POLİTİKA 

YER Mİ ANADOLU ÇOCUĞU?

Bay Kemal devri kapandı, Bay Özgür devri başladı. Peki, ya Bay Ekrem? O işin neresinde? Tam merkezinde… Bay Ekrem, İstanbul Büyükşehir Belediyesi Başkanı olmanın gücünü de kullanıp CHP’nin İstanbul seçimlerinde istediğini aldı, İstanbul İl Başkanını yanına alıp pozu verdi. “Çekin arkadaşlar!” Arkadaşlar çekti. Mesaj yerine ulaştı. Vatandaş baktı, “Hı,” dedi, “demek ki İstanbul İl Başkanı aslında Bay Ekrem.” Bay Ekrem, İstanbul Büyükşehir Belediyesi Başkanı olmanın gücünü kullanıp CHP’ye genel başkan adayı bile çıkardı. “Yürü be Özgür” dedi. Bay Özgür yürüdü. Bay Ekrem, İstanbul Büyükşehir Belediyesi Başkanı olmanın gücünü kullanıp CHP’nin…

Devamını Oku
POLİTİKA 

ATATÜRK’TE KURTULUŞUN ‘İLK HİSS-İ TEŞEBBÜSÜ’ NEDEN ADANA’DA DOĞMUŞTU?

Mustafa Kemal, Adana’yla ilk kez Çanakkale Savaşı’nda tanıştı. Savaşa Adana’dan katılan askerlerin gözü daha bir karaydı. Sıcakkanlılardı, dobra ve yiğittiler. Bir de Adana sözünü yaralı çadırlarında duyuyordu. Zira Çanakkale Savaşı’nda tüm yaralıların sargı bezi ve pamuğu Osmanlı’nın tek sanayi şehri olan, iplik ve bez fabrikalarıyla dolu Adana’dan geliyordu. Mustafa Kemal, Adana’ya ilk kez Yıldırım Orduları Komutanlığı’nı devralmak üzere “Tümgeneral” olarak 31 Ekim 1918 tarihinde geldi. “Cumhurbaşkanı” olarak son gelişi ise 24 Mayıs 1938’de “Şahsi meselem” dediği Hatay içindi. “Tümgeneral”, “Büyük Millet Meclisi Başkanı” ve “Cumhurbaşkanı” olarak tam 9 kez Adana’yı…

Devamını Oku
POLİTİKA 

KILIÇDAROĞLU’NUN ŞAPKASI

CHP’de kurultay bitti, Kılıçdaroğlu Dönemi kapandı, Özgür Özel Dönemi başladı. Kartlar yeniden karılacak. Parti içi dengelerin oturması zaman alacak. Çünkü muhtemelen CHP, bir süre, Ankara’dan değil, İstanbul’dan, Ekrem İmamoğlu’nun odasından idare edilecek. CHP için yeni bir deneyim olacak. Bu yazının konusu, CHP’nin yeni dönemine ilişkin değil. Bu yazının konusu, Eski Genel Başkan Kemal Kılıçdaroğlu’na dair. Ne de olsa kurultay sona erdiğine göre herkes soğukkanlılıkla okur, eleştirilerini sonraya bırakır diye umut ediyorum. Kılıçdaroğlu 13 yıl genel başkanlık koltuğunda oturdu. Bu 13 yıllık sürede iktidarın hem ideolojik aygıtlarıyla hem de baskı aygıtlarıyla…

Devamını Oku
POLİTİKA 

MABET HAYALİ BİNLERCE İNSANIN KATİLİ OLDU

Ellerini hangi enkaza atsalar ufacık cesetler çıkıyor. Bir babanın beton yığınına dönmüş evinin önünde yitirdiği 4 çocuğuna yakarışı kulakları sağır etmiyorsa kalbiniz kin bağlamış demektir. Bir çocuğun yaşadığının bile farkında olmadan “Beni mezara mı götürüyorsunuz?” sözü göz pınarlarınızı kurutmuyorsa insanlığınız gömülmüş gitmiş demektir. Yazımın ilk cümleleri hep çocuklarla ilgili, fark etmişsinizdir. Çünkü İsrail, mermilerini, silahlarını, füzelerini çocuklara çevirmiş durumda. Adeta çocuklarla savaşıyor. “Eti ne budu ne?” deriz ya el kadar çocukların kanını kurutmaya doymadılar! Bir ay geride kaldı ve hâlâ birçok ülke sessiz! Ama gerçekten insan olan – Hıristiyan da…

Devamını Oku
POLİTİKA 

CUMHURİYET ÇOCUKLARIYIZ BİZ

100 yıl… Yazarken, söylerken, dinlerken ne kadar kolay dökülüyor sözcükler, değil mi? Bir çırpıda söyleyiveriyoruz bazen. Belki çok düşünmüyoruz üzerine “100” derken… Benim gözlerimi dolduruyor “100 yaşında” demek. Yanına en sevdiğim kelime geliyor çünkü: Cumhuriyet! Mücadele, emek, emanet görüyorum üç basamaklı bu sayıda. 100; belki de hiç bu kadar anlamlı olmamıştı aklımda, hiç bu kadar tüylerimi diken diken etmemişti. Düşünüyorum zaman zaman, Ata’mın emanetine sahip çıkabiliyor muyuz diye, sonra daha sıkı sarılıyorum bu emanete. Şu sözler beliriyor zihnimde: “Ey Türk gençliği! Birinci vazifen; Türk istiklalini, Türk cumhuriyetini, ilelebet muhafaza ve…

