TOPLUM 

AYNI OTOBÜSTEYİZ

Bitpazarına gider mi bu otobüs abi?” dedi genç erkek.

Şoför, “Gider” dedi.

Başıyla “Gelin” diye işaret etti genç erkek.

Durakta bekleşen genç kadınlar otobüse yöneldi.

Çocuklu olan oturdu bir koltuğa.

Diğerleri ayakta.

* * *

Bitpazarına en yakın durak Dondurmacı Halil.

Şöyle böyle 15 durak var.

Bitpazarına geldik mi?” diye sordu yanındaki yaşlıca erkeğe.

Yok” dedi beriki. “Yabancı mısınız?

Yabancıyız.

Nereden?

Diyarbakır. Depremzedeyiz.

Geçmiş olsun. Kaybınız çok mu?

Allah razı olsun. Benim aileden çok can kaybı yok. Ama mal, davar, ne var ne yok hepsi gitti. Viran oldu bizim oralar. Zor çıktık.

* * *

O arada otobüsün en ön koltuğunda, şoför mahallinin hemen arkasında oturan iki yaşlı kadından biri, depreme ilişkin izlenimlerini anlatıyordu:

Tayyip Erdoğan başarılı bence.

Diğeri sesini çıkarmıyordu, o devam ediyordu:

Sadece bir yerde olmadı ki. 10 yerde birden oldu. Yetişmek kolay değil. Yetiştiler yine de her yere.

* * *

Ben burada durmam” diyordu, pencereye dayanmış orta yaşlı erkek.

Yarın sıcaklar başlar burada.

Ne yapacaksın Maraş’ta?

Çadır bulurum bir tane. Yazı geçiririm orada. Uygun çadır olsa işte.

Otobüsün en ön koltuğunda, şoför mahallinin hemen arkasında oturan iki yaşlı kadından biri devam ediyordu:

Medyanın abartması hep. Şu an deprem bölgesinde çadırı olmayan yok. Durumları iyi yani.

* * *

Sağ pencereye dayanmış genç kadınlardan biri, Hatay’da tanık olduklarını, Adıyaman’dan gelen kadına anlatıyordu kısa cümlelerle.

Adıyaman’dan gelen kadın yorum yapmadı.

Yüzü değişmeden dinledi.

Bizim köylerde de çok kayıp var” dedi. “Birkaç ölümüz kayıp…

* * *

Otobüsün en ön koltuğunda, şoför mahallinin hemen arkasında oturan iki yaşlı kadından biri devam ediyordu:

Şu ana kadar enkaz altında kimse kalmadı ki. Hepsini çıkardılar ölü ya da diri…

* * *

Bu konuşmalar, Mersin’de bir belediye otobüsünde, belediye otobüsünün bir seferi sırasında gerçekleşti.

Diyarbakırlı, Maraşlı, Adıyamanlı, Hataylı…

Depremin savurduğu hayatlar…

İhmaller zinciri, geç gelen yardımlar, kaderine terk edilen köyler…

Aynı gemideyiz, aynı gemideyiz” diye senelerce kandırılmış, bir şubat günü, birileri gemilerde devam ederken kendilerini yabancı bir şehrin belediye otobüsünde bulmuş yoksullar, çaresizler.

* * *

Mersin Limanı durağına yaklaşınca kafamda “Aynı otobüsteyiz” başlıklı bir yazı kurguladım.

Ben otobüsten inerken, otobüsün en ön koltuğunda, şoför mahallinin hemen arkasında oturan iki yaşlı kadından biri devam ediyordu:

Medyanın abartması hep…

Bu yazıya yorum yapamıyorsanızlütfen Facebook hesabınıza giriş yapınız
Paylaş:

Benzer yazılar