BİR KEREDEN ÇOK ŞEY OLUR!
REKREATİF BAKIŞ
-BÜYÜKADA-
Bir insanın en büyük iki şansı, hayata bir adım önde başlama sebeplerinden ikisi, iyi ebeveynlere sahip, sağlıklı bir birey olarak doğmasıdır. Çünkü ana babanın iyiliği, sadece genetik aktarım açısından değil, aynı zamanda öğrenme sürecinde de bireyi daha kolay ve sağlam ilerletir.
İyi derken neyi kastediyorum? Seven, koruyan, gözeten ve aynı zamanda kendisi olması için özgür bırakan, okumasını, bir şeyler yapmasını, meraklı ve sorgulayan olmasını, kendisine ve topluma faydalı ve sorumlu bir insan olmasını sağlayan ebeveyn, iyi ebeveyndir. Böylece çocuk, bireye dönüşür ve birey olan, dünyanın her yerinde her koşulda yaşayabilir, hayatın ona getireceklerini ve yaşamın ondan aldıklarını zarafetle karşılar.
Bir çocuk iyi ebeveynlere doğmamışsa, bir sonraki şansı komşuları, öğretmenleri ve devletin koruyuculuğu olur. Ya bir çocuk iyi ebeveynlere doğmamış, iyi komşulara veya öğretmenlere sahip değilse ve devlet de çocuğu korumuyorsa, ne olur?
Örneğin bir çocuğun, dinci bir yobaz “sözde hoca” tarafından tecavüzüne aile evet diyor, komşu sus ediyor, dinci basın olayı “abartılıyor” diye lanse ediyor ve devlet de suçu kabul edip cezalandırmıyorsa, o çocuk nasıl bir insan olur?
Çocuğun tutunacak tek bir dalı yoksa, o çocuk nasıl bir yaşamın içine doğmuştur?
Uzun bir süredir, “Bir kereden bir şey olmaz” açıklamasıyla ilk kez tanık olduğumuz, ardından benzer söylemlerle devam eden ve siyasi bir kesimin çocuk taciz ve tecavüzlerini neredeyse haklı çıkarma çabasıyla verdiği demeçler hepimizi derinden yaralamakta!
Sadece derinden yaralamıyor; aynı zamanda din adı altında yapılabilecek ucu bucağı olmayan suiistimalleri, ahlaksızlıkları, adaletsizlikleri de göstererek hepimize “Din bu mu?” sorusunu sorduruyor.
Yani hem geleceğimizin teminatı dediğimiz çocuklarımız yaralı yürekleri, karmaşık akılları, kızgınlık, acı ve korku dolu duyguları ile hayatta ilerliyorlar; hem de bugüne kadar toplumda kutsal kabul ettiğimiz her şey yozlaşıyor!
Yozlaşan toplum ayakta kalabilir mi?
Yarının yetişkinleri olacak bu çocuklar ülkemize nasıl fayda sunacaklar?
Hele hele her insanın topluma, toplumdan kazanımlarını verdiğini düşünürsek, bu çocuklar ne alıyor, ne verecekler?
Siyasiler, din veya inanç ve dinci basın ne derse desin, çocuk evlenemez. Ortada bir tecavüz varsa, “Çocuğun rızası vardı” denilemez. Çocuğa “badeleme” adı altında şeyhin menisi içirilemez, şeyh çocuğu taciz edemez. Cin çıkarma adı altında çocuğa tecavüz edilemez. Derme çatma Kuran kurslarında çıkan yangınlarda ölen çocuklara “Fıtrat, hepsi şimdi cennette” açıklaması yapılamaz.
Çocuğa cinsel taciz ve tecavüz; yani pedofili, suçtur. Pedofil, yani çocuğa tecavüz eden kişi, hastadır. Pedofili hastalıktır ve suçtur.
Dünyanın her yerinde, dinden bağımsız olarak suçtur.
Bir siyasi irade pedofilleri tutuklatacak adalet sistemini engelliyorsa, adalet çocuğa tecavüzü ve tacizcisini serbest bırakıyorsa, orada adaletten asla ve asla söz edilemez!
İslamiyet’te eğer pedofili varsa, dinciler buna dayanarak pedofilleri aklıyorsa, o zaman İslamiyet ne evrenseldir ne de Hak dinidir!
Hiçbir tanrı, çocuğa tecavüz veya tacizi kabul etmez, edemez.
Bir çocuk şanslıysa iyi bir ailede sağlıkla dünyaya gelir.
Bir çocuk bu şansa sahip değilse, komşuları, öğretmenleri, devleti onu korur ve kollar. Çocuk bu durumda hâlâ güvendedir, sevgi bulur, yaşama tutunur ve sağlıklı bir birey olarak yetişir.
Hiçbirinin olmadığı bir ülkede ve bu durum bilinçlice yaratılıyorsa, orada bir şeyler çok ama çok terstir.
Bunları söylemek her vatandaşın boynunun borcudur!
Sözün özü; bir kereden çok şey olur.
Bir kere izin verilen, artık emsaldir.
Biz ahlaksızlığı, adaletsizliği, kötülüğü asla ve asla EMSAL yapabileceklerle ilerleyemeyiz.
Hem aklen, hem vicdanen…
Çocuklar çünkü, bugünümüz ve yarınımızdır!
Onlara iyi örnekler olmak, onları iyi yetiştirmek ve yeri geldiğinde de korumak, hepimizin biricik sorumluluğu ve Cumhuriyet’imizin de teminatıdır!