HABER RÖPORTAJ SON BASKI 

ERTELENMİŞ YAZMA HAYALLERİ ‘SON BASKI’ İLE GERÇEK OLDU

5 Ocak 2004 tarihinde İsmail Güneş tarafından kurulan ve Adana merkezli olarak yayın hayatına başlayan, kısa sürede Türkiye’nin birçok şehrinden yazar ve okurlarla birlikte benzerleri arasında en çok okunan internet sitesi haline gelen SON BASKI (www.sonbaski.com), bugün 20’nci yaşına erişmenin haklı mutluluğunu yaşıyor. Aynı üniversite ve fakülteden mezun birkaç ‘iyi adam’ tarafından hayata geçirilen Son Baskı projesi, bugün de ‘Söz Uçar Yazı Kalır’ parolasıyla, durmaksızın ve soluk soluğa üretmeyi sürdürüyor.

İlk 10 yılında derginin kurucusu İsmail Güneş’in editörlüğünde yayın hayatını sürdüren Son Baskı, son 10 yılında da Başar Şeker’in editörlüğünde yayıncılık serüvenine devam ediyor. Zaman içinde Türkiye’nin ve dünyanın birçok şehrinden 500’den fazla kalemin yazılarıyla destek verdiği Son Baskı, bugün edebiyatçısından basın emekçisine, toplumbilimcisinden felsefecisine kadar farklı disiplinlerde çalışan onlarca yazarıyla Türk düşünce yazınında önemli bir ekolü temsil ediyor. Birçok yazısı yüz bin okunmaya yaklaşan Son Baskı, birçok akademik makalede de atıfta bulunulan metinleri bünyesinde bulunduruyor.

Son Baskı 20 yıllık yazın serüvenini sürdürürken bunu tamamen gönüllülük esasıyla üreten yazarlarının marifetiyle yapıyor. Hiçbir ekonomik beklenti içinde olmayan Son Baskı, yayınlarında hiçbir reklam ve tanıtıma yer vermiyor. Bu özelliğiyle de benzerlerinden tamamen ayrılıyor. Yayınlarında denemeden makaleye, şiirden öykü ve röportaja ve zaman zaman da sosyokültürel haberlere kadar çeşitli metinlere yer veren Son Baskı, bir ağaç gibi, bir insan gibi soluk alıp vermeyi sürdürüyor.

Söz Uçar Yazı Kalır’ parolasıyla 5 Ocak 2004 tarihinde Adana’da dünyaya gelen Son Baskı, 20’nci yılında, doğduğu şehirde, yazar ve okurlarıyla birlikte 20’nci yaş gününü kutlamaya hazırlanıyor. 26 Ekim 2024 tarihinde Adana’da gerçekleşecek etkinlikte yazı ve gönül dostları bir araya geliyor.

Etkinlik öncesi bir araya geldiğimiz Son Baskı’nın kurucusu ve ilk editörü İSMAİL GÜNEŞ, derginin kuruluş öyküsünü ve bugünlere nasıl gelindiğini okurlarımız için anlattı. 20 yıllık sürdürülebilir başarıyı, “Yeniliklere ve farklı fikirlere açık, düzeyli olunan, kimseyi ayrıştırmayan, herkese saygı duyan ama tarafsızlığını da koruyan yayın ilkelerimize uymak” olarak açıklayan İsmail Güneş, bu başarının bir diğer kaynağının da Son Baskı’ya gönül verenler olduğunu söyledi. İsmail Güneş, şöyle devam etti: “20 yıl ısrarla, inatla mücadele vererek bir sanal dergiyi gönüllülük esasıyla ayakta tutmak, yaşatmak ve büyütmek, hiçbir maddi gücü olmadan bunu yapmak gerçekten gönül insanlarının, yürekli insanların yapabileceği bir şeydir. O nedenle Son Baskı’nın tüm yazar ve destekçilerine içtenlikle teşekkür ediyorum, ortada bir başarı var ise bu başarı herkesindir.

Son Baskı’nın bu gönüllülük ve özverili tutum sürecinde önemli bir sonucun da ertelenmiş yazma hayallerinin www.sonbaski.com ile gerçekleştirilmiş olduğunu vurgulayan İsmail Güneş, “Son Baskı, yazın dünyamıza yeni isimler katmıştır, teşvik edici olmuştur. Pek çok arkadaşımız evine çevresine dostlarına akrabalarına ve tanımadığı insanlara Son Baskı’yı önerir olmuştur. Aradan geçen 20 yıllık süre sonunda tertemiz, övünülecek, sadece üreten ve ürettiği saygıyla karşılanan, güzelliklerle anılan bir Son Baskı bizimledir” ifadelerini kullandı.

