ŞİİR 

ZİR’İN ÇIĞLIĞI SAPLANIR HER SATIRIMIN İLK HARFİNE…

–Serdar Ali Hortoğlu için… Süslü söze ne gerek anlatmak için iyi olanı Elif desen Be desen ulaşır Rengine kanarsan bu dünyanın ey cahil Dört dağ içinde Dersim de beyazlaşır Ay doğar ilk akşam ahh üçüncü akşam batar Resimdeki gözyaşları akar… akar… akar… Alıp gönlünü sürüklesin istersin diyardan diyara Leylim ley geceler ki artık karanlıktan da kara İçimizden yanık yanık geliyor artık o sesinin tınısı Hey ağalar böyle oluyormuş demek dost kaybının acısı Olmaz işler gelince başa anlıyorsun çaresizliği Rast makamı hüznü koyulaştırıyor sessizliği Taşa değmesin ayağın isterdim, bahçen sümbülle dolsun…

Devamını Oku
ŞİİR 

İLLAKİ!

Şaşırıyor insan Şaşırıyor ahvaline Ne kadar da ket vuruyor Bunca uğraşıp didindiği, yegâne istikbaline İster kılçık diyagramı yap İstersen Pareto analizi Ya da standart sapmasını hesapla Türevini al istersen hayatın Log. Ln > 0’a giderken çarptığı kayalarda parçalanıyor yaşam Şaşırıyor haline Anlamıyor ya da anlatamıyoruz Mühendislik yetmiyor Yetmiyor üniversite eğitimi Anlayamıyoruz Yeteneklerimiz yetmiyor Tekâmül edemedik belki bizde tersine işliyor evrim Ama Müslüman’ız, elhamdülillah Bizimki en çağdaşı Farkında değiliz belki, Belki de zekâmız düşük Evet! Evet! Sorun bizde Kesinlikle bizdedir İllaki!

Devamını Oku
ŞİİR 

KÜLLER IRMAĞI

Kekik,                Ebem gömeci, Isırgan otu kokan o mavi denizde Göğün uçurtmaları bulutlar, ulu tanrıya kurbanlar adadı. Daha doğmadan toprağın bağrında fideler, Boş beyni çevreleyen başa kurban gittiler. “Kirpiğin üstünde çeğmelenen” kaşı alnının çatından vurdu, Bir deri bir kemik kalmış umut. Kader, boğaza düğümlenen lokmanın bitmek bilmez günahıydı, Ve henüz edilmemiş duanın sevabıydı türküler. Türküler “yâre doğru” değil, “yara dolu”ydu. Onun için her türkü biraz âdemoğlu, biraz Anadolu’ydu… Küller ırmağının suyundan içti bülbüller, güller, börtü böcekler Gölgesi satılmış ağacın dalından kopan parça saplandı âdemoğlunun…

Devamını Oku
ŞİİR 

SİLDİM İSİMLERİ

Bir kadın, günümde Elleri Dudakları Tüm bedeni Titriyor.   Bir kadın, yaşamımda Üç çocuğu var Korku sinmiş hayatına Ölüm en yakını Ezilen başını Doğrultmaya çalışıyor.   Bir kadın, seyrediyoruz Eşi Ya da ailesi Bilmem? Hangisi?   Bir kadın, İsmi yok Kapadık lambamızı Daldık uykuya Yeni bir güne Onlar yokmuş gibi Yeniden başlamak için.

Devamını Oku
ŞİİR 

ÇAKALLARIN DANSI

Eğitime âşıktık, eğitildik hep Kitap okuyoruz dedik, boş zamanlarımızda Ömür boyu hobimizdi, belgesel izlemek Sorulduğunda gururumuzdu, belgesel izliyorum demek   Mış gibi yaşadık, halen de öyle yaşıyoruz, İçimiz öfke dolu, yüreğimizde nefret taşıyoruz. Yıllar, on yıllar geçti. Yaşamaya zaman kalmıyor giderek Kırk, elli, altmış derken hızla geçip gidiyor ömür. Belgesel kanallarına dadandık Ömrümüz böyle geçti, Çakalların dansını izleyerek   Çakallar ve kurtlar dans ediyor Sürüler halindeler, doğalarına aykırı, Koloniler kurmuşlar, Akın akın dağdan indiler, her biri ayrı ayrı Köyünü terk edip kaçmakta buluyor köylü tek çareyi Parçalıyorlar önlerine çıkan ne…

