POLİTİKA 

ŞARK EKSPRESİ CİNAYETİ

Agatha Christie’nin enfes polisiye romandır.

Birkaç defa filme de alınmıştır.

Özgün adı ‘Murder On The Orient Express’.

Dilimize ‘Doğu Ekspresinde Cinayet’ olarak çevrildi ama ben “Doğu” kelimesi yerine “Şark” kelimesini kullanacağım.

Bu not burada dursun, geleceğiz.

* * *

Kitabın ya da filmin konusunu bilmeyen var mıdır?

Trende bir cinayet işlenir.

Dedektif trendeki yolcuları sorgulamaya başlar.

Katil kimdir?

Soruşturma derinleştikçe şüpheli sayısı artar.

Üstelik herkes sanki cinayetin aydınlanmasını istemiyormuş gibidir.

Şüpheli ifadeler…

Kaçamak ikrarlar…

Çelişkiler…

Gizleme çabaları…

Derken dedektif ipuçlarını bulur.

İpuçları üzerinden ilerler ve cinayeti çözer.

Kimdir katil?

Romanı okumamış, filmi izlememiş kişilerin hevesini özet vererek kırmak istemem ama şu kadarını söyleyeyim:

Katil bir kişi değil!

* * *

CHP seçim gecesinden bu yana “Şark Ekspresi”ne döndü.

Vagonlardan birinde ölü var.

Ölüye kimse sahip çıkmıyor.

Cinayet işlenmiş ama katil kim, yeterli bir soruşturma yok.

* * *

Eski AKP’li, sonradan CHP’li Abdullatif Şener, o gün bir televizyon programına katıldı.

Kendisini önceki dönem milletvekili yapan, bu dönem milletvekili adayı listesine almayan Kılıçdaroğlu’na oy vermediğini söyledi.

Ne birinci ne de ikinci turda verdim” dedi.

İki turda da Kılıçdaroğlu’na oy vermediğini anlattı.

Ne diyelim?

Helal olsun!

* * *

Abdullatif Şener olayı gösterdi ki Kılıçdaroğlu’nu sadece rakip partiler vurmamış.

Kendi partisi içinde de vurulmuş.

Görünen o ki…

Tıpkı “Şark Ekspresi”nde olduğu gibi, CHP’de de katil birden fazla.

Abdullatif Şener itiraf etti, kurtuldu.

Peki, ya diğerleri?

Onlar ne zaman itiraf edecek?

Onlar ne zaman “Biz de CHP’liyiz ama Kılıçdaroğlu’na oy vermedik” diyecekler?

Oy vermemekle kalsalar ona da razıyız da.

Oy vermeyen insan oy toplar mı?

Bırakın oy toplamayı, görüyoruz ki Abdullatif Şener, Kılıçdaroğlu’na oy verilmesini de engellemiş.

* * *

Ortada bir vagon var.

Vagonda bir ölü var.

Ölüye kimse sahip çıkmıyor.

Cinayet var.

Cinayeti şu ana kadar Abdullatif Şener dışında üstlenen olmadı.

Bakalım, Saray’a giden yolda başka itiraflar da gelecek mi?

* * *

Yazının başında “Doğu” kelimesi yerine “Şark” kelimesini kullanmayı tercih ettiğimi söylemiştim.

Şark oyunu…

Şark kurnazlığı…

Bunları “Doğu” kelimesiyle anlatamazsınız.

Bu deyimler ancak “Şark” kelimesiyle anlatılır.

* * *

Kemal Tahir’in şöyle bir sözü vardır:

Batıda düello kültürü var; şarkta ise pusu kültürü, arkadan vurma kültürü.

Kılıçdaroğlu, siyasette olması gerekeni yaptı, rakibini düelloya çağırdı.

Gel, eşit şartlarda yarışalım” dedi.

Düello başladı.

Fakat Kılıçdaroğlu’nun hesap etmediği bir şey vardı.

Burası “Şark Ekspresi”ydi.

Burada düello değil, pusu atmak, arkadan vurmak vardı.

Vurdular.

Düelloyu Erdoğan kazandı.

Kılıçdaroğlu kaybetti.

* * *

Şark Ekspresi”nde ilk itiraf Abdullatif Şener’den geldi.

Ama biliyoruz ki cinayete kurban giden maktulün bedeninde bir yara yok.

Çok yara var.

Acaba diğer itiraflar ne zaman gelecek?

Bu yazıya yorum yapamıyorsanızlütfen Facebook hesabınıza giriş yapınız
Paylaş:

Benzer yazılar