YANARKEN ÜŞÜMEK
-MERSİN-
Birine insan eli balta vuruyor, diğerine su taşıyor.
Akbelen’in çok mu canı yandı ki Çanakkale har har kavruluyor?
“Türkiye Yüzyılı”, afetin yılı oldu adeta.
Öldük, yıkıldık, yakıldık, nefesimiz kesildi…
Yok mu artıran?
Şehitler diyarı Çanakkale tarihinin “en kan dökülmeyen” savaşını yaşıyor gibi…
Binlerce canlı ölüyor o yangında. Köpek ile kedinin çaresizce bir tahta yığınının altına saklandıkları videoyu belki çoğunuz görmüşsünüzdür.
İçimiz inliyor acıdan da elden bir şey gelmiyor.
Bizim bürokratlarımızın en büyük sorunu uzmanları zamanında dinlememek.
Olanın ardından ah etsen ne, vah diye haykırsan ne?
“Ormanları ellemeyin” dedikçe suiistimalle karşılaştı insanlar.
Köylünün direnişi boşa, açılan rant alanları harika!
Sonuçsa: El atın şu su dolu kovaya!
Hâlbuki yeşil vatan da hepimizin…
Gözü yaşlı hayvanları o alevlerin arasında gördükçe okyanusu taşıyası geliyor insanın.
En kötü yanıysa bölgede rüzgâr hiç olmadığı kadar şiddetli… Akbelen’in öfkesini alırcasına esiyor da esiyor…
“Siz kesmeden ya başkaları yaktı ya da kendi kendimize yandık” diyorlar.
Bu yangını, nefesimizi kesmek için birileri çıkarttıysa dikecekleri otel onlara yâr olmasın!
İmara açılmasına yumulacak olan gözler uykusuz kalsın kahırdan!
Öyle bir hal aldık ki maalesef en kötü senaryoları düşünüyoruz artık.
Normalimiz bu olmuş, haberimiz yok…
Kötüyü duyunca da “E, olacak o kadar” diyoruz.
Ah Çanakkale…
Boşa yakılmadı o türküler bu kente…
Türkünün külü dahi kalmadı şimdi.
Yangın insanın içini üşütür mü?
Sessiz canlılar yardım isteyemeden beklerse üşür elbet…
2023, ülkemize hiç iyi gelmedi.
Her bölgemizde ayrı bir afet, sınav ve insanlık dramı…
En önemlisi, insanlığımız kül olmasın.
İşte, o zaman gerçek afetle yüzleşiriz belki.