POLİTİKA TOPLUM 

“LÜKS HARCAMA YAPMAZSAN MAAŞIN YETER”

“Biz bu kadar eğilmezdik çocuklar olmasaydı” diyordu Behçet Necatigil bir şiirinde. Öyle miydi gerçekten? Eğilmez miydik çocuklar olmasaydı? Behçet Necatigil bu şiiri yazdığında 1950’lerin sonlarıydı. Memlekette demokrasi mi “demirkırasi” mi öyle bir şey vardı. İktidardakiler hep eski Türkiye’yi kötülüyordu. Kendileri iktidar olunca halkın cebinin para, sofrasının et gördüğünü söylüyorlardı. “Memleketimiz dâhilinde fukaralık yoktur” diyorlardı. Yoksul olduğunu, geçinemediğini anlatmak isteyen olursa onları azarlıyorlardı. Tuzu kuru olanlar, keyfi yerinde olanlar, geçimi iyi olanlar, sofradaki ekmeğin hesabını yapmadan gönüllerince yaşayabilenler; fukaralara kızıyorlardı. “İş beğenmiyor bunlar” diyorlardı. “Çalışana iş mi yok?” diyorlardı. “Lüks harcama…

Devamını Oku
POLİTİKA TOPLUM 

‘BAŞKANIN ADAMLARI’NIN ELİ ARTIK ÇOK GÜÇLÜ!

Televizyonda ya da sosyal medyada karşımıza çıkan içeriklerin ne kadarı gerçek? Yıllar yıllar önce ‘Başkanın Adamları’ (Wag The Dog) isimli bir film izlemiştim. Google’a yazdım, merak edenler için kısa birkaç bilgiyi ‘Beyazperde’ sitesinden aldım: Barry Levinson’ın yönettiği 1998 yapımı filmin başrollerini Dustin Hoffman ve Robert De Niro oynuyordu. ‘Beyazperde’ sitesi, filmin kısa özetinde de şunları yazmış: “Amerikan başkanlık seçimlerine iki hafta kalmıştır… İsmi verilmeyen Amerikan başkanı, odasında küçük yaştaki bir kızla arasında geçenler nedeniyle büyük sansasyonlara neden olmuş, yeniden seçilebilme şansını sıfıra indirmiştir. Olaylar geniş çevrelerce duyulmadan önce önlem almak…

Devamını Oku
POLİTİKA 

İLETİŞİM OYUNLARI

Anan aşağı, baban yukarı… Eset aşağı, Esad yukarı derken… Esat da gitti. Dile kolay, 61 yıllık tek parti iktidarı yıkıldı. Yerine ne gelecek? Şimdilik belirsiz. Ama medyamızın keyfi yerinde. Fahrettin Bey’in de yakından takip ettiği X kullanıcıları başta olmak üzere tüm medyaya göre Esat gitti, mesele bitti! Fakat Ankara’da temkinli bir memnuniyet var. Ankara temkinli; çünkü sahadaki savaş kazanıldı, şimdi bunun iletişim savaşında nasıl kullanılacağının planlanması var. Öyle ya, her savaştan sonra güzel bir zafer pozu verilmez mi? Verilir. Bu zaferin pozu nerede verilecek? Muhtemelen Emevi Camii’nde, bir cuma namazı…

Devamını Oku
POLİTİKA 

GERİYE DÖNÜŞLER KALICI OLSUN

“Bastığın yerleri toprak diyerek geçme, tanı. / Düşün altında binlerce kefensiz yatanı. / Sen şehit oğlusun, incitme, yazıktır, atanı. / Verme, dünyaları alsan da, bu cennet vatanı.” Bastığı yerin şehit kanıyla sulanmış bir toprak olduğunu bilenler ve özümseyenler; bugün sığınmacıların neye sevindiklerini haliyle sorguluyor. Kıyaslanamayacak kadar şerefli olan Türk milleti, sığınmacıların konvoylarının Şam’a varmasını dört gözle bekliyor. Bir ülkenin bayrağı tektir ve o bayraktan başka bir bayrak açılması endişe vericidir! Hele ki binlerce şehit verilerek oluşan ay yıldızlı al bayrağımız ile Suriye muhalefetinin bayrağının yan yana sallanması kemik sızlatır! Kutlamalar…

Devamını Oku
POLİTİKA TOPLUM 

5 ÇOCUK, 1 ANNE VE YOK(SUL)LUK

Pir Sultan Abdal, yanına alıp yetiştirdiği Hızır Paşa’nın bir gün devlet kademesine gelerek elindeki yetkilerle kendisinin sonunu hazırlayacağını bilerek onu yetiştirdi. Yakın zamana kadar Hızır Paşa’nın gerçekte var olup olmadığı ile ilgili fikir ayrılıkları olsa da araştırmacı-yazar Ali Haydar Avcı, ünlü ozan ile aynı çağda bölgeye atanan yeni bir Hızır Paşa’nın varlığını Osmanlı arşivlerinde ‘Mühimme Defterleri’ kayıtlarında bulduğu belgelerle ispatladı ve tarihi belirsizliği ortadan kaldırdı. Bu topraklarda yöneticiler ile halk arasındaki durum Hızır Paşa ile Pir Sultan Abdal arasındaki durumla birebir örtüşür. Halkın kaygıları ile yönetenlerin kaygıları hiçbir zaman örtüşmez.…

