TERK EDİLEN İNSAN
– ADANA –
Ve tanrı, insanı terk etti, yapayalnız bıraktı dünyanın tam ortasında.
Yusuf’u kör kuyulara atan, Cem Sultan’ı zindanlarda çürüten, İsa’yı çarmıhta kanatan tanrı; seni, beni, hepimizi bu cehennem çukuru dünyada bırakıp gitti.
“Şir’ler pençe-i kahrımdan olurken lerzan / Beni bir gözleri ahuya zebun etti felek / (Arslanlar pençemin korkusundan tir tir titrerken, felek / Beni ahu gözlü bir güzele esir etti)” diyen Yavuz Sultan Selim’i aşk ateşinde yandıran tanrı değil miydi?
Zifiri karanlıkta yolunu bulmaya çalışan insanoğlu; çamurlara bata çıka, çıplak ayaklarıyla kızgın kumlarda dağlanıp dikenli yollarda yaralana yaralana bir çıkış yolu; güneşle bile aydınlanmayacak kadar karanlık labirentinde onu ışığa, kurtuluşa götürecek bir iz bulmaya koyuldu. Ama ‘Hansel ve Gratel’ masalındaki gibi yere serpilen ekmek kırıntılarını da kuşlar çoktan yemişti. İnsanoğlu, deryanın tam ortasında yelkensiz, küreksiz ve rüzgârsız kalakaldı.
Ve tanrı terk etti insanı. Kudretli elini çekti, sonsuz gücünü esirgedi ondan. İnsanoğlunun başıboş ve çaresiz bir halde debelenmesini izledi.
Pir Sultan’ı darağacında sallandıran tanrı, insanın kendi boynuna kendi elleriyle yağlı ilmeği geçirmesine hiç ses etmedi. Tüm evrenin hükmünü elinde bulunduran tanrı, fezanın sonsuz boşluğunda insanın bir yıldız gibi kayıp gitmesine izin verdi.
Ama aynı tanrı, Yusuf’u kuyudan çıkarıp Mısır’a sultan yapmadı mı? Yunus’u balığın karnından aydınlığa çıkarmadı mı? İbrahim’i kor ateşten kurtarmadı mı? Musa’ya Kızıldeniz’de yol açmadı mı?
“Ve gönül tanrısına der ki / Pervam yok verdiğin elemden / Her mihnet kabulüm / Yeter ki / Gün eksilmesin penceremden” diyenlerdenseniz, tanrı sizi terk etmedi, elinizi bırakmadı demektir.
Yaşamaya dair umudunu yitirmeyenleri, insan olmanın yazgısını tüm koşullarda kabullenmişleri, derdin de dermanın da aynı yolculukta bulunacağına inananları ve kapkaranlık mağarasında kendi ışığını yaratmayı başarabilenleri tanrı asla terk etmez.
Her ne yaşanırsa yaşansın; yaşama isteğinin hiç sönmediği, yürekteki kıpırtıların eksilmediği, tanrının elimizi hiç bırakmadığı, her günü bir öncekinden daha anlamlı bir yaşam geçirmemiz dileğiyle…