YAŞAM 

70’LER, LİSE YILLARIM VE BABAM

70’lerin sonu, 80’lerin başı… Terör olaylarının zirve yaptığı yıllar… Duvarlara sloganlı yazıların yazıldığı, üniversite öğrencilerinin kutuplaştırıldığı çatışma ortamı… Ve o ortamda eğitim almaya çalışan gençlik…

Ben, Ziyapaşa Bulvarı’ndaki evimizde yaşayan liseli bir genç… Abdulkadir Paksoy Kız Lisesi öğrencisiydim. Okulum şimdi olduğu gibi tren istasyonuna yakın bir yerdeydi. Kurucusu Abdulkadir Bey’in vasiyeti üzerine yalnız kız öğrencilerin eğitim aldığı bir okuldu burası. Tabii, yalnız kız öğrenciler okuduğu için değil, evimize yakın bir okul olduğu için tercih etiğimiz bir kurumdu.

Ben okuduğum liseyi de ortaokulum gibi çok sevdim. Terör olaylarından nasibini almadı bizim lisemiz. Ve çok iyi öğretmenlerin elinde yetiştik, tıpkı İstiklal Ortaokulu’nda olduğu gibi.

Biz şanslı bir nesilmişiz. Yıllar geçtikçe fark ediyor insan.

Babama imrenirdim ne çok şey biliyor diye. Lise mezunu olmasına rağmen, ne sorsak cevabı vardı, aydın bir insandı, ileri görüşlüydü. Canım babam… Terör olaylarına yaklaşımında bile bu özelliği görülüyordu.

O tarihlerde insanlar okuduğu gazeteye göre bile etiketlenirdi, yargılanırdı. Mesela ‘Milliyet’ okuyanlar solcu, ‘Tercüman’ okuyanlar sağcı olarak algılanırdı.

Bizim eve ise her iki gazete birden girerdi. Babamın Küçüksaat civarında dedesinden kalma bir manifatura dükkânı vardı. Her gün dükkâna iki gazeteyi de alır, sonra o gazeteleri akşam eve getirir, bizlerle paylaşırdı beğendiği köşe yazılarını. Ve hiç unutmam, şöyle derdi:

– Kızım, bu ülkede okuduğu gazete yüzünden bile insanlar öldürülüyor! Beni ne yapacaklar acaba?

Babam, benim idolümdü. Bize ne güzel bakış açıları aşılayıp gitti. Hep güzelden, iyiden ve doğrudan yana oldu.

Ne çok üzülmüştü Abdi İpekçi öldürüldüğünde… Ne çok severdi Altan Erbulak’ı…

Severdi tüm aydın insanları; aydınlıktı babam.

Sonra ben liseye devam ederken, ablam aynı liseden mezun olup Çukurova Üniversitesi İnşaat Mühendisliği Bölümünü kazandı. Ablam bir hafta zor dayandı ve terör olaylarından dolayı üniversiteyi bırakmaya karar verdi.

Babam, her olay karşısında olduğu gibi, ılımlı ve yapıcı yaklaşımıyla ablamı karşısına aldı ve sordu:

– Kızım, okulda hangi taraf daha güçlü?

Solcular” dedi ablam.

– O zaman sen de solcu ol ve eğitimine devam et, kızım!

Sonuçta hepimiz bu ülkede eşit haklara sahip, cumhuriyetin çocuklarıydık; ama bir şekilde ayrıştırılıyorduk, ayrıştırılmıştık.

Bu yazıya yorum yapamıyorsanızlütfen Facebook hesabınıza giriş yapınız
Paylaş:

Benzer yazılar