TOPLUM 

KARA ÖLÜM VEBADAN KORONAVİRÜSE

Dünyayı yine bir ölüm korkusu sardı. Nasıl sarmasın ki… Tarihe şöyle bir baktığımızda salgınlarda ölen insan sayısının korkutucu boyutlarını görebiliyorsunuz. Dünya bunu çok ciddiye alıyor. Çünkü tarihsel bilgi birikimi, özellikle de ülkeyi yönetenlerin olmazsa olmazıdır.

Bu salgın bize şunu gösterdi: Ciddiye alınmayan bir sorun katlanarak büyüyor. Bilimden uzak tevekkül anlayışının umursamazlığı nedeniyle çağdaş değerleri benimsemiş olan toplum kesimi korkulu bir bekleyişte. Tarihsel olayları bile algılayıp ders çıkartmak gibi bir niyeti olmayan, insana değer vermeyen, kaderci bir kültürel altyapıyı barındıran zihin yapısındaki insanların kayıtsızlığı başımıza gelecek felaketin ağır bir bedelinin olacağı endişesi ürküntü veriyor topluma.

Medyayı kuşatmanın nedeni olan “yalan” düzeninin yarattığı güvensizlik zihinlerde şüphe yaratıyor. Açıklamaların gerçek olduğuna kimse inanmıyor. Halk sağlığı sadece salgının tehdidi altında değil. İnsanlarda kaygı, endişe, depresyon, korku hâkim. Salgından çok, geçim sıkıntısı endişesi yürekleri burkuyor.

Tarihte olduğu gibi günümüzde de salgınlar sosyal yapıyı ve ekonomiyi derinden etkiliyor. Can kayıpları toplumsal travmalar yaratıyor.

Dünyada, salgınlarda ölen insan sayısı; vebada 200 milyon, kolerada 5 milyon, AIDS’te 32 milyon, İspanyol gribinde 4 milyon, Asya gribinde 24 milyon, Hong Kong gribinde 2 milyon kişi…

Tarihte görülen en büyük salgın olan vebaya bir göz atalım:

1347 yıllarında Çin’de başlayıp daha sonra Avrupa’ya sıçrayan, “Kara Ölüm” de denilen “veba” salgını Avrupa’nın nüfusu üzerinde büyük bir etkisi olmuştu. 1351 yılına kadar yaklaşık 200 milyon kişi öldü. Bu süreç, Avrupa’nın sosyal temellerini değiştirdi. Roma Katolik Kilisesi için de büyük bir darbe olan Kara Ölüm; Museviler, Müslümanlar, yabancılar, dilenciler başta olmak üzere azınlıklara zulmedilmesine yol açtı.

Veba salgını, 1348 yılında Paris’i, 1349’da ise Londra’yı etkisi altına aldı; İskoçya ve İskandinavya’yı ciddi şekilde etkiledi, Venedik’te ise nüfusun yüzde 75’i veba salgınından öldü. Suriye, Lübnan, Mısır, Mekke, Yemen ve daha birçok ülkede nüfusun büyük bir kısmı veba salgınından yaşamını kaybetti. Etkileri 1700’lü yıllara kadar devam etti.

Özellikle 16’ncı yüzyılın başlarında başlayan, kilisenin aristokratlarla işbirliğine ve egemenliğine karşı başkaldırı ve isyanlar yeni salgınlara yol açtı. İsyanlarda sokaklardaki cesetler toplanamadığı için salgınla mücadele çok uzun sürdü ve Avrupa ülkelerinin nüfuslarında büyük kayıplar oldu.

Koronavirüsün tedavisi henüz yok. Bu nedenle salgınla, yayılımı kontrol altına alınmaya çalışılarak mücadele ediliyor. Ülkeler, insanların hareketliliğinin kısıtlanması sonucunun ekonomide yaratacağı çöküntüyü önlemek amacıyla halkına parasal destek verirken, ne yazık ki ülkemizde para halktan talep ediliyor.

Doğal afetlerde, bu amaçla kurulmuş örgütlerin yetersizliği, mağdurların beklentilerine kayıtsızlık insanlarımızda giderek umutsuzluğa dönüşüyor. Bu tutum, ülkemizin daha önce de zaten zayıf olan sosyal devlet politikasının tamamen bittiğini gösteriyor.

Aslında biten şey, sosyal devlet ve ülke ekonomisinden çok gittikçe azalan vicdan…

Bu yazıya yorum yapamıyorsanızlütfen Facebook hesabınıza giriş yapınız
Paylaş:

Benzer yazılar