POLİTİKA 

ŞARK EKSPRESİ CİNAYETİ

Agatha Christie’nin enfes polisiye romandır. Birkaç defa filme de alınmıştır. Özgün adı ‘Murder On The Orient Express’. Dilimize ‘Doğu Ekspresinde Cinayet’ olarak çevrildi ama ben “Doğu” kelimesi yerine “Şark” kelimesini kullanacağım. Bu not burada dursun, geleceğiz. * * * Kitabın ya da filmin konusunu bilmeyen var mıdır? Trende bir cinayet işlenir. Dedektif trendeki yolcuları sorgulamaya başlar. Katil kimdir? Soruşturma derinleştikçe şüpheli sayısı artar. Üstelik herkes sanki cinayetin aydınlanmasını istemiyormuş gibidir. Şüpheli ifadeler… Kaçamak ikrarlar… Çelişkiler… Gizleme çabaları… Derken dedektif ipuçlarını bulur. İpuçları üzerinden ilerler ve cinayeti çözer. Kimdir katil? Romanı…

Devamını Oku
POLİTİKA PSİKOLOJİ TOPLUM 

ÇAĞIMIZIN HASTALIĞI ‘YANKI ODASI’ NEDİR?

Ülkemizde artık değişim isteyen ve bu isteğini giderek daha yüksek sesle dile getiren, içerisinde bulunduğum “muhalif seçmen” kitlesi; 2023 cumhurbaşkanlığı ve milletvekili seçimleri sonuçlarının ardından büyük bir hayal kırıklığına uğradı. Bu hüsranın arkasında elbette kaybetmiş olmak yatıyordu. Kaybetmek her zaman bir ihtimaldi ama yaşadığımız şokun bu kadar büyük olmasının sebebi seçim sürecinde –ve daha da öncesinde– içerisinde bulunduğumuz “yankı odalarıydı”. Şöyle ki… Sadece bizimle aynı fikirdeki insanlarla görüşüyor, Cumhuriyet ya da Sözcü okuyor, televizyonda Halk TV, Tele 1,  Sözcü TV ve KRT’den başka kanal açmıyor, sosyal medyada muhalif içerik üreticilerini…

Devamını Oku
POLİTİKA TOPLUM 

BİR OH ÇEKSEM KARŞIKİ DAĞLAR YIKILIR!

Ekonomide epistemolojik bir kopuş deneyen malum eski bakan, görevi bir başka birine devrederken şöyle dedi: “Allah kolaylık versin!” Görevi devalan yeni bakan da şöyle dedi: “Rasyonel zemine dönme dışında şansımız kalmadı.” Eski bakan biraz daha rahatladı: “Oh be!” * * * Ankara’da, Hazine ve Maliye Bakanlığında bunlar olurken Mersin’de, ucuzun da ucuzu bir üç harfli markete giren Ahmet Bey, peynir tezgâhındaki fiyat etiketlerine bakıp şöyle dedi: “Yuh be!” Marketten biraz meyve biraz sebze alan Mukaddes Hanım, on beşli yumurta kolisinin fiyatının 40 lira olduğunu öğrenince şöyle dedi: “Ayıp be!” Aynı…

Devamını Oku
POLİTİKA 

‘ŞİMŞEK’ ETKİSİ

Oh çeke çeke gittiler… Biri fırsatçılara göz açtırmadığını düşündüğü için oh çekti… Diğeri ekonominin yükünü teslim ettiği için oh çekti… Vatandaşa ise “Sen azıcık daha ‘Af’ de” mi dendi? Seçimler de bittiğine göre işin oh’u, of’u, af’ı bir kenara bırakıp yeni ekonomi yol haritasını işleme almalı. Dünyanın gözü bizdeyken atılacak adımlarla zamanında Türkiye’ye karşı böbürlenen ülkelere de ufak bir ayar verilebilir. Yeni kabine aslında bunu da gösteriyor bize. Ama her şeyden önce ekonomi! Enflasyon, alım gücü ve ‘Şimşek’ etkisi… Eskiye dönüş kazandırabilirse “Ne varsa eskilerde var” deriz biz de göğsümüzü…

Devamını Oku
POLİTİKA 

PİRUS ZAFERİ / ZAFER Mİ, HEZİMET Mİ?

Zafer Partisi Genel Başkanı Ümit Özdağ, Cumhurbaşkanlığı seçim sonuçları için yaptığı değerlendirmede “Pirus Zaferi” benzetmesi kullandı. Daha sonra bu ifade farklı mecralarda tartışılmaya başlandı. Peki, nedir bu Pirus Zaferi? Bunu anlamak için zamanı biraz geriye, M.Ö. 280 yılına almamız gerek. “Pirus Zaferi” ifadesi, “yıkıcı büyüklükte kayıplar pahasına kazanılan zaferler” için kullanılıyor aslında. Kazanılan zaferin verilen kayıplardan sonra anlamsız hale gelmesini ifade ediyor. Bu deyim, M.Ö. 280-279 yıllarında Roma Cumhuriyeti’ne karşı savaşan Makedonyalı Kral Pirus’un yaşadığı olaylara dayanıyor. Pirus, Yunanistan’ın kuzeyindeki Epirus Krallığı’nın hükümdarıydı. Büyük İskender’in akrabası olan Pirus, onun gibi…

