EDEBİYAT 

‘ACIKLI SÖZLER KRALİÇESİ’ DİDEM MADAK VE ŞİİRİ ÜZERİNE

Didem Madak, 8 Nisan 1970’te İzmir’de öğretmen anne-babanın ilk çocuğu olarak dünyaya gelir. Madak, kendi yaşamını “Ben hayatımın bir bölümünü ev hanımı, bir bölümünü serseri, bir bölümünü de kendini uhrevi meselelere vakfetmiş bir rahibe gibi geçirdim.” sözleriyle anlatır. (Madak, 2015: 355) Altı yaşındayken kız kardeşi Işıl dünyaya gelir. Kardeşi Işıl, Didem Madak’ın yaşamında önemli bir yere sahiptir. ‘Ah’lar Ağacı’nda yer alan ‘Karınca Kumu’ şiirindeki “Kardeşim, biriciğim, kimse yoksulluğu benim için/ böyle sevimli kılmadı şimdiye kadar.” ve “Kardeşim, biriciğim, sen olmasan,/ ablanın kâbuslarını kim hayra yorardı?” (AA, 62) dizeleri bu önemi yansıtır. 12 Eylül gölgesinde geçen çocukluk günleri Madak’ın yaşamında derin izler bırakır. Annesi Füsun Hanım otuz sekiz yaşında yakalandığı beyin kanseri nedeniyle hayatını kaybeder. Didem Madak, henüz on üç yaşındadır annesini kaybettiğinde. ‘Pollyanna’ya Mektuplar’ şiirinde de dile getirdiği gibi annesinin ölümü onun hayatında yeri doldurulamayacak boşluklar bırakır. “Annem işte öyle bir kadındı. / Çocuklar gökyüzüne bakar sorardı: / Ay dede orada ne yapıyor, anne? / Annem öldüğünde ay dede içimde/ yüzlük bir ampul gibi parçalandı. / Annem işte öyle bir kadındı. / Aşure getiren çocuklara,/ teşekkür eder gibi yaşadı. / Öldüğünde gül resimli bir takvim yaprağıydı.” (GK, 67) Annesinin ölümünün ardından babasının yaptığı evlilikten dolayı zamanla babasından uzaklaşır. Hukuk fakültesi birinci sınıftayken gizlice evlenir ve evden kaçar. İlk evliliği dört sene sürer. Eşinden ayrılır ve Bornova’da bodrum katında bir eve yerleşir. Yaşadığı bu zorluklar ve ruhsal durumu, onu bir süre sonra şiire yöneltecektir. Yine bu dönemde tasavvufa yönelir ve tasavvuf üzerine okumalar yapar. 2002 yılında İstanbul’a yerleşir. 2006 yılında ikinci evliliğini yapar ve bu evliliğinden Füsun adını verdiği kızı dünyaya gelir. 24 Temmuz 2011’de, kırk bir yaşındayken, kolon kanseri nedeniyle hayata veda eder. (http://teis.yesevi.edu.tr/madde-detay/didem-madak)

– Füsun’un annesi Didem Madak –

Madak’ın şiire düşen / şiirselleşen yaşamı üç kitapla birlikte kalıcı hale gelir. 2000 yılında İnkılâp Kitabevi Şiir Ödülü’nü kazanan ‘Grapon Kâğıtları’nı, ‘Ah’lar Ağacı’ (2002) ve ‘Pulbiber Mahallesi’ (2007) adlı şiir kitapları takip eder. Kardeşi Işıl’a ithaf ettiği ‘Grapon Kâğıtları’nda on sekiz, ‘Ah’lar Ağacı’nda dokuz, ısrar üzerine yazdığını belirttiği ‘Pulbiber Mahallesi’nde sonradan eklenen ‘Ardından’ başlığıyla birlikte yirmi şiir ve Müjde Bilir’e ait bir yazı yer alır. ‘Grapon Kâğıtları’nda çocukluk anıları ve anne özlemi en yoğun işlenen konular arasında yer alır. ‘Ah’lar Ağacı’ ise bodrum katında yaşadığı dönemin ürünüdür. Lirik bir dille yazılmış, tasavvufi izlerin görüldüğü kitapta, anne özlemi, çocukluk anıları ve kadına dair konular işlenir. ‘Pulbiber Mahallesi’nde ise İstanbul’a yerleştikten sonra yaşadığı hayata dair izler görülür.