İsmail GÜNEŞ | Son Baskı’nın Kurucusu ve İlk Editörü

||||||||||||||||||||

SON BASKI’NIN İSİM BABASI OKAN KULAKÇI’DIR

– ‘Son Baskı’ fikri nasıl ortaya çıktı?

2000’lerin başında zaman zaman okul arkadaşlarımızla birlikte Adana’da bir araya geliyorduk. Yine böyle bir buluşmanın zamanı 2003 senesinin Kasım ayıydı. O gün koyu sohbetler ediyor, bir taraftan da 2004 Portekiz Avrupa Şampiyonası’na gidebilmek için Türkiye-Letonya ön eleme maçını izliyorduk. Bizler Letonya’yı rahatlıkla eleyebiliriz diye düşünürken masada bir fikir ortaya atıldı: Türkiye, Portekiz’deki Avrupa Şampiyonası’na gittiğinde biz de bir grup oluşturup en azından bir maçı izlemek ve Portekiz’i görmek üzere bir gezi düzenleyelim. Bu fikir kabul gördü ve hemen hızlı bir şekilde ‘Portekiz Yolcuları’ adı altında bir Yahoo grubu oluşturuldu. O gece Türkiye, Letonya’ya 1-0 yenildi ama bu, hiçbirimizin umudunu kırmadı; çünkü ikinci maç İstanbul’da oynanacaktı ve biz bu takımı mutlaka eleriz diye düşünüyorduk.

O gece ortaya atılan ikinci bir fikir de benden geldi. O gece arkadaşlarla sofrada ülkenin sosyoekonomik sorunlarından kültür-sanat meselelerine kadar geniş bir yelpazede sohbetler ediyorduk ve bunları artık yazıya dökemez miydik? Bizler belli bir düzeye gelmiş, üniversiteyi bitirmiş, ülkenin sorunlarına kafa yoran, duyarlı, düşünen, daha çağdaş, daha aydınlık bir Türkiye hayali kuran insanlardık. Bu tür ortamlarda bir araya geldiğimizde yoğun bir biçimde konuşuyor, bilgi alışverişinde bulunuyorduk ama sonuçta ‘söz uçuyordu’, kalıcı olan yazıydı. Ve bunu bir sanal dergi kurarak başarabilirdik. Önerim sıcak karşılandı, henüz adını koymamıştık ancak sloganımız o gece belli olmuştu: ‘Söz Uçar Yazı Kalır’… Konunun devamını, kurduğumuz ‘Portekiz Yolcuları’ grubunda tartışacağız dedik ve o gece iki önemli karar alındı: Birincisi Portekiz’e bir seyahat düzenlenmesi ve Milli Takım’ın bir maçının izlenmesi, ikincisi bir sanal dergi kurulmasıydı.

Rövanş maçında Letonya ile 2-2 berabere kalıp elenince elimizde hayal olarak sadece sanal dergimiz kalmıştı… Ve bu dergimize bir isim bulmalıydık. Arkadaşlardan ardı ardına isim önerileri geliyordu ancak bir türlü budur diyeceğimiz bir şey çıkmamıştı. Öneriler genellikle sanat, edebiyat ve entelektüellik çağrışımları yapan isimlerdi. İsim konusu gerçekten ciddi bir doğum sancısına dönüşmüştü, isim bulma konusunda en fazla fikir üreten de Okan Kulakçı’ydı. Okan, ‘Son Baskı’ ismini önerdiğinde bende şimşekler çaktı ancak aklıma hemen şu soru geldi: Son Baskı, geçmişte Türkiye’de gazete olarak çıkmıştı, dolayısıyla devamı niteliğinde alan ismi alınmış olabilirdi. Okan, grupta bu ismi paylaşınca alan adını kontrol ettim, ‘sonbaski.com’ alan adı boştaydı. Doğrusu çok şaşırmıştım. Hiç vakit kaybetmeden anında ‘sonbaski.com’ alan adını satın aldım. Henüz gruptaki arkadaşlara satın aldığımı ifade etmeden ‘Son Baskı’ isminin oldukça güzel bir isim olduğunu, hem bir dergi çağrışımı yaptığını hem güncellik ifade ettiğini hem de tarihsel bir geçmişi çağrıştırdığını ifade ederek arkadaşlara fikirlerini sordum. Büyük bir çoğunluk ‘Son Baskı’ adının uygun olduğunu ifade ettiler. Böylece Son Baskı’nın isim babası Okan Kulakçı oldu.