Devamını Oku
POLİTİKA 

28 MAYIS’A NASIL GELİNDİ VE SONRASI…

Biz, her eğitim seviyesi grubuna mensup bireyler olarak çok yüzeysel düşünen bir toplumuz, bunun sebebi analitik düşünmeyi destekleyici bir eğitim sistemimizin olmamasıdır. Bu koşullarda eğitilmiş bir toplumda sadece eğitim kurumlarında değil, analitik düşünme yeteneği kazanmış ebeveynler olarak aile içinde de sorgulayıcı, merak eden, araştıran, doğruyu bulmaya yönelen bir yapının olması sağlanabilir. Analitik düşünme; kısaca bir olguyu analiz etme becerisidir. Şüpheciliği barındırır, şüphe etmeyen analiz yapma gereksinimi duymaz. Sorunları çözme becerisi geliştirir. Amerikan filmlerindeki ders sahnelerinde öğretmen ile öğrenci arasında interaktif tartışmanın bulunduğu dikkatinizi çekmiştir. İster edebiyat, ister tarih, isterse fen…

Devamını Oku
POLİTİKA TOPLUM 

EŞİTSİZ VE ADALETSİZ SEÇİMİN KARANLIK YÜZÜ

Yeni Akit’in “Jet düşkünü Bay Kemal” manşeti, iktidarın “Rabbena hep bana” anlayışının çarpıcı bir yansımasıydı. Millet İttifakı’nın Cumhurbaşkanı Adayı ve CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun seçim gezileri için özel uçak kiralanmasını eleştiriyorlar ama bu ülkenin Cumhurbaşkanlığı filosunda irili ufaklı tam 16 uçak bulunuyor. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın makam araçları bile yurt dışı gezilerde önden uçakla gönderiliyor. Örneğin KKTC gezisine tam altı uçakla gidiliyor; bununla da kalmıyor, tüm bu uçaklar, makam araçları, otobüslerle bütün devlet olanakları seçim kampanyası boyunca alabildiğine kullanılıyor; bunlara en ufak bir eleştiri ya da dikkat çekme yok…

Devamını Oku
POLİTİKA 

ŞERBETLİ ADAY

Her seçim yenilgisinden sonra “Muhalefet nerede hata yaptı, CHP nerede hata yaptı, onu düşünmesi lazım” diyen partililer, belediye başkanları, eski vekiller çıkar ortaya. CHP bu mahallenin abalısıdır çünkü. O gün, o seçim şartlarında abanın altında yer bulamayan her kim varsa seçim yenilgisinden sonra hücum eder: “Vurun abalıya!” * * * Bir seçimi daha geride bıraktık. Ortalama 25 milyon 500 bin seçmen Kılıçdaroğlu’na oy verdi. Ortalama 27 milyon 700 bin seçmen de Erdoğan’a oy verdi. Aradaki fark bir İstanbul etmiyor. Ama CHP içindeki kimi kesimler kelle istemeye başladılar bile. “Bu sonuç…

Devamını Oku
POLİTİKA 

GÖNÜLLÜ DEĞİL ŞARTLI DEĞİŞİM!

Değişimi istemenin en büyük nedenlerinden biri de eski performansın olmaması olabilir. “Değişim şart” diye karşı tarafı eleştiren kişi “Değişmeliyim” de diyebilmeli. Zarar veren, baltalayan değişimlerden söz etmiyorum; nefes aldıracak cinsten bir adım lazımdır, kim bilir? Kim mi bilir? Seçimde değişimi yine getiremeyenler bilir… Seçim öncesi yükselen seslere kulak tıkayanlar bilir… İttifaka vereceği zararı bile bile masadan kalkıp yeniden oturanlar bilir… Ülkenin milli değerlerine gölge düşürecek söylemlerde bulunanlar bilir… Depremzedeleri birinci tur sonuçlarından sonra kaldıkları yerlerden çıkaranlar bilir… Kendini yine iyi anlatamayanlar bilir… Neden güven sağlanamadı? Doymadılar balkon konuşması dinlemeye… Kendileri…

Devamını Oku
POLİTİKA TOPLUM 

KARİZMA KOMEDİSİ

– Adam çok karizmatik… – Müthiş karizması var… – Ne karizma var adamda yahu… – Ha, o adam mı? Çok karizmatik. – Adamın yürüyüşünde, oturuşunda asalet var. Kim bu adam? İzliyorum. Nasıl bir davranışa sahip, izleyip biraz ben de yararlanayım diye düşünerek devamlı, adamı takip ediyorum. Üzülüyorum, bende neden böyle bir karizma yok diye yıkılıyorum, böyle bir karizmaya neden sahip olamıyorum diye komplekse giriyorum. Artık sonunda kendimi olduğum gibi kabul etmem gerekiyor diye düşünüp yelkenleri suya indiriyorum. Adamı tanıdıkça hayretler içerisinde kalıyorum. Çünkü evrensel insani değerlerden çok uzak, düşük bilgi…

Devamını Oku