Didem Madak, derdi olan ve derdini mesele olarak dizelerine taşıyan bir şairdir. Şair, yazma serüvenini ve ilk şiirlerine ait değerlendirmelerini şu sözleriyle açıklar: “Ve benim ilk kitabımdaki şiirlerim, ilk şiir çalışmalarım aynı zamanda. O yüzden de her zaman için fazlaca kendiliğinden ve acemi bir tarzı var. Benim zaten şiir çalışmak gibi bir buyum da yok. Çünkü genellikle şiir yazmak bende bir çaresizlik durumuna denk düşüyor. Sanki şişelerin içine mesajlar koyup denize bırakıyormuşum duygusuyla şiir yazıyorum. Bunun dışında bütün bunların benim yazmamda ne kadar etkili olup olmadığını da bilmiyorum. Kısaca böyle gelişti benim yazma serüvenim.” (Madak, 2015: 356)

Mahmut Temizyürek, Didem Madak’ın şiir evrenini “acıdan umuda, umuttan kedere, kederden ironiye, ironiden toplumsal bir portreye dönüşmüş bir dünya” olarak nitelendirir. (Temizyürek, 2017:10-11)

Didem Madak şiiri hakikatler üzerine kuruludur. Şair, şiir evreninin hayal ürünü olmadığını, şiirlerinin hakikatlere dayandığını ‘Grapon Kâğıtları’nın arka kapağında yer alan “Bu kitapta yer alan şahıs ve mekânların gerçekle alâkaları tamdır. Kahramanları hep yanlış ata oynayanlardır. Kediler, kadınlar, muhabbet kuşları, gözyaşları… Hepsi sahiden vardır ve bir dönem yaşamışlardır.” sözleriyle ortaya koyar.

Üç yıl Madak’ın hayatının inziva dönemidir. Madak, bodrum katında geçen zamanlarını ve bu zamanların şiirinin şekillenmesine olan etkisini şu sözleriyle ifade eder: “Boşandıktan sonra bir bodrum katına taşındım. Yani param bir tek oraya yetiyordu. Bodrum katlarının şiir yazmak konusunda çok iyi yerler olduğunu düşünüyorum. Yani rutubete dayanabiliyorsanız, kesinlikle iyi şiirler yazılabiliyor orda.” (Madak, 2015: 356) Bu dönem, hayatında değişim ve dönüşüm getirdiği gibi yazdığı şiirlere de yansır. “Çok şey öğrendim geçen üç yıl boyunca/ alt katında uyumayı bir ranzanın/ üst katında çocukluğum…” (AA, 35) dizeleriyle başlayan ‘Siz Aşktan N’anlarsınız, Bayım?’ şiirinde geçirdiği üç yılın şairin hayatındaki etkisini okumak mümkündür. “Allah’la samimi oldum geçen üç yıl boyunca” dediği şiirinde şair uzaklaşma / gitme arzusunu da dile getirir. “Çok şey öğrendim geçen üç yıl boyunca/ balkona yorgun çamaşırlar asmayı/ ki uçlarından çile damlardı. / (…) / Bir pardösüm bile oldu içinde kaybolduğum. / İnsan kaybolmayı ister mi? Ben işte istedim, bayım. / Uzaklara gittim/ uzaklar sana gelmez, sen uzaklara gidersin/ uzaklar seni ister, bak uzaklar da aşktan anlar, bayım!” (AA, 36) Bu dizelerde şairin dile getirdiği uzaklaşma arzusu mesafe ya da mekânsal uzaklaşma değil, kendinden, kimliğinden ve kişiliğinden uzaklaşma arzusudur.

