ŞİİR 

HAYDARPAŞA GARI

Haydarpaşa Garı görünüyordu iskeleye vuran Boğaz’ın mavi sularından,

bir yanda yapayalnız deniz feneri,

diğer yanda Kadıköy İskelesi ve telaşla vapura yetişmeye çalışan insanlar.

Masmavi bir gökyüzü, ölgün bir deniz, hüzünlü bir hava, yaşlı solgun benizli bir adam,

etrafı yılgın gözlerle süzüyordu, hırpani yırtık ceketli bir dilenci.

Üşüyen bir çocuk bir yanda, elinde tablasıyla bir simitçi,

diğer yanda falcı bir çingene, yıllar sonra aynı yerde, bir banka oturmuş müşteri arıyordu yine.

Aralık’ın 5’iydi, sonbahardan kalma bir esinti ürpertiyordu.

Kış kapıda, hava serin, dalgaları rıhtıma vuruyordu iskeleye yanaşan teknelerin.

Bir çınar altı çay bahçesinde bir akşamüstü,

bir yanda sefil bir yaşam, diğer yanda aldırmayan insanlar,

her biri hikâyelerle dolu; kimi dertli, kimi sevdalı, kimi korku dolu hayatlar.

O an her şey unutulmuştu belli ki, keyifle paylaşılırken mütevazı tahta masalar.

Çayımı yudumluyorum böyle bir manzarada, yakamozlara dalmışım,

hafif esintiyle uçuşarak masalara düşüyordu, sararan yapraklar.

Sonbahardan kalma esinti sarmıştı tenimi o gün, dalgaların yakamozlarına bakarken,

diğer yanda hüzünlü bir yalnızlık duygusu.

Martıların sesi, denizin kokusu, bekleyen yüzlerce yolcusuyla Haydarpaşa İskelesi,

böylesi büyülüyordu beni İstanbul ve Haydarpaşa, o gün, o atmosferiyle,

ve balıkçı teknelerinden sunulan ekmek arası balığın kokusu.

Hoş bir rüyadaydım sanki o gün, martıların çığlığı ve vapurların sesiyle.

Ben ilk kez o gün tanıdım seni, işte, o ruh haliyle.

Şimdi sen, her yerinden tarih fışkıran İstanbul’un o büyülü hatırası,

balıkçı tekneleri etrafında uçuşan martıların çığlığı,

vapurların düdüğü, iskeleye vuran dalgaların sesisin.

Sen, Haydarpaşa Garı önünde İstanbul’la buluşan bir umut,

o gün o ruh haliyle hayal ettiğim bir hayat hikâyesisin

Şile’nin eşsiz sahillerinde sımsıcak gecelerim.

Teknelerinde yudumladığımız rakının keyfi,

güneşin batışını izlerken kendimden geçişlerimsin.

Sen o büyülü atmosferde büyüyen bir aşk,

damarlarımda dolaşan kan, ruhumda, zihnimde, bedenimdesin.

Ay parıltısı bebeğimizin yüreği, neşesi, mutluluğu ve sevincisin.

Sen dünüm, bugünüm, geleceğimsin.

Bu yazıya yorum yapamıyorsanızlütfen Facebook hesabınıza giriş yapınız
Paylaş:

Benzer yazılar