POLİTİKA 

SEÇİMLERİ ÇALMAK / CAMBRIDGE ANALYTICA ÖRNEĞİ

Demokratik ülkelerde özgür ve adil koşullarda yapılan seçimler, sistemin en önemli parçalarından biridir. Belirli aralıklarla gerçekleştirilen seçimler, ülkenin yasama organının ve doğrudan ya da seçilmişlerin belirlemesi açısından dolaylı olarak da yürütme organının oluşumunda temel belirleyici olmaktadır.

Peki, demokratik ülkelerde belirli aralıklarla seçimlerin yapılması ve seçilenlerin ülke yönetimini oluşturması, sistemin demokratik olarak isimlendirilmesi ve demokratik yönetim için yeterli oluyor mu? Maalesef, her zaman olmuyor.

Geçmişte yaşanan bir olay, birçok ülkede seçimlerde kullanılan bazı yöntemler ile “seçimlerin çalındığını” ortaya koymuştur. Bu konudaki en önemli örnek, filmlere de konu olmuş ‘Cambridge Analytica’ olayıdır.

Gelin, bu konuyu Bilal Eren’in araştırması ve Twitter mesajları ile diğer kaynaklardan yararlanarak açıklayalım.

Cambridge Analytica Skandalı, Cambride Analytica’nın 2014 yılında toplamaya başladığı yaklaşık 50 milyon Facebook kullanıcısının kişisel olarak tanımlanabilir bilgilerinin toplandığı bir veri ihlalidir. Elde edilen veriler, bu kişileri işe alan politikacılar adına seçmenlerin fikrini etkilemek için kullanılmıştır. İhlali takiben Facebook, kamuoyundan özür dilemiş ve Cambridge Analytica’nın verileri uygunsuz bir şekilde topladığını kabul etmiştir. (https://tr.m.wikipedia.org/wiki/Facebook-Cambridge_Analytica_veri_skandal%C4%B1)

Cambridge Analytica Skandalı, belgesel bir filme de konu olmuştur. “Yapımcılığını Jehane Noujaim ve Karim Amer’ın üstlendiği ‘The Great Hack’, tüm dünyayı sarsan Facebook – Cambridge Analytica veri krizini anlatan, 2019 yılında yayımlanmış bir Netflix belgeselidir. Tıpkı dünyaya bırakılan karbon ayak izi gibi, siber dünyada da bir ayak izi mevcuttur. Belgesel; verilerin kaybolmadığını, aksine toplanabildiğini, 2016’daki ABD başkanlık seçimlerinde ve BREXIT olaylarında manipülasyon aracı olarak nasıl kullanıldığıyla birlikte izleyiciye çarpıcı bir şekilde gösteriyor.” (Sena Yıldız, https://www.tuicakademi.org/great-hack-2019-izlenen-dijital-ayak-izimiz/)

Araştırmacı Bilal Eren, Türkçe kaynaklarda Cambridge Analytica Skandalı’nı en iyi açıklayan ve yorumlayan isimdir. Gelin, Bilal Eren’den alıntılar ile devam edelim. (https://erenbilal.medium.com/ikna-edilebilirler-el-kaldirsin-65afa0893191)

Bilal Eren, Trinidad-Tobago örneğini şöyle açıklıyor: “İki ana siyasi parti vardı. Birine gidip dedik ki: ‘Gençleri hedefleyip apolitikliği artıracağız’ Böylece yüzde 6 oyu kaydırdık… Cambridge Analytica Şirketi, verilerimizi ‘davranış bilimlerini’ kullanarak analiz edip daha çok siyasi partilerin hedef kişi ve kitleleri ‘ikna etmesi’ için propaganda hizmeti veren bir şirket. 2013-2018 yılları arasında 5 kıtada 200’den fazla seçimde danışmanlık yapmışlar.

