AFFI AFFETMEYİN
-MERSİN-
Affın kötüsü olur muydu ki hiç? Ya da zararlısı ve istenmeyeni?
On binlerce insana mezar olan binalar için geçmişte çıkarılan imar affı, verilen imar izinleri felakete yol açtı. Hangi partili belediyeler olursa olsun iş kendi kasalarını doldurmaya gelince nasıl da her yeri imara açtılar, koca koca binalar diktiler ama!
“Eşit yaşam, insanca, güvenli yaşam… İnsan canı maldan bu kadar mı değersiz?” diye nutuk atanların da ellerinde on binlerce insanın kanı var, önce bu biline! Para nelere kadir… Çoğu para kazanmaya başladığında insanlığını kaybediyor, onu biliyoruz da, depremde hayatını kaybeden yakını olmasına rağmen daha çok rant elde etmeyi amaçlayan uslanmaz zihniyetleri anlamak gerçekten eskisinden de güç! İmar kanunu ve ilgili yönetmeliklere bakarsanız bir binanın inşası için gerekli plan, etüt ve proje çalışmalarında asıl yetkinin ve dolayısıyla da ağırlıklı olarak sorumlunun BELEDİYELER ve VALİLİKLER de olduğunu görürsünüz.
Hatay’da Erzin Belediye Başkanı Ökkeş Elmasoğlu bugünlerde hem takdir ediliyor ama hem de yalnız bırakılıyor. Takdir edilmesinin nedeni, “Herhangi bir şekilde kaçak yapıya müsaade etmedim. Bazen de kızdılar bana. ‘Senden başka memlekette doğru adam yok mu?’ dediler” sözü… Diğer tarafta da ‘Cennetten bir köşe’ olarak adlandırılıp milyon liralara satılan Rönesans Rezidans’ın müteahhidini bilmemiş olduğuna inanmak istediğim Hatay Büyükşehir Belediyesi Başkanı Dr. Lütfü Savaş’ın onu savunan cinsteki açıklamaları: “Burada hem belediye hem mevzuat hem bu işi yapan insanlar gerçekten de çok sorgulanırsa biz onlara yazık etmiş oluruz.”
Hatay’a yazık oldu, başkan, Hatay’a! Görüştüğümüz her insan “Hatay bitti, Antakya yok, Samandağ yok” sözleriyle feryat ediyor. Müteahhidin savunmasına ne demeli: “Bina neden yıkıldı, ben de bilmiyorum.”
Ama biz insanların sizin yüzünden öldüğünü biliyoruz!
Şöyle ki, imar kanununa göre yapı inşa sürecinin nasıl olduğunu araştırdım ve siz okurlarla paylaşacağım:
1- İmar planlarına ilişkin etüt çalışmalarını BELEDİYELER yürütüyor.
2- Bir alanın imara açılıp açılmamasına BELEDİYELER karar veriyor.
3- Mimarlar ve mühendisler projeyi çiziyor.
4- İmara açılan alanda yapılacak inşaatın ruhsatını BELEDİYELER veriyor.
4.a- Belediyenin meslek odasıyla protokolü varsa odanın onayı olmadan ruhsat alınamıyor.
4.b- Belediyenin meslek odasıyla protokolü yoksa odanın onayına bakılmıyor.
5- Ruhsat alınan binanın inşaatı başlıyor.
6- Yapı denetçileri projeyi ve inşaat sürecini denetliyor. (Yalnızca Çevre Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığından izin alan mimar ve mühendisler yapı denetçisi olabiliyor.)
7- İnşaat yönetmeliklere uygun tamamlandıysa BELEDİYE yapı kullanım izni veriyor.
İnşaat ruhsatını ilçe belediyelerin verdiğini biz de biliyoruz ama yazık olanın da dişinden tırnağından artırarak o evleri alan insanlar olduğunu söylüyoruz. Binanın neden yıkıldığını bilmiyor ama yurt dışına neden kaçması gerektiğini biliyor Mehmet Yaşar Coşkun…
Bu işin X partili belediye, Y partili belediye bakış açısının dışında olduğunu iyi anlamak lazım. Çünkü bir müddetten sonra hangi partili belediye olursa olsun kendi sistemini (yanlış ya da doğru), kendi saltanatını kuruyor ve dolan cebine bakıyor. Deprem riski yüksek olan bir ülkede imar affının hiç olmaması gerekiyor. Her yer fay, yani saatli bomba, her an bambaşka bir bölgemizde yıkıcı depremler olabilir. Meclis kürsüsüne çıkıp zaman zaman mevcut iktidarı eleştirilenler sorumlu olduğu yerlerdeki çıkarcıları da dizginlesin!
Ölümü bir iki tuğlaya sığdırdılar, binlerce insanı “Kimliği tespit edilemedi” diyerek toprağa bıraktılar…