Didem Madak’ın şiirini oluşturan ana izlekler vardır. Anne özlemi, çocukluk anıları, yalnızlık, hayata karşı mücadele, tasavvufi etkiler, uzaklaşma arzusu, kadınlık halleri izlek olarak şairin gerçek yaşamından şiirine yansır. Şair bu izlekler çerçevesinde şiirini şekillendirir. Didem Madak şiirinin ana izleklerinden biri kadınlık bilincinin sunumudur. Kadın olma bilinci şairin üç şiir kitabında farklı şekillerde karşımıza çıkar. Bu bağlamda Madak’ın şiirini önemli kılan nokta ise kadının özne olarak şiirde yer almasıdır.

Didem Madak’ın yaşamında ve şiir dünyasında “anne” önemli bir konu olarak karşımıza çıkar. Madak, küçük yaşta kaybettiği annesine ait tüm hislerini bütün gerçekliğiyle şiirine taşır. Annenin kaybı onun için büyük bir boşluktur. “Neşeli bir şehre benzerdi senin sesin. / Bazen ölmek istiyorum/ beni yeniden doğurman için/ iri, ekşi bir vişne tanesi gibi.” (GK, 17) Annesine olan özlemini ve ona kavuşma arzusunu “Beni anneme götürsün bindiğim bütün taksiler.” (GK, 36) dizesiyle dile getirir. ‘Grapon Kâğıtları’nda yer alan ‘Annemle İlgili Şeyler’ şiiri “Sevgili Anneciğim,” ifadesiyle başlar “ANNE!” ifadesiyle sona erer. Şair bu iki ifade arasında “di’li geçmiş zaman”a ait pek çok duyguyu sığdırır: “Yaşasaydın, hayatının ortasına/ güller yığan bir adam olsun isterdim babam. / Sen bir çocuk romanı annesi ol isterdim. / Ölü mısır tarlaları hışırdıyordu/ ve kalbimde çıngıraklı yılan sürüleri/ diye başlayan bir çocuk romanında… / Şalına sarınırdın toprağa sarınır gibi/ erken öleceğini biliyordum bana bırakmak için,/ bu acımasız ölü anne sesini.” (GK, 18) (Yandaki bağlantı üzerinden şiiri Didem Madak’ın sesinden dinleyebilirsiniz: https://www.youtube.com/watch?v=LGpbjWpNams) Füsun’un kızı olarak dünyaya gelen Madak, Füsun’a anne oluşunu yazdığı son şiir olan ‘128 Dikişli Şiir’ şiirinde “Doğdum, doğurdum/ bir insan nasıl büyüyor gördüm.” (PM, 113) dizeleriyle dile getirirken, kızının kendisine yaşattığı duyguları ise şu dizeleriyle dillendirir: “Füsun’un yeşil ela gözleri var/ ve pembe plastik fincanı ile kahve getirişi var/ ve bana anne deyişi var/ benim pembe fincandan pembe kahve içişim var/ bu kahveleri seviyorum, ahbap/ içimi pembe bulutlar kaplıyor/ şekerli ve tatlı bir biçimde havalanıyorum.” (PM, 111)

Madak’ın şiirlerinde çocukluğundan yetişkinliğine kadar geçen sürede yaşamış olduğu dinsel değişimin izleri görülür. Şairin yaşamış olduğu olaylar, inancını da etkileyerek dine ve tanrıya olan bakışına etki etmiştir. ‘Ah’lar Ağacı’ şiirinde çocukluk ile yetişkinlik dönemlerinde sesini duyduğumuz şairin, hayatının farklı dönemlerinde, tanrıdan istekleri şu şekilde değişim gösterir: “Çocukken şöyle dua ederdim tanrıya: / Tanrım, bana hiç erimeyen,/ kırmızı bir bonbon şekeri yolla. // (…) // Ve şimdi şöyle dua ediyorum tanrıya: / Olanlar oldu, tanrım/ bütün bu olanların ağırlığından beni kolla!” (AA, 15) Şair, aynı şiirin devamında ise bir kadın olarak kendi kayboluşunu tanrıya sığınarak anlamlandırır: “Kaybolmak istemiştim bir zamanlar/ kapının arkasında yokum demiştim/ ve divanın altında da. / Bulamazsınız ki artık beni,/ hayatın ortasında. / Kaybolmak istemiştim bir zamanlar/ beni kimse bulamazdı/ tanrının arkasına saklansam. / O kocamandı, en kocamandı o. / Bir kız çocuğunun hayalleri kadar.” (AA, 16)