Sonraki günler derginin içeriği nasıl olmalı sorusunun yanıtını tartıştık. Bugün dönüp baktığımda beni çok mutlu eden ve doğru bir iş yapmışız dedirten konu; bu tartışmalar o kadar ciddi ve disiplinli bir şekilde yapılıyordu ki dışarıdan bakan birisi bizim ulusal bir gazete ya da derginin yayın toplantısında olduğumuzu düşünebilirdi. Gerçekten hepimiz bu fikre dört elle sarılmıştık ve iyi bir şeyler olmasını arzu ediyorduk.

|||

BİR ORTAK AKIL VE GÖNÜLLÜLÜK PROJESİ

– Son Baskı nasıl bir dergi olacaktı?

Uzun süren tartışmalardan sonra arkadaşlarımızın da bu tartışmalarda sunduğu öneri ve bilgileri kullanarak taslak bir yayın ilkeleri hazırladım. Sanal bir dergi için bu kadar detaylı ve ince düşünülmüş yayın ilkeleri gerçekten az görülen bir şeydi, samimi olarak bütün ilkelere uyma kararlılığı gösterdik ve 20 yıl boyunca da bu ilkelere uyduk. Belki de 20 yaşına gelmesindeki en büyük katkıyı bu ilkeler koydu. Yeniliklere açık olduk, farklı fikirlere açık olduk, düzeyli olduk. Kimseyi ayrıştırmadık, herkese saygı duyduk ama mesafemizi de tarafsızlığımızı da koruduk.

Dergimizi çıkarırken derginin bağımsızlığını sürekli kılabilmek için ne yapabiliriz sorusu hep gündemimizdeydi. En baştan itibaren eğer yazarlarınıza bir telif ödemiyorsanız ve böyle bir gücünüz yoksa bu proje tamamen ortak akıl ve gönüllülük esasıyla yürümeliydi. Küçük maliyetler sorun olmadı, aramızda hallettik. Yazarlarımızın tamamı gönüllülük esasıyla yazdılar, Son Baskı’yı sahiplendiler ve bugünlere getirdiler. Bizler hep söyleyecek sözü olan, ifade edecek çizgisi olan ve bunu içtenlikle yapan, kafasının arkasında hiçbir başka düşünce olmayan, edebiyat-sanat-bilim ve benzeri alanlarda üretim arzusu taşıyan değerli insanların üretimlerini başka insanlarla buluşturduk. Bu buluşmayı sağlayabilmek için hiçbir zaman dergi olarak büyük ya da küçük reklam veya benzeri bir gelir kazanacak işleme girmedik ve girmeyeceğimizi de taahhüt ettik, zaman zaman farklı fikirler oldu; ancak bu konuda ısrarcı olduk, bunun temeldeki gerekçesi ise ortada bir emek vardı, bu ortak bir emekti, o halde en ufak getiri olması durumunda emek verenlerle bu getiri paylaşılmalıydı. İkinci olarak da işin içerisine parasal ya da ticari bir kaygının girmesini arzu etmiyorduk, bir anlamda bağımsız ve bağlantısız, fikir ve vicdana dayalı bir yayıncılık anlayışı benimsedik.

|||

KISA SÜREDE EN ÇOK OKUNAN PORTAL HALİNE GELDİK

– Son Baskı’nın kurucu ekibinde hangi isimler vardı ve Son Baskı nasıl tanındı?

Son Baskı’nın ilk kurucu ekibi diyebileceğimiz ekibe baktığım zaman ben, Okan Kulakçı, Cuma Erdoğan, Başar Şahin, Cemal Demircioğlu vardık. Zaman içinde sayımız ve gönül dostlarımız arttı. Yazarlarımız çeşitlendi. Başlangıçta Adana ağırlıklı olan yapı giderek değişti, Türkiye’nin her yerinden isimler bize yazı göndermeye başladı. Başlangıçta çevremizden ibaret olan okuyucu kitlesi yurt içi ve yurt dışından kişilerle çeşitlendi. İlk etapta akademik yönü güçlü yazılar da geliyordu ve Son Baskı bu akademik çevrelerin dikkatini çekmeye başlamıştı. Neredeyse Türkiye’deki tüm kütüphaneler bize link vermeye başlamıştı. Akademik çalışmalarda alıntılar yapılır olmuştu.