Devamını Oku
POLİTİKA 

KREŞ

Belediyelerin, daha doğrusu CHP’li belediyelerin kreşlerine taktı kafayı. Ya kapatacak. Ya gelip üstüne konacak? Niye? Git gör o belediye kreşlerini. Çiçek gibi her biri… Tertemiz. Cıncık gibi. Pırıl pırıl. Sadece sınıfları, odaları, koridorları değil… Eğitimi de pırıl pırıl o kreşlerin. Apaydınlık. Oralarda çocuklara şeytan meytan, cin min anlatmıyorlar mesela. Kırmızı kefene sarıp yere yatırdıkları tiyatro oyunu oynatmıyorlar. Cinsiyetçi roller yüklemiyorlar. Ölümü anlatmıyorlar. Top, tüfek, balta, kılıç, savaş, kavga, dövüş anlatmıyorlar. Kindar nesil olsun diye kin anlatmıyorlar. Dindar nesil olsun diye Emevi yorumuyla din anlatmıyorlar. CHP’li belediyelerin o kreşlerinde çocuklara aklın,…

Devamını Oku
POLİTİKA 

MAVİ GÖZLERİYLE EBEDİYETE…

Göz pınarları kurumuş… Saat 09.05 olmuş… Bir millet sel olup akmış… Kadınlar kendilerine seçme ve seçilme hakkı veren Ata’sını, çocuklar kahramanlarını kaybetmişti… Hiçbir ölüm bu kadar ölümsüz olmamıştı. Mavi gözleriyle cephede istiklal hedefi kuran Mustafa Kemal Atatürk, bir ulusu var etmiş ve anasının ak sütü gibi tertemiz bir ülke bırakıp gidiyordu artık… Hiç gitmeyeceğini bilerek yüreği rahattı. O’nu yok etmeye çalıştıkça birileri, evlatları dimdik durdu önlerinde dağ gibi! Türk milletini kenetleyen, Türk milletinin yüceliğini dünyaya gösteren, dünyanın sahibi gibi gözüken liderlere düğme ilikleten adamdır Mustafa Kemal Atatürk! Dünya basını 11…

Devamını Oku
POLİTİKA 

YARGILAYAN GAZETECİLİK VE MASUMİYET KARİNESİ

Cumhuriyet başsavcılığı açıklaması ve ardından Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın konuşmasıyla hakkında “mahkûmiyet” hükmü ilan edildiğinde Esenyurt Belediye Başkanı Ahmet Özer henüz gözaltındaydı. Daha ifade bile vermemişti. İktidar yanlısı medya da destek verdi yargısız infaza. Gözaltı haberinin duyulduğu ilk saatlerden itibaren haber siteleri ve televizyonlarda, Ahmet Özer’in terör örgütü ile ilişkisi olduğuna dair yayınlar başladı. Özer’in telefon konuşmalarının deşifreleri A Haber ekranındaydı. Polisin, Özer’i adliyeye götürmesinden sonra da Sabah, Elips Haber ve TGRT Ankara Temsilcisi Fatih Atik, “Esenyurt Belediyesi’ne kayyum atandığı” haberini geçti. Henüz Özer hakkında tutuklama kararı verilmemişti bu yayınlar başladığında. Sonradan…

Devamını Oku
POLİTİKA 

SAFARİDEKİ ZEBRA VE DEMOKRASİ

Şimdi, “Safariyle ve zebrayla demokrasinin ne ilgisi var?” diyeceksiniz… Hani bir hikâye vardır. Zengin Avrupalı, Afrika’ya safariye gitmiş. Bir zebra vurmak istiyormuş. Zebranın o güzel siyah beyaz çizgili derisini şöminesinin önüne serecekmiş. Yerli rehber ile ava çıkmışlar. Sürüden ayrı otlayan güzel bir zebrayı gözüne kestirmiş, tüfeği doğrultmuş ve ateş etmiş. Tüfeğin patlaması ile birlikte zebra sürüsü dağılmış ve hızla koşmaya başlamış. Bizim Avrupalının ateş ettiği zebra da sürüyle beraber kaçıyormuş. Avrupalı avcı tüfeğini zebraya doğru tekrar doğrultmuş, tam ateş edecekken rehber engel olmuş, “Dur,” demiş, “Ne yapıyorsun? Deriye zarar vereceksin!”…

Devamını Oku
POLİTİKA 

KAYYUMDAN ÖTE SİZDEN ZİYADE

Hayır mı şer mi bilemem ama… Garip bir hal var. Kaos desen değil. Normal desen değil. Herkesin çıkarına göre gündemi değiştirdiği bir ortam desen tam yeri… Bir kayyum tartışmasıdır gidiyor. Kayyum terimini iyi anlamak gerekiyor. Kayyum, hukuki bir terim olarak, bir kişi ya da kurumun işlerini yürütmesi için devlet tarafından atanan geçici yönetici anlamına gelir.  Kıyım değildir! Darbe hiç değildir! Gasp değildir! Ortamı fırsat bilip kardeşi kardeşe kırdırmak hiç değildir! YSK’nin de eleştirilmesi gereken yanları olmakla birlikte kayyum atanan şehirlerden gelen görüntüler hoş değil. Devleti temsil eden görevdeki polise ağza alınmayacak küfürler…

Devamını Oku