Devamını Oku
POLİTİKA 

29 EKİM’İ KUTLAMAK

29 Ekim, yaşadığımız ülkenin doğum günüdür. 100 yıl önce bugün, 29 Ekim 1923’te ülkemizin kuruluşu ilan edilmiştir. Cumhuriyet Bayramı, Türkiye Büyük Millet Meclisinin 29 Ekim 1923’te cumhuriyet yönetimi ilan etmesi anısına her yıl 29 Ekim günü Türkiye’de, kuruluşundan itibaren Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nde kutlanan milli bayramlarımızdan birisidir. Dönemin anayasası olan Teşkilat-ı Esasiye Kanunu’nda yapılan bir değişiklik ile Cumhuriyet’imiz, Türkiye Büyük Millet Meclisi tarafından ilan edilmiştir. Cumhuriyet’in ilanı, Ankara’da 101 pare top atışı ile duyurulmuş ve 29 Ekim gecesi ile 30 Ekim 1923 tarihi, başta Ankara olmak üzere tüm ülkede bir…

Devamını Oku
KÜLTÜR-SANAT POLİTİKA 

SANAT VE SANATÇILAR SUSMAMALIDIR

İlk defa 2015 yılının Eylül ayında kaleme almış, daha sonra 2016 yılının Mart ayında Posta gazetesinin GAP bölge ekindeki köşemde yayınlamıştım bu yazımı. O dönemde Türkiye’de yaşanan terör olayları nedeniyle toplumda korku, endişe hâkimdi. Bugün de İsrail’in saldırısı sonrası Gazze’de yaşanan insanlık dramında başta çocuk ve kadınlar olmak üzere benzer kaygı ve üzüntüleri yaşıyoruz. İnsanlık dramına tanıklık ediyoruz. Savaşlarda, terör saldırılarında, olağanüstü dönemlerde sanat ve sanatçılara büyük rol düşmektedir. Bu yazının amacı, sorunların dile getirilmesinde sanatın yaratıcı ve yenilikçi ve etkili gücünü ifade etmek, toplumun moral değerlerini yüksek tutmada sanatın…

Devamını Oku
POLİTİKA 

EN CAN YAKICI KEFEN BEYAZI

Hiçbir çocuğa kefen yakışmazken bombalar yüzlerine imza atar oldu. İmzanın kalemini tutanların tarih, kalemini kıracak! 21’inci yüzyılda ‘insanlık’ naraları atanların içlerindeki barbarlığı ve vahşeti izliyoruz. İzliyoruz diyorum; çünkü müdahale edemiyoruz! Karşımızdaki o kadar arsız, o kadar vicdansız ki tüm dünya ülkelerinin savaşa dâhil olmasını amaçlıyor. Aklınca soytarı yandaşları ile gücüne güç katacak! Gazze’den gelen görüntüleri izledikçe uykularım kaçıyor; uyumaya, yemeye, içmeye elim gitmiyor. Suç işleniyor Gazze’de, çocuklar vahşice öldürülüyor; nasıl uyuyalım? Ufacık bedenler, kalpler korkuyu öğreniyor, kimisi öğrendiği gibi oracıkta ölüp gidiyor. “Çocuk” ve “ölüm” kelimesi asla yan yana gelmemeliyken…

Devamını Oku
POLİTİKA TOPLUM 

ÖZGÜRLÜK

İnsanlar daha doğdukları günden itibaren gerçekliğini tartışamadığı, mutlak doğru zannettiği inançlarla büyüyor. Sonra başkasının inançlarını kendine yapılmış bir ihanet olarak görüp onlara düşmanlık ve kin besliyorlar. Yüzyıllar boyu bu algı ve inançlar sorgulanmadığı için sorgulanması gerektiği söylendiğinde insanlar karakterlerinin, davranışlarının bir ögesiymiş gibi davranıyor. Bu farkındalığın yaratılması için yapılan uyarıları ve verilen emekleri kendine yapılmış bir saldırı olarak algılıyor. İşte, bu şartlanmışlık; beynin en büyük cezası ve mahkûmiyetidir, bir bebeğin elini kolunu bağlayıp bir odaya ya da bir hücreye kilitlemek ile eş değerdir. Her birey, çocukluktan başlayarak yaşadığı evreni yeniden…

Devamını Oku
POLİTİKA 

HAMAS TERS KÖŞE YAPTI

Bir ülke düşünün ki 8 milyonu biraz geçen nüfusuyla dünyanın ilaç sanayisini yönetiyor, perde arkasında durup en kritik anlarda “Ben buradayım” diyor. İsrail’den bahsediyorum. Çoğumuz İsrail kelimesini duyunca ister istemez yüz ekşitir, bir an önce konunun değişmesini isteriz. Elindeki kan hep yenilenir, temizlemek isteyen de kirlenir! “Mescid-i Aksa kutsalımız” dendikçe damarına basmışçasına insanlar yerde sürüklendi, sabah namazlarına baskınlar yapıldı, kadınların başörtüsü sökülüp atıldı. İnancı ne olursa olsun hiçbir halk böyle bir tutumu hak etmez. İsrail’in özünü bildiğimiz için masum edebiyatı sergilemesi çok inandırıcı gelmiyor açıkçası. İsrail’de de Gazze’de de masum…

Devamını Oku