerin. Apaydınlık. Oralarda çocuklara şeytan meytan, cin min anlatmıyorlar mesela. Kırmızı kefene sarıp yere yatırdıkları tiyatro oyunu oynatmıyorlar. Cinsiyetçi roller yüklemiyorlar. Ölümü anlatmıyorlar. Top, tüfek, balta, kılıç, savaş, kavga, dövüş anlatmıyorlar. Kindar nesil olsun diye kin anlatmıyorlar. Dindar nesil olsun diye Emevi yorumuyla din anlatmıyorlar. CHP’li belediyelerin o kreşlerinde çocuklara aklın,…

Devamını Oku
POLİTİKA 

MAVİ GÖZLERİYLE EBEDİYETE…

Göz pınarları kurumuş… Saat 09.05 olmuş… Bir millet sel olup akmış… Kadınlar kendilerine seçme ve seçilme hakkı veren Ata’sını, çocuklar kahramanlarını kaybetmişti… Hiçbir ölüm bu kadar ölümsüz olmamıştı. Mavi gözleriyle cephede istiklal hedefi kuran Mustafa Kemal Atatürk, bir ulusu var etmiş ve anasının ak sütü gibi tertemiz bir ülke bırakıp gidiyordu artık… Hiç gitmeyeceğini bilerek yüreği rahattı. O’nu yok etmeye çalıştıkça birileri, evlatları dimdik durdu önlerinde dağ gibi! Türk milletini kenetleyen, Türk milletinin yüceliğini dünyaya gösteren, dünyanın sahibi gibi gözüken liderlere düğme ilikleten adamdır Mustafa Kemal Atatürk! Dünya basını 11…

Devamını Oku