YAŞAM 

GÜN BAŞLIYOR SEVGİLİM

Gün başlıyor sevgilim… Haydi; giyin savaş takımlarını, zırhını kuşan, gardını al. En ölümcül silahını al yanına, yalnız çıkma sakın meydanlara.

Gün başlıyor sevgilim… Birazdan dört bir yanını kuşatacaklar. Kimisi zehirli nefesini üfleyecek yüzüne,  kimisi en ağrıyan yanını bile bile üstüne basacak yaralarının. Kimisi umursamazlık oklarıyla can evinden vurmaya çalışacak seni.

Bazıları sevgilim, yanında yürüyormuş gibi girecek koluna, ilk virajda bırakmak üzere seni yolun ortasında.

Kimisi ellerinde mis kokulu çiçeklerle gelecek huzuruna. Bakmaya doyamayacağın rengârenk demetleri serecek ayaklarının altına.

Hayır, yanılıyorlar sevgilim… Sen aldanmaya hazır zavallı bir roman kahramanı değildin, sayfalar arasında kurtarılmayı bekleyen. Sen, sonsuz bir içtenlik ve çocuksu bir hevesle aralamıştın yüreğinin kapılarını. O kapıların ardında tuzaklar yoktu; şahmeranlar, tepegözler, yedi başlı ejderler yoktu. Sen, dünya cehenneminden gül bahçesine kaçmanın bir yolunu bulmuştun yalnızca. Gizli bir geçit keşfetmiştin Kaf Dağı’nın ardındaki o mutluluklar ülkesine götürecek.

Hayır, yanıldılar sevgilim… Sen ne yalancı çobandın ne de kötü yürekli dev… Sen, yüzyıllık uykusundan uyandırılmayı bekleyen zavallı bir masal kahramanıydın. Herkesin sonsuza dek mutluluk içinde yaşadığı, gökten düşen tüm elmaların iyilik ve güzellik saçtığı, herkesin muradına erdiği bir masal şehri yaratmanın peşindeydin.

Oysa şimdi sen yanıldın sevgilim… Bir düş, bir fanteziden ibaretmiş her şey. Böyle bir ülke hiç yokmuş, olamazmış da zaten. Yılanların çıyanların kol gezdiği, leş yiyicilerin yol gözlediği bir bataklıkmış ayağını bastığın her yer.

Haydi; uyan şimdi uykundan sevgilim… Giyin savaş takımlarını, zırhını geçir. Savaş başlıyor sevgilim, gün başlıyor…

Bu yazıya yorum yapamıyorsanızlütfen Facebook hesabınıza giriş yapınız
Paylaş:

Benzer yazılar