CAMBAZA BAK!
-MERSİN-
AKP medyası, hükümet medyası, yandaş medya işi gücü bıraktı CHP içindeki tartışmalara odaklandı.
Gündem hep CHP…
Gündem hep Kılıçdar.
Gitsin mi, kalsın mı?
*
Yıllardır CHP’nin kapısından geçmemiş, CHP mitinglerini yedi kat yabancının düğününe gelmiş gelinlik kız gibi uzaktan, ağız burun bükerek izlemiş ne kadar gazeteci varsa hepsi başımıza CHP uzmanı oldu.
Gitsin mi, kalsın mı?
*
Öbür yanda ekmeğin 10 lira olması gündemde, et almış başını gitmiş, kiralar uçmuş, millet kiralık ev bulamıyor, ev bulabilen kirayı ödeyemiyor, bankalar sicili düzgün iş insanına bile kredi açmıyor, asgari ücret artık sadece kiraya ve faturalara yetiyor…
Bunlar medyada hiç konuşulmuyor.
Gündem hep CHP…
Gündem hep Kılıçdar.
Gitsin mi, kalsın mı?
*
Buna ne derler?
“Cambaza bak!” derler.
*
Türk Dil Kurumu (TDK), “cambaz” kelimesini şöyle tanımlıyor:
“Yerde ve tel, at, bisiklet, ip ve benzeri üzerinde dengeye dayanan, tehlikeli, heyecan verici gösteriler yapan kimse, akrobat.”
Siyaset de öyle değil mi?
Bazen yerde ama çoğu kez kıl gibi ince bir ip üzerinde dengeyi gözeterek yürürsün.
Yürüyüşün heyecanlıdır.
Tehlikelidir.
Düşersen ölürsün.
*
İşte, Kılıçdar da kıl gibi ince bir ip üzerine çıktı, yürümeye başladı.
Dengeyi gözetmeye çalıştı.
İzleyenlere heyecan verdi.
Heyecanı arttı.
Alkışlar, ıslıklar arasında son metreleri yürürken hop…
Düştü!
Bir dakika öncesine kadar o yürüyüşü heyecanla izleyenler Kılıçdar’ın başına toplandı, etini didiklemeye başladı.
Gitsin mi, kalsın mı?
*
Eğer Kılıçdar, o kıl gibi ince ip üzerindeki heyecan verici ve tehlikeli yürüyüşü tamamlayabilseydi, muhtemelen alkış tufanı büyüyecek, herkes onu öve öve yere göğe sığdıramayacaktı.
Ama düştü.
Onun için şimdi herkes yok ayağını şöyle yapmalıydı, yok kolunu böyle tutmalıydı, bak rakibine o ne güzel yürüdü, nasıl becerikli yürüdü diyerek siyaset cambazlığı taslıyor.
Fatura ağır.
Herkes soruyor:
Gitsin mii, kalsın mı?
*
Ağır faturanın ardından kabak bir tek Kılıçdar’ın başına patlayınca CHP’de dört dönemdir, beş dönemdir, altı dönemdir vekillik yapan parti yöneticileri de geldi gündeme.
Oysa unutturmuşlardı kendilerini.
İşler yolundaydı onlara göre.
TDK “cambaz”ın bir diğer anlamını şöyle verir:
“Usta, becerikli kimse…”
Bu kişiler partide dört dönem, beş dönem, altı dönem milletvekili olabildiklerine göre, yenilgi durumunda kendilerini unutturduklarına göre usta, becerikli kişiler demektir.
Şu halde onlara “siyaset cambazı” da diyebiliriz.
Ama bize gizlenmiş cambaz değil, ip üstüne çıkmış, düşmüş, yaralanmış cambaz lazım.
Sorumuz aynı:
Gitsin mi, kalsın mı?
*
TDK, “cambaz”ın bir diğer anlamını şöyle açıklar:
“At alıp satan veya yetiştiren kimse.”
Yine aynı sözlükte “cambaz”ın bir başka anlamı şöyledir:
“Kurnaz, hileci, hilekâr…”
Bunlar kime uyuyor siyasette?
Neyse…
Biz sorumuza dönelim:
Yok, “Gitsin mi, kalsın mı?” değil sorumuz.
Sorularımız şu:
Ekmek kaç lira?
Et kaç lira?
Asgari ücret kaç lira?