COVID-19 VE ‘MAYMUNLAR CEHENNEMİ’
-ADANA-
‘Maymunlar Cehennemi’ filmini izlemeyen var mıdır acaba?
İzlemeyenler için kısacık bir şeyler yazayım:
Çok zeki ve akıllı bir maymun –Son filmde adı Sezar’dı– diğer maymunları örgütler ve maymunlar dünyanın yönetimini ele geçirir; artık, insanların maymunların kölesi olduğu bir çağ başlamıştır.
Nasıl oluyor da oluyor?
Akıllı maymun ve diğer maymunlar hızla örgütlenirken, ortaya çıkan bir salgın hastalık, insan ırkını tamamen ortadan kaldırma düzeyinde etkili olur ve dünya maymunlara kalır.
Çok kısa sürede dünyanın en ücra köşesine kadar yayılan 21’inci yüzyılın ilk pandemisi Covid-19, ‘Maymunlar Cehennemi’ filmini hatırlatıyor bana.
Sadece Türkiye’de, her gün birkaç yüz insan ölüyor. Diğer ülkelerin de bizden çok farkı yok. Hastalığa yakalananların sayısı milyonlarla ifade ediliyor, her ülkede onlarca, yüzlerce insan ölüyor her gün.
Bugün gelen haberler ise daha da moral bozucu!
Virüs mutasyona uğramış, bulaşıcılığı bilmem kaç kat artmış, nur topu gibi bir Covid-20’miz olmuş falan…
Yani… Bir umut, her şey düzelecek diye beklerken… Durum daha da kötüye gidiyor gibi!
Bu arada… İnsanlar canının derdine düşmüş, can havliyle yaşam mücadelesi verirken, ahlaksızlık, kötülük hız kesmeden ve hatta artarak devam ediyor; kötü insanlar pandeminin yarattığı boşluğu hızla dolduruyor, krizi fırsata çeviriyor!
Ahlak çöküyor… Vicdan yok oluyor… Kötülük kök salıyor… Kalitesizlik baş tacı ediliyor…
Vasatlık bir yandan güçlenirken, bir yandan da olağanlaşıyor, kanıksanıyor.
Bu olan bitenleri üzüntü ve korkuyla izlerken, gözümün önüne ‘Maymunlar Cehennemi’ filmi geliyor.
“O filmde,” diyorum, “salgının yarattığı boşluğu fırsat bilen maymunlar, dünyanın her bir yanını ele geçirmişti ya… Bu salgının oluşturduğu boşluğu da, kötüler, ahlaksızlar, kalitesizler, vasatlar mı dolduracak? Dünyayı onlar mı işgal edecek? Ahlaklı, vicdanlı, bilgili kültürlü, görgülü insanların, pandemi sonrasındaki hayatı vasatların egemenliğinde mi geçecek? İyilik, kötülüğe köle mi olacak?”…
Yarınlara iyimser bakmak için bıkıp usanmadan bir neden arıyoruz; ama ardı ardına gelen kötü haberlerle, her yeni gün bir öncekini aratıyor.
Eskiden böyle zamanlarda, “N’olacak bu memleketin hâli?” diye dertlenirdik; dertlenmemiz de globalleşti… “N’olacak bu dünyanın hâli?” diye dertleniyoruz artık.
Cidden… N’olacak bu dünyanın hâli?