TOPLUM 

SELAMÜNALEYKÜM SEFERBERLİĞİ

Yaşadığım çevrede artık çok sık olarak kadınların, çocukların, gençlerin birbirleriyle “Selamünaleyküm” diye selamlaştığına tanık oluyorum. Hatta toplumun daha dindar olan kesimleri ise başka selamlaşma biçimlerini uygunsuz bularak, özellikle erkeklerin “Selamünaleyküm” şeklinde selamlaşmaları gerektiğine dair söylemde bulunuyorlar. İlginç olan şey ise, metropollerde ve modern hayat tarzını benimsemiş insanlarda bile böyle bir eğilimin olduğunu gözlemlemekteyim.

Ben çoğu yazımda eğitim süreçlerinde kavramların netleşmesi gerektiği savundum. Anlamlandırmanın hem konuşma dilini zenginleştireceğini, hem dilde gereksinim duyulacak yeni sözcükler ilave edilmesi gerektiğini, hem de anlama kapasitesini artıracağını düşünüyorum. Aşağıda vereceğim güncel örnek ışığında pek çok kelime ve kavramın doğru anlamlandırılamadığına tanık oluyorum. Çocuklara konulan Arapça isimlerin anlamları dinsel bir amaç taşıdığı zannedilerek kötü veya saçma anlamları olan isimler olarak karşımıza çıkmaktadır. Aleyna (Bize), Ünzile (İn), Vahit (Bir), Rabia (Dört)…

Arapçada; Türkçede kullandığımız haliyle “selam” kelimesi “sağ ve sağlam olma, güvende olma, barışık olma, sağlık, selamet, barış, güvenlik” sözcüklerinden alıntıdır. Arapça sözcük, Arapçada “salima” (sağ ve sağlam); Akatça sözcük, Sümercede aynı anlama gelen “silim” sözcüğü ile eş kökenlidir.

Alevilik, Bektaşilik, araştırma-inceleme, azınlıklar-etnik gruplar kategorilerinde eserleri bulunan Hüsnü Merdanoğlu şöyle demektedir:

‘Selamünaleyküm’ İbranicedir. Aslı ‘şalom aleyke’dir. Şalom, M.Ō. 1000’li yıllarda yaşamış zalim, acımasız ve katliamcı ilk Yahudi-İsrail kent devleti kralının adıdır. Aleyke ise; ‘üzerine, dâhil, tâbi, taba’, yani ‘Kral Şalom’un milletindenim’ demektir. Bugün ‘şalom aleyke’ (selamünaleyküm) diyerek selamlaşanlar, üç bin yıl önceki bir Yahudi kralın milliyetinden olduğunu söyleyen ve bunu esenleşme sanan gafillerdir.

Ben Arapça bilen bir insanım, çocukluğumda kullandığım ve duyduğum bu dilde kelimelerin ne amaçla kullanıldığı konusunda kavramsal algı zihnimde çok nettir. Bu kelimelerin sadece selamlaşmada kullanılan kelimeler olmaması, bahsettiğim anlamları ile başka anlatımlarda ve konuşmalarda kullanılmakta olması bu iddiayı geçersiz kılıyor.

Selam”, ağırlıklı olarak “güvenlik-güvenilirlik” demektir. Literatürlerde “esenlik” olarak açıklansa da selamlaşmada güvenilirlik mesajıdır.

Aleyküm” ise, “size” demektir. Bu kelime bir kavram değildir ve anlamı çok net olup başka hiçbir anlama gelmez.

Selamünaleyküm”, binlerce yıl önce çöl iklimi, kuraklık gibi ağır koşullar altında süren yaşamlarda birbirine yaklaşan insanların karşısındaki kişilerin tedirgin olmaması için güvenilirlik ifadesi olarak kullanılmıştır. “Size karşı güvenliyim” ya da “Sizin için güvenliyim” anlamındadır.

Israrla din ve Allah ile ilişkilendirilmesine rağmen anlam olarak da, tarihsel bağlam olarak da din ile hiç ilgisi yoktur.

İbranicede benzer seslerin olması ve bu sözcüklerin aynı coğrafyada yaşayan binlerce yıllık toplumların sözcüklerinde benzeşimlerin bulunması normaldir. Bu iki toplum Müslümanlıktan önce uzun yıllar bir arada yaşamıştır. İnanç olarak da birbirlerini etkilemiş, ritüellerinde benzeşimler meydana gelmiştir.

Din adamlarının veya dindarların sandığı gibi “Allah’ın selamı üzerinize olsun” diye tercüme etmek çok yanlış ve komiktir.

Allah’ın güvenilirliği üzerinize olsun” gibi bir anlam çıkar ki bu da anlamsız bir içerik taşır.

Kendi kültürü yerine inandığı dinin kültürü olan Arap kültürüne uyumlanmaya çalışan insanların inandığı dinin ortaya çıktığı Arabistan Yarımadası halklarına “aptal”, “kalitesiz”, “sahtekâr” gibi yakıştırmalar yapan yine aynı insanlardır.

Köleliği isteyenle başkasının köleliğine küfredenler de yine aynı kişilerdir.

Bu yazıya yorum yapamıyorsanızlütfen Facebook hesabınıza giriş yapınız
Paylaş:

Benzer yazılar