YAŞAM 

ZORBA YÜREĞİM

Dışarıda akıp giden bir hayat var.

Bense yüreğimin mağarasında yolunu gözlüyorum hâlâ…

Zorba yüreğime söz geçiremiyorum artık.

Çık, gel, umudum kırılmadan, geç kalma, yüreğimden akan kanı başkaları öpmeden.

Senin için çırpınıp dururum, bu gidişle ya sabreder ya da dayanamaz, bir gün ansızın ölürüm.

Her gün biraz daha azalıyorum, çık, gel, çoğalayım seninle.

Biliyorum ki bu adaletsiz dünyada kirlendik ikimiz de, çık, gel, bir ömür boyu kirlenelim birlikte.

Çok bekledim o kısık gözlerini açarsın diye, ana rahmine yeniden gireyim diye…

Yaz geldi, hatta bitiyor, yine üşüyorum, gözlerinde ısınayım diye.

Hayatı senin o kısık gözlerinde buluyordum.

Çok yalnızım.

Benden başka kimse gömüyor beni.

Seni aramaya çıktım.

Bazen gökyüzünde bazen yeryüzünde arıyordum.

Zorba yüreğim zorladı durdu.

Sana varmak için bu sefer karadan çıktım yola.

Dağları aştım, sordum kurda kuşa, “O, Kaf Dağı’nın ardında, sahte mutlulukların hayal dünyasında” dediler.

Durmadan aradım.

Bu sefer denizden çıktım yola…

Azgın dalgaları aştım, seni sordum bütün balıklara, “O, buzulların ardında” dediler.

Oysa sen karşımda duruyordun.

Elimi uzatıyordum, sen uzaklaşıyordun.

Alay eder gibi gülümsüyordun.

Son kez dua ettim, diz çöküp secdeye gittim, sordum bütün meleklere, yalvardım tanrılara, “Bulun onu bana” diye.

Kayıtlarımızda böyle biri yok” dediler.

Bu yazıya yorum yapamıyorsanızlütfen Facebook hesabınıza giriş yapınız
Paylaş:

Benzer yazılar