POLİTİKA 

CENUP VİLAYETİ

Bir sonbahar akşamı, İstanbul, soğuk. Yağmur çiseliyor. Evrensel Kültür Merkezi’nden çıktık üç kişi, İstiklal Caddesi’nin kalabalığına karıştık. “Kaldırımlarda yağmur kokusu” diye mırıldandım. Güldü bal gözlü Trakyalı kız. “Kimin bu şiir?” dedi. “Senin mi?” “Yok,” dedim mantomun fermuarını çekip yüzümü kapatırken, “Attila İlhan’ın…” * * * Turan bizim oralardan, Tokatlı. Bizim kafadan, devrimci. Attila İlhan’ı burjuva bulur, şiirlerini arabesk. Güldü. Bir şey diyecek oldu. O cümlesini tamamlayamadan polis bağırdı: “Verin lan kimlikleri!” Kimlikleri verdik. Polis aracının kırmızı, yeşil, mavi ışığı altında, yağmurda baktı polis. Kimlikleri verirken söylendi: “Biri Tokatlı, biri Sivaslı……

Devamını Oku
POLİTİKA TOPLUM 

GAZETE VE TV’LER “ÇORAP FABRİKASI” MI?

“Gazete çıkarmak, çorap fabrikası işletmeye benzemez” cümlesi, Türkiye gazetecilik tarihinin kıvançla anılan sayfalarından birinin sloganıdır. 10 Ocak Çalışan Gazeteciler Günü de oradan kalmıştır. 1961 yılında “dokuz gazete patronu”, gazetecilere yeni haklar getiren 212 sayılı Basın Kanunu ile Basın İlan Kurumu kurulmasına ilişkin yasanın yürürlüğe girmesine tepki olarak üç gün gazete çıkarmama kararı almışlardı. Bunun üzerine gazeteciler ‘Akşam’, ‘Cumhuriyet’, ‘Dünya’, ‘Hürriyet’, ‘Milliyet’, ‘Tercüman’, ‘Vatan’, ‘Yeni İstanbul’ ve ‘Yeni Sabah’ patronlarının bu kararını protesto ederek halkın gazetesiz kalmaması için de ‘BASIN’ adlı bir gazete çıkarmışlardı. O gazetenin 11 Ocak’taki başyazısında gazete patronlarına…

Devamını Oku
POLİTİKA TOPLUM 

PASAPORT HAKKINDA HER ŞEY

Son bir yılda gündemimizde “pasaport krizi” diyebileceğimiz bir krizimiz oldu. Pasaport için sabahın erken saatlerinde kuyruklara giren insan görüntülerine tanıklık edildi. Çipli pasaport üretimini yapan ve Hazine ve Maliye Bakanlığına bağlı olan Darphane ve Damga Matbaası Genel Müdürlüğünün Hollanda’daki tedarikçi firma ile “çip krizi” yaşaması sonrası zincirleme gelişen ve krize dönüşen gelişmeler devam ediyor. Bu krizin kurbanlarından biri de ben oldum. Planlı seyahat öncesinde pasaport süresini uzatma başvurumun aylar içerisinde yetişmemesi sonucunda, yıllık izin planlarını iptal etmek durumunda kalan biri olarak bol bol pasaportun anlamı, gerekliliği ve gereksizliği üzerine düşündüm.…

Devamını Oku
KÜLTÜR-SANAT POLİTİKA TOPLUM 

HEYKEL İLE İMTİHANIMIZ!

“Heykel, mekânda girinti ve çıkıntının sanatıdır.” [1] Fernando Pessoa’nın “Hayatımı kendime yabancı bir malzemeden yapılmış bir heykel gibi yonttum” [2] satırlarıyla üzere heykelin yaşamımızdaki önemine ilişkin vurgusuna; “Hiç taş heykel ile canlanmış heykel bir olur mu? Taştan taş yapmak meziyet değil, taşı taşlıktan çıkarmaktır asıl meziyet” [3] ifadesini de eklemek gerek… Bir de Ulus Baker’in “Diyebiliriz ki heykel, taşı aldatarak yapılır” [4] ve Søren Kierkegaard’ın “Heykel, resim ve mimari gibi doğa da sessizdir; ancak her şeye rağmen duyarlı kulaklar onların konuştuğunu işitebilir” [5] saptamalarını… Kolay mı? Michelangelo di Lodovico Buonarroti,…

Devamını Oku
POLİTİKA TOPLUM 

UZUN İNCE BİR YOL / SİVİL İTAATSİZLİK

“En iyi devlet, hiç yönetmeyen devlettir.” – Henry David Thoreau “Sivil İtaatsizlik” doktrini Amerikalı Henry David Thoreau’ya (1817-1862) ait bir öğretidir. Meksika Savaşı’nda, Amerikan hükümetinin köleliği yaymayı amaçladığını sezen Thoreau, hükümeti mali bakımdan desteklememek için kelle vergisini ödemeyi reddeder ve hapse girer. Bu olay, Thoreau’yu ‘Sivil İtaatsizlik’ isimli makalesini yazmaya kadar götürür (1849). Öğretide Meksika Savaşı’nın önemli bir yeri vardır. Başkaldırının felsefesi bağlamında “Amaçlarla tutarlı ve etik bir başkaldırı olanaklı mıdır?” diye sorar Albert Camus. Ahlaklı bir tutarlılık olanaklı olmakla birlikte eylemin sonuca ulaşması açısından yeterliliği tartışma konusudur. Sivil itaatsizlikte,…

