ŞİİR 

ENTRİKACI

Ta Antik Çağ’da keşfetti kral Korkan halk üzerindeki gücünü İşte o zaman değişti her şey İkiye bölündü insan Kimi boynu bükük Kükredi kimi Fütursuzca yönetti kral Ezelden beri entrikacı İkiye bölündü toplum Yukarıda üç-beş kişi Onlar ev sahibi bu yeryüzünde Diğerleri kiracı.   Milyonlara çıktı nüfusu kiracının Daha sonra milyarlara uşak oldu kimisi Kimisi köle Kimi savaştı, köle olmak istemedi Çoğu reddetti savaşmayı, gücünü bilemedi Krallar ve ev sahipleri yükseldi hiç durmadan Önce köle oldu kiracı Asker oldu daha sonra Savaşta öldü Efendisi refah yaşasın diye hizmet etti Hiç durmadan,…

Devamını Oku
ŞİİR 

ÇEVİRİ ŞİİR / ‘KAÇIŞ’

Tamamen senin gibi düşünüyordu ve güvenli bir edayla konuşuyordu. Uyuduğunda çekirgeler gibi binalardan düşen kadınlar görüyordu. Ruhları üzerine kâğıt oynayan erkekler ve felaketten habersiz evcilik oynamaya devam eden çocuklar…   Ona sordum: “Daha önce folklorla ilgili bir şey okudun mu?”   Orta parmağını havaya kaldırıp yanımdan gitti.   Tamamen senin gibi düşünüyordu ve güvenli bir edayla konuşuyordu. Şiir yazarken; unutmaya çalıştığı sokaklarda bir çocuk olarak görüyordu gölgesini. Sokaklar ise kovalıyordu onu tıpkı kimliğinin kovaladığı gibi.   Seslendi ona:   “Beni de götür, hazirana beni de götür. Eğer Güney’e gidersen ya…

Devamını Oku
ŞİİR 

ÇEVİRİ ŞİİR / ‘EVİMİZİN ÖNÜNDE’

Geçmezdi evimizin önünden kâbuslar otobüsünden başkası Hafızamızda sadece bir trenin düdüğü vardı. Bazen toplatıp götürürdü erkek çocuklarımızı bazen de sömürgecileri getirirdi beraberinde! Düdüğü kurbanların sessizliğiydi dumanı ise tarihleri! Sadece bir gemi demirledi denizimizde sömürgecileri getirdi bize kaçarken de kurbanları götürdü beraberinde!   Korktuğumuz geldi fakat gelmedi beklediğimiz!   | ŞİİR: NAJWAN DERWİŞ ÇEVİRİ: MELEK DENİZ ÖZDEMİR |

Devamını Oku
ŞİİR 

ZİR’İN ÇIĞLIĞI SAPLANIR HER SATIRIMIN İLK HARFİNE…

–Serdar Ali Hortoğlu için… Süslü söze ne gerek anlatmak için iyi olanı Elif desen Be desen ulaşır Rengine kanarsan bu dünyanın ey cahil Dört dağ içinde Dersim de beyazlaşır Ay doğar ilk akşam ahh üçüncü akşam batar Resimdeki gözyaşları akar… akar… akar… Alıp gönlünü sürüklesin istersin diyardan diyara Leylim ley geceler ki artık karanlıktan da kara İçimizden yanık yanık geliyor artık o sesinin tınısı Hey ağalar böyle oluyormuş demek dost kaybının acısı Olmaz işler gelince başa anlıyorsun çaresizliği Rast makamı hüznü koyulaştırıyor sessizliği Taşa değmesin ayağın isterdim, bahçen sümbülle dolsun…

Devamını Oku
ŞİİR 

İLLAKİ!

