SISIFOS’UN UMUDU
– ADANA –
Dünya ayağına bağlanmış, onu sürüklemeye yazgılı bahtsızlar gibi yorgunuz hepimiz. Bir göçebenin çaresiz sürgünlüğü ve en uzak yıldızın yalnızlığı kadar hüzünlüyüz. Yanmış, yıkılmış, dağıtılmış şehirler gibi darmadumanız hepimiz. Yere göğe sığmayan, dağın taşın kaldıramadığı yüklerimiz var bizim. Biz, insanoğlu, tepeden tırnağa acıya vergiliyiz.
Tüm dünyanın yükünü, çilesini sırtında taşımakla cezalandırılmış birer Sisifos gibiyiz. Yol uzun ve amansız. Tam taşı dağın tepesine çıkarmışken bir de bakıyoruz taş yuvarlanıyor yeniden aşağı. Kısır, uyuşuk bir döngü bırakmıyor yakamızı.
Bazen, sabah bir böcek olarak uyanan Gregor Samsa’nın bunaltıcı çaresizliğini hissediyoruz, kendimizin bile yabancısı oluyoruz. Bazen, “darmadağın gövdelerimizi çiçekli perdelerin ardına saklıyoruz”. Kimsenin haberi olmuyor ışıksız, sessiz geçen katran rengi gecelerden. Bize bakıp görmeyen, bizi duyup da dinlemeyen yığınlarla çevrili dört bir yanımız. Herkes elindeki feneri kendi karanlık yoluna tutmakla meşgul, kendi aydınlığının peşinde.
Akşamlarımızın “kanadı kırık”… Şarkılarımızın sesi kısık… Gülüşlerimiz hep kırık dökük…
Ama nefes aldığımız müddetçe karanlıklar aydınlıklara dönüşmeye mecbur değil mi?
Dünya sürgününün bitmesini dileyen şairin dediği gibi, “geceye yenilmeyen her insana, ödül olarak bir sabah, bir gündüz ve bir güneş vardır”. Şair haklı değil mi?
Gökyüzündeki yıldızlarımızı tek tek koparıp alsalar da biz kendi kıvılcımlarımızla eskisinden de aydınlık ve parlak bir gök inşa etmeyi biliriz. Ölüp ölüp dirilmeyi, güçlenip bilenmeyi, keskinleşmeyi ve sarsılmaz bir kaya olup ‘iceberg’e dönüşmeyi elbette en iyi biz biliriz.
“Yarın farklıdır bugünden/ adı değişir hiç olmazsa/ kara bir suyu/ geçiyoruz şimdilerde/ basarak yosunlu taşlara… // Sen bugünden yarına/ birazcık umut sakla…”
Metin Altıok’un dizelerinin gerçekliğindeyiz. Ceplerimiz, yüreğimiz umutla dolu; ümitliyiz.
Şimdi tüm bu kederli döngüden, tortulaşmış ümitsizlikten kurtulma zamanı… Kendimize, içimize, ruhumuza dönme zamanı… Hz. İbrahim gibi elimize baltaları alıp geçmişin putlarını kırma zamanı… Şimdi Sisifos’un kaderini değiştirme zamanı…