KESENE DOLAR MI EKMEK PARASI?
-MERSİN-
Fakirin karnını kuru ekmekle doyurduğu o günler de adım adım lüks sayılıyor…
Zengin ya da fakirin belki de sofradaki tek eşit olduğu besin ekmek. Hani eskiler dermiş ya: “Ekmeğe de zam geldiyse vah halimize…”
Vah edecek o kadar şeye zam geldi ki…
Yaşam kalitesini iyileştirmeyi bırakın yaşamda tutunabilmek ayrı bir meziyet. Her yeni güne bambaşka zamlar ile uyanır hale geldik.
Ekmek kazanmak zor…
İş bulmak deseniz milyonların umudu ve serzenişi…
Boğazından ekmek geçebilmesi için 2 lira vermen gerekiyor. Her gün 2 ekmek almak istesen aylık 120 lira kenara para ayırman şart!
“Bunlar iyi günler” endişesi çoğumuzun yaşamını etkiliyor…
Dahası ne olabilir ki?
2 liraya aldığınız brokoli 15 lira…
Kahve deseniz kırk yıllık hatrı bırakıp dert yakınalı çok oldu!
Ev kiraları resmen karaborsada… Antika sayılabilecek kadar eski olan arabalar el yakıyor. Yakıt ondan beter!
Adı üstünde “temel ihtiyaçlar”. Alınması gereken besinler, ürünler lüks sayılamaz.
Siz kalkıp da “Ekmek yoksa pasta yesinler” muhabbeti yapamazsınız insanlara!
Pasta alabilmek için de ekstradan para ayırmanız gerekiyor. Elektrik, su, doğalgazdan paran artarsa belki bir simit!
O da 2 lira…
O zaman ekmek alalım. Hem evde 3’e, 4’e de bölebiliriz. Bugün de doyduk şükür…
Bölüşe bölüşe geçer mi geçim derdi?
Derdini paylaşacağın hakiki bir muhatap bulabilirsen geçer…
Her evin kendine göre sorunu var ama maalesef ki toplum ne eskisi gibi mutlu ne dünya mutluluğa imkân sunuyor.
Denizde kum, kendinde para olan insanlar açgözlülüğü bırakmadığı için, denizler bile çekilir hale geldi.
Doğa bile doyumsuzlar yüzünden sömürü altında!
Paranın hâkim olduğu bir düzende hak eden insan, ona neden sahip olamaz ki?
Çünkü gücü hak etmeyenler kullanıyor. Dünyanın her yerinde böyle dönüyor bu çark…
Milyon dolar ile oynayan insanlar için zam gelse ne, gelmese ne?
9,5 lira bandında seyreden dolar, dövizi olanları yine sevindirdi.
Bozdur bozdur harca! Gelen zamların da dolar ile ne ilgisi var, değil mi?
Yatırımı olmayan insanın doların yükselmesi ile tek bağlantısı, her şeyin fiyatının yavaş yavaş değil, birden artması ve kazandığı paranın cebine girmeden tükenmesi.
Dolar yükseldikçe Türk lirası değer kaybediyor. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, hatırlarsanız, 2016 yılında, “Yastık altındaki dövizinizi bozdurun” diyerek çağrıda bulunmuştu ama…
O günden bugüne kadar ülkemizdeki vatandaşlar bankalara tam 90 milyar dolar yatırdı.
Ve çoğu da dolardaki bu çalkantıyı kendi hanesi için fırsata çevirdi, cep biraz daha doldu…
Merak etmeyin, bir şeyi olmayan bir şey kaybetmez. Bizler her sabah ekmek parası kazanmak için erkenden yola koyulmaya devam edeceğiz.
Sözün özü, bu zamların devamı gelecek. “Ekmeğe de zam yapılmaz” dedikten iki gün sonra fırında “Para eksik” cümlesini duyduk.
Mayası sağlam olan, helal kazancı ile bir ekmeği zar zor alırken; kıvamı bozuk olan, cebini doldurmaya devam ediyor…
Mis gibi ekmek kokularını uzaktan içine çeken çocukların doyasıya o ekmeği yiyebileceği güne kadar yazmaya devam!