TOPLUM 

ŞAŞIRMAMAYA ŞAŞIRIR OLDUK!

Anormalliklerin çoğalarak normalleştiği bir dönemi yaşıyoruz.

Hâlâ kullanılıyor mu, bilmiyorum… Bir zamanlar, “Burası Türkiye” diye bir söz vardı. Olumsuz ya da saçma bir durumla karşılaşıldığında bu saçma durumun normal karşılanması gerektiğini, böyle durumların başka ülkeler için saçma olsa da Türkiye için çok normal olduğunu ifade eden bir sözdü.

Hâlâ kullanılıyor mu?” diye sormamın sebebi, kullanılıp kullanılmadığını bilmememden değil tabii ki. Çünkü eskiden sıra dışı olan o “saçma” durumların, günümüzde fazlasıyla olağanlaştığını ve o sözün anlamını çoktan yitirdiğini düşünüyorum.

Siyasette, ekonomide, devlet yönetiminde, sporda, eğitimde, kısacası günlük yaşamın her alanında, bu konuya ait o kadar çok örnek görüyoruz ki! Artık kanıksadık; yani anormallikler çoktan normalleşti ve dün şaşırarak baktığımız saçmalıklara bugün göz ucuyla bakıp geçiyoruz.

Bir düğün konvoyu otoyolu kapatıyor, dakikalarca halay çekip eğlenebiliyor ve yüzlerce araba saatlerce beklemek zorunda kalabiliyor. Eskiden gazetelerin birinci sayfasına manşet olacak bu durum, bugün sosyal medyada birkaç saniye bakıp kaydırdığımız, belki biraz kızgınca gülümsediğimiz bir paylaşım olarak önümüzden akıp gidiyor.

Sporda, özellikle de futbolda yaşananlardan örnek vermeye gerek var mı, bilmiyorum.

Sokak röportajında konuşan kadının, “Eskiden saatlerce hastane kuyruğunda beklerdik; şu an biz doktorları beğenmiyoruz, doktor dövüyoruz” sözlerini izlemeyen yoktur sanırım.

Eskiden bir politikacının ya da etkili, yetkiyi bir insanın akrabasına, eşine dostuna sağlanacak haksız imtiyazlar dikkat çekerken bugün bunun tam tersi dikkat çekiyor.

Avrupa’daki bir yetkili, yanlış yapılan herhangi bir şeyden kendisini sorumlu tutup anında istifa ederken bizde istifa etmemesi, hatta istifa edememesi ve görevden uzaklaştırılmasını talep etmesi gibi bir durum var mesela…

Markette satılan bir ürünün fiyatı dün 100 lirayken bugün “kampanya” ile 25 liraya indirilip bir gün sonra 200 liraya çıkarılabiliyor ve vatandaşlar, “Bir malın fiyatı üç gün içerisinde 25 lira ila 200 lira arasında nasıl değişebilir?” diye sorma ihtiyacı bile duymuyor.

Hayatın her alanından seçilecek böyle onlarca, yüzlerce örnek bulmak mümkün.

Sözü fazla uzatmaya gerek yok. Gazetecilikte “Bir köpeğin insanı ısırması haber değildir ama bir insanın köpeği ısırması haberdir” diye bir kural vardır ya, o kural rafa kalkalı çok oldu. Artık, bir insanın köpeği ısırması şöyle dursun, oturup afiyetle yemesinin bile haber olması zor; çünkü böyle bir haber kimsenin dikkatini çekmez.

Peki, ne olacak? Saçmalıklarla dolu bir hayatın içinde, nadiren rastladığımız normal bir şeylere şaşırarak mı yaşayıp gideceğiz bundan sonra?

* * *

90’lı yıllarda ‘Bizimkiler’ isimli bir dizi vardı. ‘Bizimkiler’ dizisindeki apartman yöneticisi Sabri Bey’in kayınvalidesini hatırlıyorum. Latife Saruhan’ın başarıyla canlandırdığı Alzheimer hastası Suna Hanım her şeyi yanlış hatırlardı ve Sabri Bey de eşi Ayla Hanım da bu duruma çok alışkındı, şaşırmazlardı. Ancak Suna Hanım nadiren bir şeyi doğru hatırladığında çok şaşırırlar, sevinçle birbirlerine bakar, sevinirlerdi.

Toplum; Alzheimer hastası Suna Hanım’a, bizler de Ayla Hanım ve Sabri Bey’e benzedik. Artık; gördüğümüz, duyduğumuz hiçbir saçmalık bizi şaşırtmıyor, doğru bir şeyler görüp duyduğumuzda ise çok şaşırıyor, çılgınlar gibi seviniyoruz.

Bu yazıya yorum yapamıyorsanızlütfen Facebook hesabınıza giriş yapınız
Paylaş:

Benzer yazılar