Devamını Oku
POLİTİKA TOPLUM 

ÇEVRECİNİN DANİSKASI

Bir ağaç deyip geçme, nelere kadir bir ağaç. Mesela bizim Mersin’in yalnız ağacı… Hani şu zehirlenen fukara ama anaç ağaç. Hani o kupkuru meydanda yemyeşil ve serin ve gölgeli ve görkemli ağaç… Ayakta ölürken bile neleri değiştirdi. * * * 20 yıllık devri saltanatın tüm aktörlerini çevreci yapıverdi mesela. Betoncular… Nükleerciler… Kömürcüler… Mermerciler, taşçılar… Petrolcüler, siyanürcüler… Yanmış orman yerine otelciler… Yağmalanmış zeytinlik yerine madenciler… Çapul edilmiş kıyılarda AVM’ciler… Erken gelenin konduğu ormanlarda TOKİ’ciler… Göl kıyısında yalıcılar, orman yolunda villacılar… Bizim yaylalara taşocakçılar… Kıyılarımıza balık çiftlikçiler… Ardıçlarımızı kesen termikçiler… 20 yılda…

Devamını Oku
POLİTİKA 

YENİ TÜRKİYE VE ADALET

Tarihinin en büyük ekonomik krizi ile karşı karşıya olan Türkiye, Parlamenter Sistem’den geçmiş olduğu ‘Tek Adam Sistemi’nde beklediği gelişmeyi ve iyileşmeyi sağlayamadı. Ülkede reel enflasyonun Cumhuriyet tarihinde görülmedik bir noktaya yükselmesi, orta sınıfın yok olması, nüfusun büyük bölümünün açlık ve yoksulluk sınırında yaşar hale gelmesi nedeniyle iktidar koalisyonunun seçmen desteği hızla geriledi ve yapılan ciddi siyasi anketlerde 2023 seçimlerinde iktidar değişikliğinin sinyalleri şimdiden alınmaya başladı. Yapılacak ilk seçimde, 6 siyasi partiden oluşan muhalefetin bir bütünlük halinde hareket etmesi ve dışarıda kalan muhalif güçlerin de iktidar değişikliği için muhalefet bloku ile…

Devamını Oku
POLİTİKA SPOR TOPLUM 

FUTBOLUN ASİLERİ

“Gidenler nerede kaldılar, özledim gülüşlerini. / Bir kenti güzelleştiren yalnız onlardı sanki.” [1] Neil Faulkner’ın “Bütün şeyler kendi içlerinde çelişkilidir ve çelişki, tüm hareketin ve yaşamın kökenidir; bir şey ancak bir çelişki içerdiği sürece hareket eder, itkiye ve etkinliğe sahip olur” saptaması “Futbol, asla futbol değildir” diye tarif edilen gerçeğin asileri için de geçerlidir… Jean Paul Sartre’ın “En önemsiz davranışınızda bile, ‘sınırsız bir kahramanlık var’” [2] notunu düştüğü insani isyan, sınıflı sömürücü toplumlardaki “kahraman”lığın da zeminini oluşturur. [3] Yani “kahramanlık”, özgürleşme için vazgeçilemez zarurettir. Çünkü hemen her şey “…‘insanları baskı…

Devamını Oku
POLİTİKA 

KAN KARDEŞLİĞİ

“Herkesten yeteneğine göre… Herkese gereksinimlerine göre…” – K. Marx / F. Engels Bir şeylerin ya da daha keskin bir ifadeyle söyleyecek olursak, bazı kuramların hayat içinde kabul görmesi onun sınanmasıyla, yani yaşamdaki pratiğiyle yakından ilgilidir. Aslında ilk olarak ilkel topluluklar arasında komünal yaşam olarak var olan bu kuramlardan birisi, Avrupa’da Sanayi Devrimi sonrası ete kemiğe bürünmeye başlamıştı. Kuramsallaşmaya başladığı o günden bugüne, haksız imtiyazlarını kaybedeceğini anlayan burjuvaziyi çok korkutmuş, onlar da bu korkularını asılsız bin bir dedikoduyla süsleyerek bir “öcü” yaratmışlar, tüm dünyanın beynine enjekte etmişlerdi. Marx’ın deyimiyle “Avrupa’ya bir…

Devamını Oku
POLİTİKA 

1970’İN ‘15-16 HAZİRAN’I

“İnsanların çektikleri acılardır asıl paylaşılması gereken.” [1] Cahit Külebi’nin “Ağladığım senin içindir/ güldüğüm senin için/ öpüp başıma koyduğum/ ekmek gibisin” dizeleriyle müsemma 15-16 Haziran Başkaldırısı, hepimize “Veritas vos liberabit / Gerçek seni özgür kılar” diye haykıran tarihsel bir mihenk taşı olması yanında, işçi sınıfının volkan gibi patladığı tarihsel kesitin öğretici hikâyesidir. Üzerinde döne döne düşünülmesi gereken bu deneyim; T.“C”. tarihinin dönüm noktalarından birisidir kuşkusuz. Coğrafyamızı derinden sarsan “iki uzun gün” iktidarın, işçi haklarına yönelik saldırısını püskürtmekle kalmamış; bütün muhalefeti derinlemesine etkileyip yeniden biçimlendirmiş; ekonomi-politik gerçeğin bir yol ayrımına geldiğini de…

Devamını Oku