YAŞAM 

ZAMAN, MEKÂN VE ADANA

Gezmek şöyle dursun, ben bir yere gideceğim vakit oradaki zamanın ve mekânın ruhunu yakalamaya çalışırım. O ruhu hissetmektir belki de gezmemin amacı, en az orada yaşayan biri gibi yaşamaktır. Lakin orada yaşamak uzun olur benim için. Ben de en kısa ve güzel biçimde o ruhu yaşamak isterim. Bir yere gezmeye gidiyorum demek, benim için biraz turistik biraz basit gelir. Hâlbuki Anadolu’yu anlamak; karış karış gezmek, tarih boyunca verilen manayı aramak, bulmak, hissetmek, yaşamak olmalı.

Aradan yıllar geçmiştir. Okuduğum şehre yeniden gitmek, Adana’da gezmek bu kadar anlam kazanmamıştı bende. Aslında şöyle düşünmeli, insan hayatı boyunca bir anlam aramalıdır. İnsan, hayatını mertebesine göre yaşar. Onun için her mertebe, her merhale farklı anlamlara ve farklı bir bakış açısına sebep olur. Bu şehirde okuduğum sıralarda hayatımdaki hangi merdiven basamağındaydım bilmiyorum ama şu ankinden düşük olduğuna eminim. Nitekim bunu yükselten nedenler vardır. Bilgi, araştırma, tecrübe, maneviyat, görmek siz ne derseniz artık. Bahsettiğim şey, bu ruhtan habersizdim işte. Şimdi de sahip değilim. Sadece bir basamak kadar yükseldim.

Adana’ya gitmemin amacı hem gezmek hem de ziyaretti. Ziyaretimin ardından düştüm Adana sokaklarına. Anadolu’yu karış karış gezmek bende bir heyecan uyandırır. Bir enerji verir bedenime. Adana sokaklarında gezmek lezzetlerine şahit olmaktır. Dumanları, kokusu ile birlikte burnunuzun dibinden yükselir semalara.

Sokaklarını karış karış gezerken aradığım, tarih kokan eserleri görmek, hissetmek ruhlarını, gölgelerinde gölgelenmek nasibim nispetince. Şehirde Ramazanoğulları Beyliği’ne ait eserler bulunur genelde “1352 yılında kurulan beylik 1514 yılında kısmen, 1608 yılında tam anlamıyla Osmanlı Devleti hâkimiyetine girmiştir, bu sülale Oğuzların Üçok kolunun Yüreğir boyuna mensuptur”. Mimarisi konuşuyor adeta. Ardından adımlarıma hâkim bir yapıt. Beni gören bir kule görünüyor bana. Adına Büyüksaat Kulesi derler. Adana’nın simgesi haline gelen bir dev…

Herkesi gören, caddeye gölgesini seren, zamana şahitlik eden, dev bir inci, Adana’nın Büyüksaat Kulesi…

Demiştim ya zaman bazı şeyleri çözer diye. Zaman başka bakış açısı kazandırır biz insanlara. Saat kulesinin ardından gözlerime değen bir ışık huzmesi, çevirdim yönümü o tarafa, kaç defa gittim amma hiç bu cihetten bakmamıştım bu yapıya – etrafa ışık saçan bir ulu mabet.

Biz insanlar sürekli zaman için, vay be ne kadar çabuk geçiyor günler, deriz. Bazen de, hiç geçmiyor, deriz. Bir yerde okumuştum; aslında geçen, zamanın kendisi değil, zamanın içinden geçen bizleriz. Zaman olduğu yerde duruyor. Bizi biz yapan hareketlerimiz, yaşama tarzımız; bizi zamana karşı hızlı ve yavaş bir duruma sokabilir. İşte, Adana’da bir sonbahar günü, zamanın en güzel günlerinde Ulu Cami’nin o kadim gölgesinde otururken insan düşünmeden edemiyor, bir yandan rahatlama hissi veren bir gölge, diğer yandan seni düşünmeye sevk ediyor. Senin kim olduğuna, dünyadaki amacına, yaşama tarzına dikkat kesilmeni sağlıyor. O gölge orada sabit kaç asırdır. Ben ise bir müddet o gölgede oturdum.

Oturduğum yerden duyduğum adeta arka fonda çalan müzik gibi çay bardağına değen kaşıkların sesiydi, insanların konuşmaları, ağaçların rüzgârda dalgalanan yaprakları, kuş sesleriydi. Devam etmem gereken gezim için kalkıp camiye girdim. Zaman ve mekânın en güzel hali gibi… İşte böyle, gezi için belirlediğim Adana’ya bir kez daha gittim ve geçtim içinden defalarca, nasip olur belki ileri dönemlerde de. Demiştim ya, zamanın ve mekânın içinden biz geçiyoruz diye. Önemli olan, bizim geçtiğimiz yerlerden bir kez daha nasıl geçtiğimizdir.

Bir kapısı doğuya açılır, bir kapısı batıya. Bir yanı Memlük’tür, bir yanı Selçuklu. Bir yanı Emevi’dir, bir yanı Osmanlı. Sadece gezerek, kubbelerini, çinilerini, kapılarını ve konik sundurmalı Memlük tarzı minaresini inceleyerek Anadolu tarihi ve kültürüyle ilgili çok şey öğrenebilir insan. Ulu Cami zıtların birlikte ne kadar güzel görüneceğinin canlı ispatı.

Bu yazıya yorum yapamıyorsanızlütfen Facebook hesabınıza giriş yapınız
Paylaş:

Benzer yazılar