Madak, kendi dünyasındaki yalnızlık halini “Ben bir bodrum kat kızıyım, bayım/ yalnızlıktan başka imparator tanımaz bodrumum.” (GK, 48) dizeleriyle ifade eder. Madak’ın yalnızlığı ve hayata karşı verdiği mücadele ‘Kurabiye’ şiirindeki “Zaman zaman çok yalnızım kalbiye/ arsız sarmaşıklar gibi her sabah/ bıkmadan tırmanıyorum güneşin tahta perdesine/ mor çiçeklerle açılmak için dünyaya.” (GK, 24) dizelerinde de karşımıza çıkar.

Didem Madak şiirinde gitme / kaçma / uzaklaşma arzusu kendini gösteren konulardan biridir. Bu arzu ilk şiirinden itibaren diğer şiirlerinde de karşımıza çıkar. “Gidecektik, kaçacaktık buralardan/ uzak ülkeler düşlemiştik. / Büyük gemiler yüzmüştü ruhumuzda.” (GK, 14) Müjde Bilir’e ithaf ettiği ‘Mutsuza Kim Bakacak?’ şiirindeki “Dünyanın bütün sabahlarına iki bilet al da/ birlikte gidelim maviş anne” (GK, 20) dizeleri de uzaklaşma arzusunu belirgin kılar.

Grapon Kâğıtları’nın ilk şiiri ‘Ay Işıl’a Sığışmıştı’ şiiri ile başlar. Bu şiirin başlığından itibaren Madak şiirinde imgesel ve simgesel dil kullanımı dikkat çeker. Mahmut Temizyürek, bu şiiri şu şekilde yorumlar: “O akşam ay ışıla sığışmıştı. (Ay’ın Işıl’a “sığınmış” değil, “sığışmış” olması önemlidir: Ay’ın dişil varlığa sığışması, çok eski bir kozmik mitolojidir. Sığışma: Beklenmedik bir anda gelip yerleşme anlamındadır. Dişiliğin beklenmedik bir anda bir kız çocuğa belirmesi anlamı da vardır burada.)  (Temizyürek, 2017: 12)

Mahmut Temizyürek, Didem Madak’ın dili kullanım gücünü ve şiirdeki önemini şu sözleriyle değerlendirir: “Öyküleri yokmuş gibi davrananların karşısında kendi öyküsünü anlatırken bulduğu dil kaynakları Didem Madak için vazgeçilmez kılavuzlar olmuştur. 19’uncu yüzyıl kadınlarından Virginia Woolf; 20’nci yüzyıl kadınlarından Sylvia Plath; aynı yüzyılın doğusundaki kadınların Füruğ Ferruhzad; Türkiye’nin 20’nci yüzyıldaki ortaçağından Gülten Akın, Oğuz Atay ve İkinci Yeni şairlerini yeni bir şiir örüntüsünde buluşturanların başında geliyor Didem Madak. Dahası var; Leyla Erbil’in kanırtarak, Tomris Uyar’ın gülümseyerek yazdığını, Selim Işık’ın yazmadan geçtiğini, İkinci Yenicilerin poetikaya dönüştürdüğünü, Hikmet Benol’ün albayına seslendiğini, Nilgün Marmara’nın ‘kara güneş’e bağlanıp yarıda bıraktığını buluşturmuştu, mektup biçemli şiirlerinde Didem Madak.” (Temizyürek, 2017: 32)

