GÜLE GÜLE GİT, ERKİN BABA…

-ADANA-
Erkin Koray benim çocukluğumdu. Ben çocukken evdeki ablalarım, ağabeyim hep onu dinlerdi; onların sevinci, hüznü, isyanı, mutluluğu şarkılarıyla yaşaması tabii ki beni de etkiledi, ben de çok sevdim onu. Gençliğimde, sevgiliyi onu dinlerken düşündüm:
“İnan ki senden başka/ Senden başka/ Hiç kimse yok içimde!”
Aşk elimde patladı, Erkin Baba’mla isyan ettim:
“Mavi boncuk taksan da/ Irmak olup aksan da/ Şahin olup uçsan da/ Sorular var kafamda/ Sevda mısın, bela mı?/ İyi misin, fena mı?/ Bilemedim bunları/ Melek misin, şeytan mı?”
Ankara’da Hard Rock Kafe’de onu izlerken gitarıyla yaşadığı aşkı hepimize göstermişti devleştiği sahnesinde.
Öyle ilginç bir milletiz ki “Arkası gelmez dertlerimin, bıktım illallah” diye göbek attık; “aşkımızı süpüren çöpçülere” ah ettik; “sevince tüm insanları başka gördük”, “Kızları da alın artık askere” diye komutana kurban da olduk, “Bir sevgili uğruna yanma, arkadaş” diyerek uyardık birbirimizi.
Erkin Baba hayatı boyunca sordu, sorguladı; eşitliği, barışı, adaleti aradı hep. “Böyle gelmiş, böyle gitmesinden” korktu:
“Gün ola harman ola/ Sabır ola sarman ola/ Ye babam ye ye kalmasın/ Fakir ekmek de almasın/ Dünyayı yesen doymazsın.”
“Sabır ola sarman ola” dedi, sabretti, bekledi, isyan etti, baktı düzen değişmiyor; ‘TRT yasaklıları’ arasına da girince pek çok sanatçımız gibi o da kırıldı ve uzaklara gitti.
Son aylarında, onun adı kullanılarak çıkarılan sahte uzunçalar; hep sömürülen telif hakları için serzenişte bulundu ama en son, her zamanki naifliğiyle “Sizleri ne kadar sevdiğimi tarif edemem” dedi bizlere; daha da uzaklara gitti…
Erkin Baba, biz de seni çok sevdik; ama her zamanki gibi bunu sana gösteremedik; biz seni incittik; yattığın yer incitmesin.
Aradığın huzuru bulman dileğiyle; Özkan Ağabey’e de selamımızı ilet, olur mu?