TOPLUM 

AYNI SOKAKTAYIZ

Ne güzel, tam unutmuşken depremi, o korkuyu atmışken, o tevekkülü, o kalenderliği terk edip kendi âlemimize dönmüşken…

Yine hırsa düşmüş, yine para pul hesaplarına girmişken…

Hani fabrika ayarlarına dönmüşken tam…

Hop, bir daha salladı deprem.

Şöyle beş-on saniye…

Kısacık.

Apartmandan hızla çıkan vatandaş, bir başka apartmandan hızla çıkan vatandaşa durumu özetledi:

Çok pis vurdu…

* * *

Çok pis vurunca deprem dışarı çıkarız biz.

Sokakta otururuz.

Bekleriz.

Neyi bekleriz?

Deprem dediğin yağmur gibi, kar gibi gözlenebilen; günü, saati tahmin edilen hava olayı değil ki geleceği saati tahmin edesin de dışarıda tedbiren oturasın.

Olsun, biz bekleriz!

* * *

İşte, yine bir deprem sonrası hepimiz sokaktayız.

Dededen kalma narenciye bahçelerini müteahhide vermeyi planlayan, “Çok adam geldi Mersin’e, buraları imara mutlaka açarlar” diye umut eden Ali Bey mesela, sokakta…

Dört dairenin birinde kendisi oturan, üçünü kiraya veren Memduh Bey, daha bu sabah, depremzede aileye aylık 10 bin liradan ev kiralamıştı.

Eski kiracısından aldığı paradan 7 bin lira fazla.

Memduh Bey de sokakta.

Hatay’dan Mersin’e eşya nakliye ücretini 5 katına çıkaran Ulvi Bey de sokakta.

Tam karşısında, depremzedelere pahalıya çay satan Kadir Efendi var.

Onun arkasında, depremzedeleri yardım merkezinde azarlayan Aylin Hanım var.

Aile sağlığı merkezinde depremzede azarlayan Doktor Gülşen de az ileride oturuyor.

Onun yanında, depremzedelerin yerleşeceği mahallelere Antep işi lokanta açma planları yapan Neriman Hanım var.

Depremin olduğu gün, “Gerekirse daire başı 100 bin verelim, apartmanı depreme karşı güçlendirelim” diyen, iki hafta sonra “Daire başına 500 lira çok değil mi, ablacığım? Mersin’de deprem mi olacak sanki?” diyen Yeliz Hanım da sarsıntıyı hissetmiş, o da sokakta.

Apartman çürükse ben burayı mart gibi satar giderim” diye plan yapan Nedim Bey de sokakta.

Deprem bölgesinde ne sıkıntısı var da bunlar neyin havasını yapıyor? Devlet her yere yetişti işte” diyen Asım Efendi de sokakta.

Ya arkadaş, bu kadar korkacak ne var ya” diyen Hüseyin Bey de sokakta.

* * *

Sağcı, solcu, dinci, dinsiz, İslamcı…

Zengin, fakir, orta halli…

İşçi ve işsiz…

Memur ve amir…

Sokakta.

* * *

30 yıllık binada oturan da sokakta.

1 yıllık binada oturan da sokakta.

Aynı gemideyiz” derler ya bu tür durumlarda.

Belki de şöyle demek lazım:

Aynı sokaktayız!

* * *

Belki bu yazıyı okuyup da kendine hisse çıkaranlar olur.

Belki okuyanlardan biri, okumayanlardan birine şöyle der:

Çok pis vurdu…

Bu yazıya yorum yapamıyorsanızlütfen Facebook hesabınıza giriş yapınız
Paylaş:

Benzer yazılar