YAŞAM 

BİR TEK İYOTLU HAVA YETERDİ MUTLU OLMAMA

Bir tek iyotlu hava/ yeterdi mutlu olmama./ Bir tek iyotlu hava,/ bir de masmavi deniz/ yeter de artardı mutlu olmama./ Ne oldu tanrım!/ Ne oldu böyle bana?/ Yoksa öldüm de cesedim mi dolanıyor/ bu dünyada?

2018’in yazında karalamışım bu şiiri. Ve son şiir olarak düşmüş defterime.

Bir defterim var, yıllardır okuduğum şiir kitaplarından çok beğendiklerimi not ettiğim ya da kendi duygularım dile geldiğinde karaladığım – bunlara şiir denilebilir mi bilemem.

Oldukça karamsar bir ruh haliyle yazılmış bu son şiir!

Öyleydim o zaman; yaşama sevincimi yitirmiştim.

Hayatta başınıza gelebilecek en kötü şey diyebilirim!

Sabah uyanıp da “Niye uyandım ki ben yine?” diyorsanız vah halinize!

Sonrası kötü…

2019’un yazında kötü hastalığımın haberini aldım.

Hastalık önce ruhta başlıyor, dostlar!

Sonrasında bedene sirayet ediyor, dikkat!

Her şeye rağmen hayata asılmak, mücadeleye devam etmek değil mi zaten yaşamak?

Bir tek sabah kahvaltısı bile mutlu uyanma sebebimiz aslında!

Çoğunlukla da öyle yaşadım, çok şükür; yaşama sevincimi yitirmedim ömrümün çoğu zamanında.

Çoğu zaman yaşadıklarımın değerini üzerinden yıllar geçince anlıyor olsam da; mücadele etmeyi hiç bırakmadım, hiç pes etmedim.

Yaşarken anlayamıyor insan pek çok şeyin değerini maalesef!

Ama yıllar geçip de zamanın deminden geçince her şey, “Yaşadım” diyebiliyorum, çok şükür! Tüm istediklerimi artısıyla eksisiyle…

Kabullenmek gerek her şeye kadir olmadığımızı, bazı şeylerin bizim inisiyatifimiz dışında gerçekleşebileceğini.

Sağlık her şeyden değerli!

Kaybedince anlıyoruz maalesef…

Ama her şerde bir hayır var derler ya; hastalığım bana yaşama sevincimle birlikte pek çok şey de kazandırdı.

Bazen yıldızları süpürürsün farkında olmadan,/ güneş kucağındadır, bilemezsin./ Bir çocuk gözlerine bakar, arkan dönüktür/ koca bir sevdadır yaşamakta olduğun, anlamazsın./ Uçar gider, koşsan da tutamazsın.” demiş ya William Shakespeare; aynen öyle, çoğu şeyin değerini yaşarken anlayamıyor insan!

İşte, hastalığımın bana kattığı artılardan biri de bu oldu, değerini artık biliyorum pek çok şeyin! Eskiye göre daha çok!

Daha sakin olmayı, anın tadını çıkarmayı, elemeyi, seçmeyi, hayır diyebilmeyi, kabullenmeyi, yaşarken farkına varabilmeyi eskiye göre daha iyi yapabiliyorum. Öğrendim!

Eşek, kral ve ben/ besbelli geberip gideceğiz/ yarını göremeden./ Eşek acından,/ kral tasalarından,/ bense aşktan./ Sonra adımızı yazacak/ parmak kadar tebeşir/ hesap tahtasına günlerin/ ve kavaklardan yeller esip/ eşek, kral ve benden söz edecek./ Yaşam bir kiraz tanesi, besbelli/ ölünde çekirdeği/ kocaman bir kiraz ağacı aşk.” (Jacques Prévert)

Defterime düştüğüm notlardan bu şiiri de sizlerle paylaşmak istedim.

Yaşam ancak bu kadar güzel anlatılabilirdi!

Bol şiir okumalı, yaşama sevinciyle, aşkla, umutla şiir yazmalı günlerimiz olsun diliyorum.

Sanatla, sevgiyle ve sağlıcakla kalın.

Bu yazıya yorum yapamıyorsanızlütfen Facebook hesabınıza giriş yapınız
Paylaş:

Benzer yazılar