POLİTİKA TOPLUM 

ARİSTOKRAT KİBRİ

Türkiye bugün ortaçağ kültürünü yaşıyor. Gelir dağılımının çok bozulduğu, halkın büyük çoğunluğunun yoksullaştığı, milli gelirin nüfusun yüzde 5’inde toplandığı, zenginleşen kitlenin kendini bir aristokrat zannettiği böylesi koşullarda dahi halk istediğinde seçimle koşulları değiştirebileceğini sanıyor. Demek ki o halk, koşulların değiştiğinin farkında değil.

Bu koşulların sonucu olarak oluşabilecek tepkiye karşı yönetim; çareyi halkı cahilleştirmekte, tarikat ve cemaatlerin kadercilik, cennet ve cehennem telkinleri ile suskunlaştırmaya çalışmakta, hatta bunlara karşı çıkanları kurumlar oluşturarak tehdit etmekte buluyor.

Türkiye’de eğitim sistemi çökmüş durumdadır. Cahil olmak, verilen bazı demeçlerde erdem olarak gösterilmektedir. İstanbul Sabahattin Zaim Üniversitesi Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Bülent Arı, “Ben daha çok cahil ve okumamış, tahsilsiz kesimin ferasetine güveniyorum bu ülkede” diyordu. Tarikat ve cemaat şeyhleri de müritlerine aynı telkinleri vermektedir.

Sayın Rektör Yardımcısı devamında bakın ne diyor:

Bizde de şimdi okuma oranı arttıkça beni hafakanlar basıyor. Ülkeyi ayakta tutacak olanlar okumamış cahil halktır. Türkiye’nin okumuş kesimi profesörden başlayarak geriye doğru en tehlikeli olanlar üniversite mezunlarıdır. Olayları en rahat okuyanlar ilkokul mezunlarıdır. Üniversite ve sonrası çok vahim.

Cahil olmak yüksek bir okuldan mezun olmamak değildir, hatta sadece bilgisiz olmak da değildir. Bilgisiz olmak veya bilgili olup da onu özümsememektir. Cehalet umursamazlık, aldatılmaya yatkınlık, kibirlilik ve farkındalığı olmamaktır.

İşte, cahil insanların ortak özellikleri, okuduğunuzda etrafınızda bu tip insanların ne kadar çoğaldığını fark edeceksiniz.

Kitap okumayı sevmezler, onlara göre onların hayatı kitaptır. Onlar, her şeyi bilirler!

– Her konuda çok fazla konuşurlar. Az düşünür, çok laf ederler ve söyleneni dinlemezler. (“Az bilen ve az düşünenler çok konuşur.” – Friedrich Nietzsche)

– Kendisine cahil denmesine çok sinirlenirken, başkasını çok sık cahillikle suçlarlar. (“Dünyanın asıl sorunu, akıllılar hep kuşku içindeyken aptalların küstahça kendilerinden emin olmalarıdır.” – Bertnard Russell)

Sabit fikirlidirler, yanlışlarını kabul etmezler ve her türlü değişime kapalıdırlar.

Kendi menfaatlerini her şeyin üstünde tutarlar.

Sizin uzmanlık alanınız hakkında bile sizden daha iyi(!) bilgi sahibidirler.

– Kibirlidirler. Alay etmeyi, üstünlük gösterisi yapmayı çok severler. Ekonomik olarak iyi durumda ise bir “aristokrat kibri” takınırlar.

– Her fırsatta kendilerinden bahsedeler. Kendilerini övmeyi çok severler. (“Yalnız kendisi için çalışanlar yükselemezler, kendisiyle övünenler hiçbir şeyi başaramazlar.” – Lao Tzu)

Az bilirler; ama çok savunurlar.

– Klasik cümleleri, “Çok düşünme bunları, boş ver, kafayı yersin”dir. Bunu daha çok söyleyecek sözleri kalmadığında söylerler.

Genelde dindardırlar. Tanrı ve din konusunda da uzman ve elçi gibi davranırlar. İnanmayanlar ya da kendisinden az inançlı kişiyi cahil görürler.

Bu insanlar üniversite mezunu da olabilir, gerçekten okuma yazma bilmeyen de.

Giderek cahilleşen toplumumuzda bunları her gün daha da fazla fark ediyoruz.

Medeniyet, başka insanlarla kurduğumuz ilişki biçimidir.

Bu yazıya yorum yapamıyorsanızlütfen Facebook hesabınıza giriş yapınız
Paylaş:

Benzer yazılar