SAĞLIK 

“COVID-19” POZİTİFTİM!

Yazdığım konu, uzmanlık alanımdan çok uzak olması nedeniyle belirttiğim olaylar Covid-19 hastalığımın sırasında uzman doktorum ve hemşirelerin yaptığı yorumlara dayanmaktadır. Hatalı olabilecek yorum konusunda şimdiden özür dilerim. Amacım sadece karşılaşabileceğiniz tehlikenin boyutları konusunda bunu yaşamış birisi olarak sizleri uyarmak.

27 Nisan günü, peş peşe öksürük ve kırgınlık nedeniyle yaptırdığım Covid-19 testi sonucum “pozitif” çıktı. Fakat test sonucunun yeniden “negatif” çıktığı 3 Mayıs’a kadar geçen sürede öksürük ve zaman zaman oluşan ateş hissine rağmen ağır bir hastalık hali hiç görülmedi. Geçen sürede virüs vücuttan yok edilmesine karşın anlaşılıyor ki yıkım yaratmıştı. Ve bu yıkım giderek artmaktaydı.

Çok kolay atlatacağım diye düşünürken 9’uncu gün olan 5 Mayıs’ta artan öksürük, halsizlik hali ve giderek artan bir huzursuzluk nedeniyle acil müdahale için ambulans çağrıldı. Ambulansta yapılan ilk müdahale burundan verilen oksijen desteğiydi. Daha sonraki hastane süreçlerinin de en önemli ayağı yine oksijen desteğiydi. Çünkü Covid-19’un en büyük yıkımı akciğer fonksiyonları üzerindeydi.

Akciğer fonksiyonlarının gerilemesi, vücudun bütün dengesini bozmaya başlamıştı. Satürasyon denilen kandaki oksijen seviyesinin düşmesi, bütün organların çalışmasında gerilemeye neden olmaktaydı. Kandaki pıhtılaşma artmış, bu durum kalp krizi riskini artırmıştı. Öte yandan pıhtılaşmanın artması ile vücudum beyin kanaması, damar tıkanması gibi pek çok sorunla tehdit altındaydı. İç organlarımı yeterince desteklemeyen oksijen seviyesi nedeniyle mide, böbrek, karaciğer fonksiyonlarımda bozulma meydana geldiği görüldü. Bu bozulma kan tahlilleri sonuçları ile gözlemleniyordu.

Hastaneye yattığım ilk gün, ruhsal ve bedensel olarak aşırı huzursuzluk ve kontrol edilmesi zor sıkıntılı bir hal vardı. Uykunuz vardır ama uyuyamazsınız, tam da bu durum! Oturduğunuzda uzanmak, uzandığınızda oturmak istersiniz. İştah kapalı, suyun tadı bozuk hissi… Bunu ses meditasyonu denilen bir yöntemle, ağzımdan çıkan keskin bir sesi tekrarlayarak kısmen hafiflettim. Öte yandan huzursuz bacak sendromunu ayaklarımı titreterek kısmen giderdim. Daha önce olmayan pek çok sorun bir anda görülmeye başladı; demir eksikliği, üre yüksekliği, kandaki pıhtılaşma, karaciğer ve böbrek fonksiyonlarındaki azalma, birbirini etkileyen zincirleme fonksiyonların çökmesi…

Zaten normalde aldığım kan sulandırıcıya ilave olarak enjektörle her gün iki kez kan sulandırıcı aldım, normal sağlık koşullarında asla düşünülemeyecek, sorun yaratabilecek dozda olması şaşırtıcıydı. Maske yoluyla aldığım oksijen her gün, 24 saat olmasına rağmen yeterince yükselmemesi nedeniyle uzman doktor yoğun bakıma yatmamı önerdi; ancak sonraki ölçümlerdeki toparlanma nedeniyle bundan vazgeçildi.

Uyarmak istediğim nokta şudur: Covid-19’da asla geç kalmaya sebep olabilecek bir ihmal olmamalıdır. Çünkü bağışıklık sistemi ve organ fonksiyonlarındaki çöküş çok hızlı olmakta ve devam etmektedir. Yıkım büyüdükçe toparlanma süresi uzamakta veya bu durum ölüme sebep olan yıkımlara neden olmaktadır. Hastalığın temel sebebi, oksijen yetersizliğine yol açan akciğerlerdeki yıkımdır. Kandaki oksijen seviyesi bu tedavinin en önemli nedeni ve çözümüydü. Bu süreçte diğer organların da sağlıklı çalışması buna bağlı gibi görünüyor.

Koronavirüs ile karşılaşmamanız dileğiyle, sağlıklı günler diliyorum.

Bu yazıya yorum yapamıyorsanızlütfen Facebook hesabınıza giriş yapınız
Paylaş:

Benzer yazılar