GÖĞÜN AVCISI
-MERSİN-
Ay’a bakabilmek, uzayı görebilmek, anlı şanlı bayrağı göğün ötesine taşıyabilmek…
Kalbimiz gururdan çatlayacak, mutluluğumuz dünyaya örnek olacak!
Alper Gezeravcı…
Göğün avcısı…
Türk’ün gurur kaynağı!
Annesinin gözündeki yaş, emekli öğretmen babasının çocuksu heyecanı ve 5 metre uzaktan vedalaşmak zorunda kalmak. Üzücü ama onur verici.
Bedenen sarılamasalar da dualarla sımsıkı sarıldılar oğullarına.
Bir de yeğeninin yıldız siparişi, onu da es geçmeyeyim. Bizim insanımız kadar doğal bir toplum görmedim ya da ben bilmiyorum.
Dolu dolu bir yeni yüzyıl olacağını düşünüyoruz Türkiye adına.
Bir de uzaya giden ilk astronot Mersinli hemşerimiz olunca çoğumuzda haklı ve tatlı bir şımarıklık var.
Gezeravcı’yı anlatan dünyanın izlediği tanıtım videosunda Silifke’nin dağı taşı, Erdemli’nin Kız Kalesi’ni görüyoruz ve Mersin’i tüm dünyaya da tanıtmış oluyoruz.
Yıllardır tartışılan hayal gerçek oldu.
Uzaya gitmek neden önemli?
Özellikle bilimsel araştırmalarda çağ atlatmak, farklı ulusları birleştirmek, insanlığın gelecekteki yaşam kalitesini artırmak ve diğer ülkelere karşı stratejik üstünlük açısından önemli bir adım.
Her şeyden de öte keşfediyor insan…
Tabiatı, galaksiyi…
2024’e kısmet oldu uzay yolculuğumuz.
Uzay programımız aslında 31 yıl önceye dayanıyor. 1993 yılında, Türkiye Bilimsel ve Teknolojik Araştırma Kurumu’nun (TÜBİTAK) Türk bilim ve teknoloji politikasının bir parçası olarak geliştirilen uzay programı ve uzay teknolojimiz, temel teknoloji alanlarımızdan birini de belirledi.
Alper Gezeravcı, Cumhuriyet’in 100’üncü yılında uzaya giden ilk astronot olarak tarihe geçti.
Hem ülkemiz hem de kendine silinmez bir gurur armağan etti.
Türk Hava Kuvvetleri’nde savaş pilotu olan Gezeravcı uzayda 13 bilimsel deney gerçekleştirecek.
Bir de içten içe ilk astronotumuzun uzaya gitmesini hazmedemeyen bir kesim var.
“Ne yapacak ki orada?”, “Boşa para, masraf!”…
Bunları söyleyenler de sözde ilimden bilimden yana olan insanlar.
Tarihe altın bir imza bırakmışız, hâlâ açık bulma derdindeler.
Tarihi andan itibaren her çocuğumuz artık uzaya gitmenin hayalini kuracak, Alper Gezeravcı’yı örnek alacak.
“Savaşa hayır” diyenler bilime neden bahane bulurlar?
Yapılsa ayrı eleştirirler yapılmasa “İş beceremedi” derler.
Uzay yolculuğunun başladığı an göğsünüz kabarmadıysa milli duygularınızın neden eskisi gibi olmadığını sorgulayın derim.
85 milyon olarak dün yepyeni bir devre şahitlik ettik.
Atatürk’ün muazzam sözüyle yazımı tamamlamak isterim:
“Kanatlı bir gençlik, memleketin geleceği bakımından en büyük güvencedir. Bir gün Batılı ayaklar Ay’da ayaklarının izlerini bırakacaklarsa bunların arasında bir de Türk’ün bulunması için şimdiden çalışmalara girişmek, aşamalar kaydetmek gerekir.”
Rahat uyu, Ata’m, bir emanetin daha başarıyla taçlandı…