Şaşırıyor insan Şaşırıyor ahvaline Ne kadar da ket vuruyor Bunca uğraşıp didindiği, yegâne istikbaline İster kılçık diyagramı yap İstersen Pareto analizi Ya da standart sapmasını hesapla Türevini al istersen hayatın Log. Ln > 0’a giderken çarptığı kayalarda parçalanıyor yaşam Şaşırıyor haline Anlamıyor ya da anlatamıyoruz Mühendislik yetmiyor Yetmiyor üniversite eğitimi Anlayamıyoruz Yeteneklerimiz yetmiyor Tekâmül edemedik belki bizde tersine işliyor evrim Ama Müslüman’ız, elhamdülillah Bizimki en çağdaşı Farkında değiliz belki, Belki de zekâmız düşük Evet! Evet! Sorun bizde Kesinlikle bizdedir İllaki!

Devamını Oku
ŞİİR 

KÜLLER IRMAĞI

Kekik,                Ebem gömeci, Isırgan otu kokan o mavi denizde Göğün uçurtmaları bulutlar, ulu tanrıya kurbanlar adadı. Daha doğmadan toprağın bağrında fideler, Boş beyni çevreleyen başa kurban gittiler. “Kirpiğin üstünde çeğmelenen” kaşı alnının çatından vurdu, Bir deri bir kemik kalmış umut. Kader, boğaza düğümlenen lokmanın bitmek bilmez günahıydı, Ve henüz edilmemiş duanın sevabıydı türküler. Türküler “yâre doğru” değil, “yara dolu”ydu. Onun için her türkü biraz âdemoğlu, biraz Anadolu’ydu… Küller ırmağının suyundan içti bülbüller, güller, börtü böcekler Gölgesi satılmış ağacın dalından kopan parça saplandı âdemoğlunun…

Devamını Oku
ŞİİR 

SİLDİM İSİMLERİ

Bir kadın, günümde Elleri Dudakları Tüm bedeni Titriyor.   Bir kadın, yaşamımda Üç çocuğu var Korku sinmiş hayatına Ölüm en yakını Ezilen başını Doğrultmaya çalışıyor.   Bir kadın, seyrediyoruz Eşi Ya da ailesi Bilmem? Hangisi?   Bir kadın, İsmi yok Kapadık lambamızı Daldık uykuya Yeni bir güne Onlar yokmuş gibi Yeniden başlamak için.

Devamını Oku
ŞİİR 

ÇAKALLARIN DANSI

Eğitime âşıktık, eğitildik hep Kitap okuyoruz dedik, boş zamanlarımızda Ömür boyu hobimizdi, belgesel izlemek Sorulduğunda gururumuzdu, belgesel izliyorum demek   Mış gibi yaşadık, halen de öyle yaşıyoruz, İçimiz öfke dolu, yüreğimizde nefret taşıyoruz. Yıllar, on yıllar geçti. Yaşamaya zaman kalmıyor giderek Kırk, elli, altmış derken hızla geçip gidiyor ömür. Belgesel kanallarına dadandık Ömrümüz böyle geçti, Çakalların dansını izleyerek   Çakallar ve kurtlar dans ediyor Sürüler halindeler, doğalarına aykırı, Koloniler kurmuşlar, Akın akın dağdan indiler, her biri ayrı ayrı Köyünü terk edip kaçmakta buluyor köylü tek çareyi Parçalıyorlar önlerine çıkan ne…

Devamını Oku
ŞİİR 

SUSURA VE TANRI ZIVANA

O yüksek dağın tepesine günlerce tırmandı Susura Gördü o ihtişamlı tanrı Zıvana’yı Konuştu onunla, anlamsızca bakarak Dedi ki başını kaldırarak Taştan yontulmuş bir put, ucube bir tanrı beni nasıl yaratırsın ki Baktı Zıvana, üstten üstten alaylı Bir ömür hakkım var demişsin bana, sen ey Zıvana, ey yüce tanrı.   Dedi ki hadi git, hadi yaşa kibirli ve mağrur Kendi belirledi, ben her ne yaşayacaksam Sonra dedi ki belirlediğim yaşamda sana günah da düştü Bak sayacağım ha dedi Karşıma geldiğinde günahlarını Eğer bana karşı işlediğin suçlar varsa, sonsuza dek acı çekeceksin…

Devamını Oku