YAŞAM 

DÜNYA YILDIZI OLACAKTIM

Sağsol olayları durmak bilmiyordu.

Her gün kavganın içinde buluyordum kendimi.

Ara sıra dayak da yiyordum.

Bizimkiler “Böyle olmayacak, seni dışarıya gönderelim, orada oku” dediler.

Liverpool’da bir okul buldular.

Yağmurlu bir gün “şemsiyeli adamlar” ülkesine ayak bastım.

Hava hep kapalı ve hep yağmurluydu.

Hatta bir gün birisine “Burada güneş var mı?” diye sormuştum da bir tuhaf bakmıştı yüzüme.

Her neyse…

Okula yakın bir sokakta bir pub keşfetmiştim.

Sık sık oraya takılıyordum.

Pencere kenarındaki masaya oturuyor, biramı yudumlarken kitap okuyordum.

Bir akşam içeriye benim yaşlarda, saçları omuzlarında, sırtlarında gitarlarıyla üç kişi girdi. Karşımdaki masaya oturdular. Gitarlarını çıkardılar. Çalmaya başladılar. Bazen durup masadaki deftere not düşüyorlar, sonra kaldıkları yerden devam ediyorlardı.

İlgimi çekmişti. Hoş bir tarzları vardı.

Onlar çalarken ben de masada parmaklarımla tempo tutuyordum.

Ritmi yakalamıştım.

Şarkı bitince sonradan adının John Lennon olduğunu öğrendiğim çocuk yanıma geldi. Masalarına davet etti.

Biramı, kitabımı alıp aralarına katıldım.

Ve John, Paul, George’la tanıştım.

Grup kuracaklarmış.

Bateri çalabilir misin?” dediler.

Bir Türk her işi yapar ya.

Hemen atladım.

Zaten zurnanın yanında davul çalmışlığım da vardır.

İlk işim, saçımı uzatmak oldu.

Çalışmaya başladık.

Stüdyoya girip ilk parçamız ‘Love Me Do’yu kaydettik.

Müziğin içine düşünce okulu hayli asmıştım.

Bir gün annem, dekanı aramış.

Bizim oğlandan hiç ses çıkmıyor” deyince dekan bildiklerini anlatmış.

Abooov! Annem bir mektup yazdı, hiç anlatmayım.

Soykası batasıca, biz seni mühendis ol diye oralara gönderdik. Sen çalgıcı mı olacan? Bizi el âleme malamat mı edecen? Oralarda ziv ziv dolaşıyorsun…

Daha neler neler…

Her şeyimi toplayıp döndüm.

Bir gün bir plakçının vitrininde onları gördüm.

Plak kapağında fotoğrafları vardı.

Altında şöyle yazıyordu:

THE BEATLES

Altında da: ‘Love Me Do

Yıllar sonra annem anlattı.

Bir akşam telefon çalmış.

Liverpool’dan biri arıyormuş.

Benim okula hiç uğramadığımı, saçlarımı uzattığımı, bira içtiğimi, davul çaldığımı falan anlatmış.

Annem İngilizce bilmez ama yine de anlamış.

Onun için beni geri çağırmış.

Adı da Ringo Star’dı” dedi.

Yani benim yerime bateri çalan arkadaş.

Vay beee” dedim.

Bu yazıya yorum yapamıyorsanızlütfen Facebook hesabınıza giriş yapınız
Paylaş:

Benzer yazılar