Bilal Eren, Trinidad-Tobago örneğini açıklamaya devam eder:

Karayipler’de yaklaşık 1,5 milyon nüfuslu Trinidad-Tobago isimli ülkenin nüfusu yüzde 40 Hintli, yüzde 40 Afrikalı siyahlardan oluşuyor. İki ana siyasi partinin olduğu ülkede, seçimlerin önde bitirilmesi için 1 oy bile kıymetli halde. Halkın Ortaklığı Koalisyonu lideri Hint asıllı Av. Kamla Persad-Bissessar, 2010 genel seçimleri için Cambridge Analytica Şirketi ile çalışmaya karar verir. Şirket, elindeki analizlere göre seçim kampanyasının hedeflerini sunar: 1- İlk defa oy verecek gençleri hedeflemeliyiz. 2- Politikayla hiç ilgilenmiyorlar, o nedenle apolitikliği artırmalıyız. 3- Tembeller ve hiç aktif değiller, o nedenle tepkisel bir şey yapmalıyız.

Kabul edilen strateji sonrası kampanya çerçevesi hazırlanır; ‘Do So!’ Hareketi. Siyasete ve oy vermeye karşı bir harekete katıl, havalı bir şey yap. Böyle yap, oy verme! Müzikler, danslar, Youtuberlar, duvar yazıları, konserler… Havalı bir direniş selamı… İktidara karşı değil, siyasete karşı bir hareket bu. Hareketi başlattık. Biz biliyorduk ki, bu harekete tüm gençler ilgi duyacak ama iş oy vermeye gelince Hintli ailelerin çocukları anne babalarının sözlerinden çıkmayacaktı… Ve öyle oldu; 18-35 yaş aralığındaki seçime katılım farkı yüzde 40 idi. Hintli ailelerin daha geleneksel yapıları vardı ve çocuklar anne babalarının sözünü dinledi, Afrikalı gençler ise sandığa gitmedi. Giden kazandı… Ufak farklar, ufak dokunuşlar. Sıfırdan bir parti yaratılıp yüzde 51 oy aldırmayabilir, bu modern sosyal mühendislik çalışması. Ama yüzde 49; yüzde 51 yapılabilir. Trump, 2016 seçimlerini nasıl kazanmıştı? 120 milyon seçmenin oy kullandığı seçimin sonucunu kaç kişi belirledi? Ya Brexit?

Uzun alıntılarını aktardığım Bilal Eren, bir ülkede seçimlerin nasıl çalınabileceğini açıklayan Cambridge Analytica olayını hem Twitter mesajlarında hem de yazılarında çok anlaşılır biçimde açıklamıştır.

Demokratik kurumları güçlü olan ABD’de Donald Trump’ın başkan seçildiği seçimlerde ve Brexit sürecinde İngiltere gibi ülkelerde bile veri analizi yöntemleriyle seçimlerin nasıl etkilenebileceği yaşanarak görülmüştür. Trinidad-Tobago örneğinde ise aynı yöntemle seçimler tam anlamıyla çalınmıştır.

Türkiye’de Cambridge Analytica gibi yöntemler kullanılarak seçim sonuçlarının az ya da çok değiştirilebildiği çalışmalar yapılmakta mıdır? Maalesef, yapılmadığını söyleyemeyiz.

Bundan sonra ve önümüzdeki seçimlerde seçim sonuçlarını bazı yöntemler kullanarak etkileyebilecek çalışmalar yapılacaktır. Özellikle muhalefet partilerinin seçim güvenliği gibi önemli bir konuda olduğu gibi, seçim sonuçlarını etkileyecek ve seçimlerin çalınmasını engelleyecek planlar hakkında da bilgisi ve önlemi var mıdır acaba?

Seçimlerde verdiğimiz oyların sandıktan adil biçimde çıkmasını sağlamak için muhalefet partilerinin çalışmalarını yeterli görmeyen büyük bir seçmen kitlesi vardır. Anayasa Referandumu sürecinde CHP’nin başarısız seçim güvenliği çalışması ortada dururken, bu konuda yapılan çalışmaları hâlâ seçmene güven verecek biçimde açıklamamalarını da endişeyle karşılıyoruz. Seçimlere Cambridge Analytica gibi yöntemler ile müdahale edilmesini önlemek için muhalefet partilerinin neler yaptıklarını merak ediyorum.

Bu yazıya yorum yapamıyorsanızlütfen Facebook hesabınıza giriş yapınız
Paylaş:

Benzer yazılar