Dönemin önemli bilgisayar dergilerinden Chip, Türkiye’de dikkat çeken web sitesi ve içeriklerini tanıtan bölümler yayınlıyordu. Chip, Son Baskı’ya yer verip tanıtım yazısı yayınladıktan ve Hürriyet’in Çukurova ekinde övgü dolu bir yorum Sinan Tanyıldız tarafından köşe yazısı ile yapıldıktan sonra okuyucu sayımız hızla artış gösterdi. ‘Üç yüz olduk’, ‘Beş yüz olduk’, ‘Bin olduk’ gibi masum sevinçler yaşarken ‘bir milyon’ sınırını aştığımız gün gerçekten inanılmazdı. O dönemde benzer tüm ulusal nitelikteki dergiler içerisinde en çok okunan sanal dergi haline gelmiştik. Artık bilinen bir dergiydik.

|||

SON BASKI’NIN 20 YILDA İKİ AYRI DÖNEMİ VAR

– Son Baskı bugünlere gelirken hangi önemli aşamalardan geçti?

Türkiye’nin ve dünyanın değişik yerlerinden okuyucularımız vardı ve bu okuyucularımızdan bazıları bizim gönüllü yazar ekibimize de katılmaya başladılar. Editörlük yaptığım dönemde işin en zevkli kısmı da yetenekli ve yeni isimleri toplumla ya da dergi ile buluşturmaktı, bundan büyük mutluluk duyduğumu ifade edebilirim. Bugün dergimizin editörlüğünü başarıyla yürüten sevgili Başar Şeker, bu isimlerden biri. Özenli, detaycı, ince ruhlu, disiplinli çalışmasıyla bende başarılı olacağı yönünde büyük bir inanç uyandırmıştı.

10 yıl süreyle sürdürdüğüm editörlük benim için artık ‘tam zamanlı’ bir işe dönüşmüştü ve mevcut işimle beraber bunu sürdürebilme şansım kalmamıştı. Bazı ara denemeler neticesinde her işin bir sonu olması gerektiğini düşünerek yazarlarımıza Son Baskı’ya ara vermek istediğimi söyledim. Bu noktada Başar Şeker sorumluluk aldı ve ‘Ben bu işi yaparım’ dedi. Başar, öncelikle bu işe yüreğini koydu, dergiyi temellerini bozmadan, ana ilkelerinden ödün vermeden, çizgisini koruyarak, dergiye yeni isimler ve bakış açıları kazandırarak, bu süreci sabırla inşa ederek bir üst düzeye geçirmeyi başardı. Bu anlamda Son Baskı, 20 yaşına girdiğinde iki ayrı editörlük dönemi yaşadı, kurucu dönem diyebileceğim benim editörlük yaptığım dönem ve son 10 yılda da Başar Şeker’in editörlük yaptığı dönem. İkisini birleştirdiğiniz zaman ortaya çıkan tablo tüm yazarlarımız, emek verenlerimiz, gönül dostlarımız için bir gurur kaynağıdır.

20 yıl ısrarla, inatla mücadele vererek bir sanal dergiyi gönüllülük esasıyla ayakta tutmak, yaşatmak ve büyütmek, hiçbir maddi gücü olmadan bunu yapmak gerçekten gönül insanlarının, yürekli insanların yapabileceği bir şeydir. O nedenle Son Baskı’nın tüm yazar ve destekçilerine içtenlikle teşekkür ediyorum, ortada bir başarı var ise bu başarı herkesindir.

|||

TÜRKİYE’NİN SON 20 YILLIK TANIĞIYIZ

– Bu 20 yıllık süreçte Son Baskı’yı benzerlerinden ayıran özellik ne olmuştur?

Son Baskı, 20 yıllık sürecinde sadece doğrudan yana olmaya çalışmıştır, haklıdan yana olmaya çalışmıştır, vicdanlı davranmıştır, akıl ve bilimden ödün vermemiştir. Tüm bunları yaparken farklılıklara saygı duymuş, toplumu ayrıştırmamış, birleştirmiş, odağına her zaman sevgiyi koymuş, insanları kucaklamış, üretmek isteyen insanlara fırsatlar yaratmış bir dergidir. Yayınlandığı dönem içerisinde toplumun vicdanı olmuş, çağının tanıklığını olması gerektiği biçimde ve objektif şekilde yapmıştır.

Yazın dünyamıza yeni isimler katmıştır, teşvik edici olmuştur, çoğu kez ertelenmiş yazma hayalleri Son Baskı ile gerçek olmuştur. Pek çok arkadaşımız evine çevresine dostlarına akrabalarına ve tanımadığı insanlara Son Baskı’yı önerir olmuştur. Aradan geçen 20 yıllık süre sonunda tertemiz, övünülecek, sadece üreten ve ürettiği saygıyla karşılanan, güzelliklerle anılan bir Son Baskı bizimledir.

