EDEBİYAT YAŞAM 

NİSANLAŞMAK

Nisanlaşmak” dedim kendi kendime. Ne anlama gelir diye de düşünmedim. “Nisan” dedim, “nisanla” dedim, “nisanlaş”, “nisanlaşma”, “nisanlaşmak” dedim. Yazdım da yazdım. Yan yana, alt alta, üst üste sıraladım.

Evet, belki bir nisandım, nisan geldi nisanlaştım, nisanın ilerleyen günlerinde daha da çok nisanlaşacaktım.

Nisan” yazmayı sürdürdüm. “Nisan”ın ortasına bir yerine “y” yerleştirdim. Alladım, pulladım. İşte, şimdi de bir “nisyan” oluverdim.

Unutuldum, unutulmaya yüz tuttum. Bellek yitmişti sanki. Saatin akrebiyle oynadım, yelkovanına diller döktüm; yine de kendimi hatırlatamadım.

Unutuldukça heyheylendim ve “nisyan”la da oynamaya başladım.

Başındaki “n”yi attım, “isyan” oluverdim.

İsyan ettim; haykırdım, bağırdım, çağırdım. Pek duyan olmadı. Afrika kadar karaydı sesim! Karanlığa sövgüler yağdırdım. Ana avrat küfrettim. Can Yücel’in, Neyzen Tevfik’in sözcüklerini aradım. Şiirler yazdım, maniler düzdüm; yine de bir nota tutturamadım. ‘Sol’ anahtarım kaybolmuştu. Portelerim mızıkçılık yapıp ezgilerimi dışa vurmak istemedi. Şarkılarım yalnız kaldı. Şarkısız kalan sevgililer hüzünlendi. Kimileri ayrıldı, kimi ayrılanlar yeniden kavuştu.

Nisan”la oynamaya devam ettim. Başındaki ve sonundaki “n”leri kaldırdım. “İsa” çıktı ortaya. Miladı düşündüm. Milattan önceyi ve milattan sonrayı aklıma getirdim. Milattan sonraki iki binli yıllarda yaşıyordu insanlık. Yorgundu, argındı ve kırılmıştı.

İnsanlık”tan “-lık”ı attım bu sefer de. Ve “insan”la merhabalaştım. “İnsan” sıcağı iyi geldi. Ardından “insan”la “nisan”ı ilişkilendirmeye başladım. “Nisan”, “insan”ın başındaki “i”si ile “n”sinin yer değiştirmiş hali değil miydi? Başlarındaki “i”ler ve “n”ler yer değiştirirken; nisan “insan”laşıyor, insansa “nisan”laşıyordu.

İnsanın nisanlaşması nasıl bir şeydi?” diye düşündüm beraberinde. “‘Nisan’ın hangi evrimsel dönüşümüydü?” diye aklımdan geçirdim. “Harfsel miydi, sözcüksel miydi, yoksa hissel miydi?” diye sordum kendi kendime. Sanırım önce “hissel “oldu, sonra “sözcüksel”diler, ardından da “harfsel”leştiler. İnsanın bir nisan akşamında kelimelerle buluşması; belki bu dönüşümlerin yürek çarpışlarıydı veya nisan izdüşümlerinin nabız atışlarıydı.

Önce “nisanlaştıran”, sonra “nisyanlaştıran”, ardından “isyan” ettiren, “İsa”da takvimleştiren ve sonunda da “insan”la buluşturan, insanı…

________________________________

Not: 10 yıl önce yazılmış bir yazı…

Bu yazıya yorum yapamıyorsanızlütfen Facebook hesabınıza giriş yapınız
Paylaş:

Benzer yazılar