ÖYKÜ 

YALNIZ BİR KADIN

Ben yalnız ve küçük dünyamda omzumda şalım seni beklediğim köşemde hayaller kurdum. Ateşler içinde bir sobanın başında ağlarken buldum kendimi çoğu kez. Mektup yazmayı denedim, cümleler boğazıma düğümlendi. Tekrar ve tekrar kurmaya çalıştığım her cümle eksile eksile anlamsız bir siteme dönüşüverdi. Ben yine ağladım. Annesini kaybetmiş bir kadının öksüzlüğünü kimseye anlatamazdım. Sana birkaç kere anlattığımı düşündüm oysa. Yanılmışım. Hâlbuki sen bana “Seni anlıyorum.” dediğinde susmamı istemişsin. Acıyı yaşamanı istememiştim, senden acıyı anlamanı beklemiştim sadece. Şimdi yanındayken mutlu olduğum hallerime kimi zaman gülüyor kimi zaman da üzülüyorum. En çok da gülüyorum.…

Devamını Oku
ÖYKÜ 

KOMİSER KEMAL TEFRİKASI / ÇIKSALIN PARKI VAKASI

Geçmişini, anlatıldığı kadar biliyordu. Devletin tayin ettiği anneler ve babalar ne kadarını söylediyse… Abiler ve ablalar gerçeğe ne kadar yakın anlattılarsa o kadar… Yetimhanede işler böyle yürüyordu. Anlatılan kadarını bilmek dışında bir seçenek yoktu. Nasıl olmasını istediğinse, tamamen hayal gücüne kalmıştı. Henüz dört yaşındayken ve annesinin gül kokusu burnundayken kendisini burada bulmuştu Ahmet. Kaç gün ağladığını anlatmak zor. Annesini kaç ay beklediğini bilmek imkânsız. Çok fazla acıdı çocuk kalbi. Çok yandı. Yağan bütün yağmurları, esen bütün rüzgârları kokladı annesinin kokusunu çekebilmek için içine. Henüz lanetler yağdırmayı bilemediği için de bekledi,…

Devamını Oku