Hiçbir zaman gerilimden beslenmedik, kavga dilini kullanmadık. Ama doğruları söylemekten, eleştiri yapmaktan, çözüm üretmekten, önerileri geliştirmekten de geri kalmadık.

|||

DİJİTAL MEDYANIN TÜM OLANAKLARINI KULLANDIK

– 20 yıllık dönem Türkiye’deki yayıncılığın da bir dijital dönüşüm çağı oldu. Son Baskı’nın dijital bir platform oluşunu bu açıdan nasıl değerlendirirsiniz?

2004 yılında dergiyi çıkarmaya karar verdiğimizde tüm dünyada dijital içerik, kitap-gazete-dergi gibi dijital araçlarla yapılan yayınlar konusu tartışma içindeydi ve biz bu dönemde dijital dergilerin ya da gazetelerin gelecekte ağırlıklı bir yere sahip olacağını öngörmüştük. Basılı medya olma gibi öneriler de oldu ancak bunun belli bir maliyeti vardı, dolayısıyla bizim gibi olaya ticari bakmayan, kişisel bazda gönüllü topluluklar için teknoloji inanılmaz bir fırsat sağlıyordu ve biz bu fırsatı kullandık. Bunu kullanırken de dijital medyanın bütün olanaklarından faydalandık, dolayısıyla 2004’ten 2024’e kadar geçen 20 yıllık süre içerisinde teknolojik olarak kendimizi hiçbir zaman geride kalmış olarak hissetmedik, aksine teknolojinin gerektirdiği bütün fırsatları ve araçları kullandığımızı söyleyebiliriz. Eğer bu dijital medya olanakları olmasaydı ve biz 20 yıl basılı bir dergi olarak yayın hayatına devam ediyor olsaydık ihtimal ki Türkiye koşullarında birkaç adet satan bir dergi olarak yaşamaya çalışacaktık. Ancak dijital medya ve hızla gelişen sosyal medyanın etkisiyle beraber bir anda sesinizi milyonlara duyurabilme şansına sahip oluyorsunuz. Ve biz bunu başardık.

|||

YAYIN İLKELERİNİZDEN ÖDÜN VERMEZSENİZ HİÇBİR DÖNÜŞÜM SİZİ SARSAMAZ

– ‘Son Baskı ve geleceği?’ diye sorulsa neler söylerseniz?

Yayıncılık dünyasında uzun süredir yaşanan köklü değişim durmayacaktır. Bu değişim etkisini artırarak devam ettirecek, dolayısıyla bu değişimleri takip edemezseniz süreçte geri kalıyorsunuz demektir. Dijital yayıncılıkta nasıl bir gelecek bizi bekliyor dediğiniz zaman günümüzün çok moda olan terimlerinden birisi yapay zekâ. Dolayısıyla geleceğin haberciliği ve geleceğin dergiciliğinde önemli oranda kullanır hale gelecektir diye düşünüyorum. Zaman içerisinde kişiselleştirilmiş yayıncılık ön plana çıkacaktır. Bir veri tabanında yer alan yüzlerce, binlerce yazıdan kişiler kendi dergilerini ilgi alanlarına göre oluşturabilecekler veya yapay zekâ onlara bunu sunacaktır.

Bizim de bu gelişmeleri izleyerek ayak uydurma konusunda çalışmalar yapmamız gerekebilir. Fakat istediğiniz yöntemi ya da aracı kullanın burada önemli olan nokta şudur: Temel ilkeleriniz nedir? Bunun arkasında ne kadar duracaksınız? Yoksa bir dergi basılı olabilir, dijital olabilir, yapay zekâ araçlarını kullanabilir ama asıl olan şey, sitenizin ve derginizin temel ilkeleri ve bu ilkelerin arkasında sizin duruş şeklinizdir.

Son Baskı’nın gelecekte var olup olmayacağı da, tamamen gönüllü yazarlarının, okuyucularının desteğine ve ilgisine bağlıdır. 20 yıldır bugüne gelmişse az sayıda gönüllünün gayreti ile gelmiştir. Devamı için fikirler geliştirilmeli, yol haritası oluşturulmalıdır.

||||||||||||||||||||

Röportajda ismi geçen yazarlarımızın Son Baskı’daki yazılarına aşağıdaki linklerden ulaşabilirsiniz:

Bu yazıya yorum yapamıyorsanızlütfen Facebook hesabınıza giriş yapınız
Paylaş:

Benzer yazılar