POLİTİKA 

AĞUSTOSUN EN GÜZEL GÜNÜ

Her şehrin bir tınısı, bir melodisi vardır.

İzmir’in sokaklarında farklı bir şarkı var; İstanbul’dakinde apayrı; Ankara’dakinde çok daha farklı…

Kopup götürüyor geçmişe. Geçmiş ama hiç geçmeyecek bir geçmişe…

Bahçelieveler’de minicik bir kız çocuğunun elindeki bir bayrak; Emek’te ay yıldızlı balon satan yaşlı dede; Kızılay’da kestane pişirdiği tezgâhını kırmızı beyaza boyayan genç bir adam…

Sonsuza dek varız!” diye haykırıyorlar sanki…

Mebusevleri Mahallesi’ne varıyorsunuz sonra. Karşınızda Anıtkabir! Öyle bir şey oluyor ki içinizde. Kitap okur gibi…

Savaşlar, mücadele, askerler, alfabe, cephaneler, vagonlar, kadınlar, Çanakkale, Bandırma Vapuru, çocuklar – henüz 15 yaşında şehit düşmüş çocuklar, açlık, birlik, erkekler, Cumhuriyet ve dünyanın en güzel mavi gözleri…

Şimdi Ankara’da olmak vardı.

Milli Kütüphane’den aşağı doğru salınıp, Bel-Pa’yı geçip Bahçelievler’in o eski ama geniş sokaklarından geçmek vardı.

Cumhuriyet’e tanıklık eden yaşlılara selam verip Anıtkabir’e gitmek vardı.

30 Ağustos’u Anıtkabir’de anmak vardı!

Anıtkabir, sadece Mustafa Kemal Atatürk’ün değildir, onunla birlikte bu zafer uğruna kaybettiğimiz tüm şehitlerimizin yeridir.

Ankara, Türkiye Cumhuriyeti kimliğini hakkıyla taşıyan herkes için başkenttir.

Zafer Bayramımız kutlu olsun.

Bu yazıya yorum yapamıyorsanızlütfen Facebook hesabınıza giriş yapınız
Paylaş:

Benzer yazılar