Ah” bir ünlemdir. “Sesin tonuna göre pişmanlık, öfke, özlem, beğenme, sevgi vb. duygular anlatan bir söz”dür. (https://sozluk.gov.tr/) Şairin şiirine, kitabına adını veren “ah”, hayatında verdiği mücadeleye karşı yaktığı bir ağıttır. ‘Ah’lar Ağacı’ şiirinde “Ahlat, ah’ların ağacıydı,/ yaşlanmaya başlayanların,/ itiraf edilememiş aşkların,/ evde kalmış kızların. / Ahlat, ah’ların ağacıydı,/ Cezayir nasıl cezaların ülkesiyse,/ öyleydi işte.” (AA, 20) dizeleriyle dillendirir yaşamındaki tüm “ah”larını.

Madak’ın şiir dünyasında çiçeklerle sıklıkla karşılaşırız. Hemen her şiirinde bir çiçek karşımıza çıkar onun şiirini okurken. Madak’ın şiirini süsleyen çiçeklerin bazıları şunlardır: “Zambak, mor zambak, dağ lalesi, nergis, mor çiçek, arsız sarmaşık, gül, fesleğen, horozibiği, sardunya, kasımpatı, akşam sefası, sardunya, leylak, begonya, yasemin, çan çiçeği, nilüfer…

Kısa yaşamına üç şiir kitabı sığdıran Didem Madak üzerine yapılan çalışmalar günümüzde artarak devam etmektedir. YÖK Tez’de yer alan tez çalışmalarını, DergiPark Akademik’te yer alan makaleleri ve hakkında yazılmış kitapları da burada paylaşmak isterim.

Didem Madak Hakkında Ansiklopedi Maddesi ve Müstakil Çalışmalar:

– Ahmet Yesevi Üniversitesi Türk Edebiyatı İsimler Sözlüğü: http://teis.yesevi.edu.tr/madde-detay/didem-madak

– Temizyürek, Mahmut (2017). ‘Didem Zamanı – Didem Madak Şiiri Üzerine’. İstanbul: Edebi Şeyler.

– Zelyüt, Solmaz (Haz.) (2015). ‘Didem Madak’ı Okumak’. İstanbul: Metis Yayınları. (Solmaz Zelyüt tarafından yayıma hazırlanan ‘Didem Madak’ı Okumak’ adlı çalışma 11-12 Aralık 2014’te İzmir’de gerçekleştirilen Didem Madak Sempozyumu’na ait bildirilerden oluşmaktadır. Dört başlıktan oluşan eserde yirmi yedi araştırma / inceleme yazısı, önsöz, açılış konuşması, sempozyumdan kitaba ve son söz başlıkları yer almaktadır.

Didem Madak Üzerine Yapılan Tez Çalışmaları:

– Ak, Gülşah (2018). ‘Didem Madak’ın Hayatı ve Şiirleri Üzerine Bir Çalışma’. Yayımlanmamış Yüksek Lisans Tezi. Gaziantep: Gaziantep Üniversitesi.

– Aktaş, Hava (2021). ‘Didem Madak’ın Şiirlerinde Anlam Evreni’. Yayımlanmamış Yüksek Lisans Tezi. Nevşehir: Hacı Bektaş Veli Üniversitesi.

– Bilir, Emir (2022). ‘Didem Madak’ın Şiirlerinin Söz Dizini (Sıklık-Dil-Kavram)’. Yayımlanmamış Yüksek Lisans Tezi. İstanbul: İstanbul Kültür Üniversitesi.

– Can, Sancar (2019). ‘Didem Madak’ın Şiirlerinde Ana İzlekler’. Yayımlanmamış Yüksek Lisans Tezi. Adana: Çukurova Üniversitesi

– Keskin, Kadriye (2019). ‘Didem Madak Şiirlerinde Kadın Duyarlığı’. Yayımlanmamış Yüksek Lisans Tezi. Bursa: Uludağ Üniversitesi.

