KİMONO DEĞİL ENTARİ!
REKREATİF BAKIŞ
-BÜYÜKADA-
Geçenlerde fark ettim ki en son tatilimi oğlumla ve tam 19 sene önce yapmışım! Kendime inanamadım. Ve bu sene ekim ayında yapmayı düşündüğüm tatil için “Kendime bir de ödül vereyim ve yeni bir şey alayım” dedim.
Fakat hangi mağazaya girersem gireyim, kimono adı altında bildiğiniz entarileri; kimi düz renk, kimi desenli, kimi nakışlı, kimi düğmeli, kimi taş baskılı vs. olmak üzere satmaktaydılar!
Ardından bir reklama denk geldim; Şamanizm’le dolu bir hafta denilen ilanın içeriğine baktığınızda Sufizm’den Tai Chi’ye kadar ortaya karışık bir sürü şey vardı ve ilan verene dayanamayarak cevap da yazdım!
Bu ALDATMA işini sevmiyorum ben.
Ve üreticinin, kendi Türk adı dışında yabancı isimleri andıran markalarla ve TAKLİTLE üretmesi kadar, tüketicinin de bu yalanlara kanması, BİLİNÇSİZ olması bana bu yazıyı yazdırdı…
Bir program veya eğitim sunucusunun alanında çok iyiymiş ve bilirmiş gibi organizasyonlar yapması kadar, bunu anlayamayacak kadar cahil bir kesimin de her sunulana “atlaması” bana trajik geliyor!
Entari.
Örneğin Dubai’ye gidenler, erkeklerin çok şık entarilerle gezdiğini, kadın tesettür kıyafetlerinin de bizdeki gibi çarşaftan öte, kolları erkek kollarına göre çok daha geniş kesilmiş, önden düğmeli entari olduğuna tanık olmuşlardır. Sözlük anlamında entari TEK PARÇA UZUN GİYSİ demektir.
Kimono.
Kimono, tek parça değildir; kolları neredeyse yarım metreye ve bekar kadınlar için yere kadar geniş kesilmiş uzun, bedene sarılan ve bele de kemer takılarak tamamlanan yakalı kıyafetlerdir.
Şimdi o “beach fashion” diye geçen, süpermarketlerden markalara kadar her yerde satılan sahil kıyafetlerine bir de bu gözle bakın.
Kimono mudurlar, entari mi?
Anlam arayışındaki kaybolmuş insanın derinlemesine bilmeden, kendisine sunulanı almasıyla ortaya çıkan moda ve algıyla yaratılan karmaşa, kendisini daha iyi, lüks, güzel konumlandırmak isteyen sözde tasarımcılar ve şirketler için bulunmaz bir hazinedir.
Çünkü karmaşa devam ettikçe, algıyı yönetmek kolaylaşır ve bilinçsizlikle tüketim artar!
Tatildeki bir kadın gururla kimono sandığı kıyafeti giyer –e, öyle de satılmıştır çünkü– ve salına salına plajda veya tarihi bir bina önünde poz verir ama entari olarak aynı şeyi ne alır ne de o kıyafetle poz verirdi!
İşte, buna gülmekteyim ben. İnsan kandırıldığını gururla ortaya koyar mı?
Bilinçsiz ise, evet!
O şamanik denilen bir haftalık “retreat”, yani geri çekilme – içsel yolculuk etkinliğinde, Tai Chi ya da Sufizm üzerine yapılan konuşma ve sunuları duyan hangi katılımcı “Ya bir dakika, bunlar ve Şamanizm ne alaka?” diye sorar?
Sahi, şaman davuluyla Tai Chi örneğin ne kadar örtüşür? Şamanizm’in meditasyonuyla Sufizm’deki zikir çekme ne denli benzeşir? Çok zorlarsanız sema ile ateş etrafında davulun ritmindeki meditatif dönüşlere değinebilirsiniz ama Şamanizm’deki güç hayvanlarına İslam’ın put diye bakması engellenebilir mi?
Bu programa katılacak çoğu insan, program sonrası için “Harikaydı” diyebilirler. Fakat hiçbiri “Ya Şamanizm hakkında ne çok şey öğrendik!” diyemeyecek.
Pardon ama kandırılmak çok mu harika?
Hayatımızın her anında benzer bir kandırılmanın içindeyiz.
İnsanlar sandıklarını gerçek kabul etmekteler.
İnsanlar kendilerine sunulanı, beğendikleri sürece sorgulamamaktalar.
İnsanlar bilinçli olmayı değil, savrulan yapraklar gibi moda denilen neyse ve çoğunluğun beğenisi hangi yöndeyse onu takip etmeyi seçmekteler.
Saçı beyaza boyatmakla bilge olunmuyor.
Botoks yaptırmakla gençleşilmiyor.
Estetik yaptırmakla genetik değişmiyor.
Yalan söyleyen siyasetçi, seçilince değişmiyor; aslına dönüyor.
Bu senenin modası safariyken doğacı, denizciyken yelkenci olmuyoruz!
Marlboro içince sert, Camel içince maceracı değiliz…
Kimono değil entari giymekte sahilde poz verenler…
Öte yanda insan üzülüyor da. Çünkü Japonlar kimonoyu dünyaya tanıtmış ve hatta moda olabilecek kadar da değer kazandırmışlar ama hiçbir şeyi modalaştıramamış; tam tersine modaya esir olmuş Arap coğrafyası için entari Arapların değer yarattığı bir ürün değil…
Ülkemizde ise taklitçiler dışında, örneğin Rıfat Özbek’ten başlayarak bugün Fırat Neziroğlu’na kadar Türk sanatçı ve tasarımcılar, bizim geleneksel kıyafetlerimizi inanılmaz estetikle yeniden yorumlayarak dünyaya sunmuştur. Bizim kıyafetlerimize değer katılmıştır ve katılmaktadır da!
Yazımda son olarak bir kez daha tekrar edeyim: Tai Chi, Çen ailesi tarafından icat edilmiştir ve binlerce yıllık Şamanizm ile alakasızdır.
Ve entari.
Doğru olan budur; gerçek olan.
Giyindiğini kimono sanan, kendini kandırmaya devam edebilir!