YAŞAM 

ANSIZIN BAHAR GELİR; TORTUSUNDA ŞİİR, KUYTUSUNDA ŞAKAYIKLAR…

Ansızın mevsim değişir; ansızın cemreler düşer dağlarına taşlarına ovalarına memleketin, ne olduğunu anlamadan bahar vurur kıyılarına ömrümüzün. Ömrümüz her gün bir bahar daha uzar, ömrümüz her gün bir çiçek daha açar.

Bu sabah da uyandım/ sağ yanım ıssızlıktı/ sol yanımdaki boşlukla selamlaştım/ gökkuşağından şakayıklar aktı/ nehrin tam kıyısıydı/ güneş doğdu doğacaktı/ göğsümdeki devle boğuştum” diyen şairin baharı hangi bahardır?

Her şey geçer/ aşk da/ acı da geçer/ ağlamaklı bir şarkı/ ayrılıkların/ üzerinden. // Rüzgâr olur/ savrulur geçer/ sağılır/ yaldızlı bir/ sabahın ağaran/ seherinde hüznün/ bembeyaz/ güğümünden” diyen şairin baharı hangi bahardır?

Şairin şiiri hangi bahar, şairin baharı hangi şiirdir?

Ansızın bahar gelir; tortusunda şiir olur, kuytusunda şakayıklar saklanır.

* * *

Saklanır şakayıklar kuytusunda, tortusunda şairler dillenir, şiirler bahar olur, şiirler cemre cemre düşer yüreğimize.

Sağ yanımız ıssızlıktır, sol yanımız boşluk…

Şair durmadan şakır; şakır şakır yağmur olur, yağmur olup karlı dağlardan ovamıza varır.

Rüzgâr olur/ savrulur geçer/ sağılır/ yaldızlı bir/ sabahın ağaran/ seherinde hüznün/ bembeyaz/ güğümünden” diyen şair gibi süzülür güğüm güğüm yanaklardan, çözülür düğüm düğüm oyuklardan.

Her şey geçer, ansızın bahar olur, unutulur tüm üzünçler, yerinde sevinçler yeşerir.

Yemyeşil olur gönül bağımız, gönül dağımızın karları erir, pınar olup akar çağlayan çağlayan ve ardında bırakmaz hiç ağlayan.

Şakayıkları kuytusunda saklayan ve tortusunda şiir olan bahar çıkagelir de karında boranında, ayazında beyazında tüm donakalmış duygularımız marttan nisana, ilkbahardan ilkyaza tabiatın anaç ruhuna erişir, erişir de çiçek olup sevgililerin avuçlarında derişir.

İyi ki bahar gelir, tabiat ananın kızı cemre boy atar da yürür çayıra bayıra ve dua edip durur:

Bizi bu cümbüşten kimseler ayırmaya.

* * *

Ansızın mevsim değişir, bahar olur. “Cemre”den sonra tabiat ananın “Bahar” ismindeki ikinci kızı da dünyaya gelir.

Doğa uyandıkça tabiat ana doğurmayı sürdürür:

Nisan” dünyaya gelir, “Mayıs” dünyaya gelir; “Lale”, “Sümbül”, “Menekşe”, “Nergis” dünyaya gelir de mis kokulu kız kardeşler yeşillerin sarıların arasında gülüşüp oynaşır.

Bahar cümbüşü artık renk cümbüşü olmuştur ve bu mutluluk, tabiat ananın bahar bahar bakan gözlerinin içine dolmuştur.

Ansızın bahar gelir, mevsim değişir.

Zemheri doğanın karanlık yüzü ışır ve çiçekler şiirlere, gagasında çiçek taşıyan kuşlar da şairlere yaraşır.

Şair, bir bahar akşamında sevgilisini bekleyip durur:

Kuşların göğü önünde/ ışıkla yıkandık/ su güneşle yıkandı/ ben bekleyişinle yıkandım senin/ ay oradaydı/ sen bana kuşlardan daha maviydin.

* * *

Ansızın bahar gelir; kuytusunda şakayıklar saklanır, tortusunda şairler ilham bulur.

Mevsim ansızın bahar olur, ömrümüz bizim, biraz daha uzar.

Ve bir şair oturur da tabiat ananın kızlarına şiirler yazar bir bahar akşamında:

Lalelerle, sümbüllerle, menekşelerle, nergislerle/ tutuşan bahçede/ avuçlarımızı ışık parçalarıyla dolduran/ güneş miydi, sevgi miydi/ yemyeşil yapraklara uzanmış sere serpe/ göğsünde bir kanat çırpınışı.

Bu yazıya yorum yapamıyorsanızlütfen Facebook hesabınıza giriş yapınız
Paylaş:

Benzer yazılar