– Öveç, Selma (2018). ‘Didem Madak’ta Dinsel Hayat’. Yayımlanmamış Yüksek Lisans Tezi. Adana: Çukurova Üniversitesi.

– Özdemir, Murat (2017). ‘Nilgün Marmara ve Didem Madak Şiirinin Feminist Bağlamda Mukayeseli İncelenmesi’. Yayımlanmamış Yüksek Lisans Tezi. İstanbul: İstanbul Arel Üniversitesi.

– Rüzgâr, Enver (2020). ‘Didem Madak’ın Şiirlerinde Kadın Kimliği’. Yayımlanmamış Yüksek Lisans Tezi. Van: Yüzüncü Yıl Üniversitesi.

Didem Madak Üzerine Makaleler:

– Büker, S. (2015). ‘Didem: Plastik Vazo Gibi Kırılmayan Kadın’. Moment Dergi, Kadın Anlatıları, 289-299. (Retrieved from https://dergipark.org.tr/tr/pub/moment/issue/3628 1/409730)

– Serrican Kabalcı, E. (2019). ‘Anne Arketipinin Didem Madak’ın Şiirlerindeki İzleri’. Folklor/Edebiyat, 25 (97), 167-182. DOI: 10. 22559/folklor.847

– Sivri, T. (2019). ‘Lirik Olan Politiktir: 1980 Sonrası Türk Şiirinde Dişil Dilin Oluşumu’. Kültür ve İletişim, (44), 32-62. DOI: 10. 18691/kulturveiletisim.629035

Her şeye rağmen, “Hayatı seviyorum yine de.” (GK, 33) diyebilen Didem Madak, hayattaki mücadelesinin, yalnızlığının ve anne eksikliğinin / özleminin dışavurumunu gerçekleştirmiştir şiirlerinde. Onun yaşamına etki eden gündelik hayatın izleri şiirini şekillendiren temel unsurlar olmuştur. Kadınlık hallerini farklı boyutlarda sunarken, yazmak isteyen genç kadınlara “Cesur olun. Muhtaç olduğunuz cesaret, rahminizde her ay köpüren ve yeni bir hayat ihtimali taşıyan o kirli kanda saklıdır.” (Madak, 2015: 358) sözleriyle seslenir. O seslendiği dizeleriyle, bıraktığı anlamlı ve acılı sözleriyle aramızda yaşarken ben de yazımı Mahmut Temizyürek’in sözleriyle sonlandırmak istiyorum: “Didem, kanserden öldü, ‘çağın vebası’ denen; kadın, erkek, çoluk çocuk ayırmayan kanserden. İstatistiklerde, onun ölümünden bu yana erkeklerce katledilen kadınların bugüne kadar beliren sayısı, kanserden ölenlerden fazla çıktı. Öyleyse bu veba neyin nesi, kimin eseridir?” (Temizyürek, 2017: 57)

YARARLANILAN KAYNAKLAR:

– Madak, Didem (2015). ‘Son Söz’. Didem Madak’ı Okumak. (haz. Solmaz Zelyüt) İstanbul: Metis Yayınları.

– Madak, Didem (2018). ‘Grapon Kâğıtları’. İstanbul: Metis Yayınları.

– Madak, Didem (2019). ‘Ah’lar Ağacı’. İstanbul: Metis Yayınları.

– Madak, Didem (2019). ‘Pulbiber Mahallesi’. İstanbul: Metis Yayınları.

– Temizyürek, Mahmut (2017). ‘Didem Zamanı – Didem Madak Şiiri Üzerine’. İstanbul: Edebi Şeyler.

– https://sozluk.gov.tr/ (“ah” maddesi)

– http://teis.yesevi.edu.tr/madde-detay/didem-madak

Not: Didem Madak’ın ‘Paragraf Başı’ şiirini bestelenmiş haliyle Hüsnü Arkan ve Yasemin Göksu’nun sesinden dinlemek için tıklayabilirsiniz.

Bu yazıya yorum yapamıyorsanızlütfen Facebook hesabınıza giriş yapınız
Paylaş:

Benzer yazılar