Devamını Oku
ŞİİR 

SUSURA VE TANRI ZIVANA

O yüksek dağın tepesine günlerce tırmandı Susura Gördü o ihtişamlı tanrı Zıvana’yı Konuştu onunla, anlamsızca bakarak Dedi ki başını kaldırarak Taştan yontulmuş bir put, ucube bir tanrı beni nasıl yaratırsın ki Baktı Zıvana, üstten üstten alaylı Bir ömür hakkım var demişsin bana, sen ey Zıvana, ey yüce tanrı.   Dedi ki hadi git, hadi yaşa kibirli ve mağrur Kendi belirledi, ben her ne yaşayacaksam Sonra dedi ki belirlediğim yaşamda sana günah da düştü Bak sayacağım ha dedi Karşıma geldiğinde günahlarını Eğer bana karşı işlediğin suçlar varsa, sonsuza dek acı çekeceksin…

Devamını Oku
ŞİİR 

ŞİİRLER OKUYORUM

Dilimde asma dalının çiğnenmiş taze yaprağı şiirler okuyorum uzun, kısa şiirler… şairler arasında yol alıyorum kadın şairlerde sesini buluyorum yitik dünyanın uzanıp usulcacık, şiirlerine dokunuyorum iki dala bağlanmış çamaşır iplerinin sevincine dalıp gitmiş çocuk gözlerim incitmekten korkuyorum çöp bidonlarının sesinde yüzlerce kedi        ürküyorum        anlamaya zaman kalmadan içine düşmüşüm dünyanın diyorum beyaz camda kocaman bir ağız görüyorum yüzümün yarısıyla… durmadan konuşuyor, hep konuşuyor sanıyorum asırlardan beri orada asılı kalmış mağrur bir duruşun kısık gözleri… ıslıklar çıkararak konuşuyor donuk bakışları ses rüzgâra vermiş kendini, duymuyorum rahatlıyorum acıyı bir ters bir…

Devamını Oku
ŞİİR 

SIR

  Dört kapıdan kırk makamdan Şeriattan, tarikattan Üçüncü de marifetten Er deyince hakikate ermiş idim Ol deyince O, olmuş idim.   Hallac oldum kol, bacağın kesildim Nesimi’yle dava oldum yüzüldüm Yesevi’yle mana oldum çözüldüm Dost bağında postum ile serildim Gel deyince küllerimle sarıldım.     Banaz’a gittim Pir Sultan’dım, asıldım Şarkışla’da Âşık Veysel, çalındım Sonra Gemerek’te yolun çevrildim Hak yurduna ateş oldum, kül oldum Gel deyince ben o yola gül oldum.

Devamını Oku
ŞİİR 

DAVET

Bir rüyadan uyandırılmış gibiyim aniden ve sarsak… her şeyi karanlığın kucağında bırakarak bir daha uyu-mak… ve bir daha uyan-mak yeni güne. geç sabahlardan birindeyim. üzerimde bir dinginlik.. yorulmuş geceden kalan… güzel bir kahvaltı yapmalı önce sıcacık demli bir çay yanında.. sonra farkına varmalı gökyüzünde kayan bulutların, savrulup uçan yaprakların karşı apartmanın penceresinden iki kumrunun birden havalanışını… bir- kedinin çaresiz bakışını… bir- çocuğun ıslığına yüklediği ezgiyi sevişini, topladığı kâğıtları ayakları altında ezişini, yoksulluğunu bıçkın tavırlarında gizleyişini… hava soğuk… hafta sonu sokakları tenha… penceremden caddenin rehavetine bakıyorum, ‘kederinden kurtul’ diyen bir davet…

Devamını Oku
ŞİİR 

TAHTAKURUSU

Bir yaz daha geçti Bir sonbahar Bir de kış Artık heyecan vermiyor ilkbahar Haydi, bağır! Haykır! Ama nafile Evde değiliz sanki Gestapo kampındayız.   Hapsolmuşuz Doğu’nun tam ortasının kaderine Umudumuz da kalmadı, yorulduk artık Çaresizlik ağıtları içimizi dağlıyor Sızlanıyoruz, arabesk bir şarkı misali Çürüyor her yerimiz Çocuklarına acıyor babalar, analar ağlıyor İçimizi yakıyor biteviye, Devası olmayan kederimiz.   Yüksekte fırsatçı bir keler Sahte bir kral Yerde tahtakuruları ve sıçanlar Evi kemiriyorlar durmaksızın Parçalıyorlar, paramparça çürütüyorlar her yeri Her şeyi, ne varsa işe yarar.   Nice yaz geçti Nice kış geçti…

Devamını Oku