YAŞAM 

TEPEBAĞ’IN HÜZÜNLÜ EVLERİ

Uzaktan sesler geliyor.

Eve doğru yürüyorum.

Yaklaşınca çocuk sesleri olduğunu anlıyorum.

Gelip bu güzel evin tam karşısında duruyorum.

Neşeli çığlıklar atan çocuklar avlunun köşesindeki dut ağacının etrafında koşturup duruyorlar.

Diğer köşede evin büyük gelini elindeki güğüme tulumbadan su çekiyor.

Büyükbaba, birinci kattaki odasında, elinde tespihi, pencerenin önündeki sedire oturmuş, küçük gelinin yaptığı kahveyi yudumlarken torunlarını izliyor.

Yüzünde mutlu bir gülümseme.

Akşam çökmek üzere.

Mutfakta bir telaş.

Analıkızlı yapılıyor.

Evde herkes sever.

Evin büyük hanımı bunun için dinke gidip ince çekilmiş bulgur ve arastanın oradaki mahzereye uğrayıp tahin de aldı.

Kendi elleriyle humus yapacak.

Torunların hoşuna gidiyor.

Bir yandan hamarat gelinlerini izlerken, bir yandan sabah kapıya gelen sütçüden aldığı sütü kaynatıyor.

Gözü ocakta. Aman taşmasın. Sütlaç yapacak. Torunların en sevdiği tatlı.

Ortanca gelin mutfaktan bağırıyor: “Çocuklar, akşam oldu, haydi eve!

Birden çocuklar kayboluyor.

Sesler kesiliyor.

Ev hüzünlü sessizliğiyle öylece karşımda duruyor.

Tepebağ, Adana
Bu yazıya yorum yapamıyorsanızlütfen Facebook hesabınıza giriş yapınız
Paylaş:

Benzer yazılar