YAŞAM 

İNSANIN GÖRÜNENİ DÜNYADIR

Az gittim, uz gittim, dere tepe düz gittim, ulu bir meşe ağacını görünce yorulduğumu anlayıp gölgesinde dinlendim. Döndüm baktım ki bir arpa boyu yol gitmişim.

Düşüncelerim uzaklara yol alırken bedenim hep buradaymış. İnsanı anlatan bilge kişilerin sözleri, birer ikişer düşüncelerimde sıralandı. “Doksan dokuz kattır insan” demiştir Mevlana. “Her savaş insan ruhu için bir yenilgidir ve korktuğu için öldürür” diye anlatır Henry Miller, insanı. “İnsan bir uçurumdur” der Fernando Pessoa. “İnsan bir kitaptır, görüneni dünya, görünmeyeni ahrettir; isterse okur, istemezse okumaz” diye haykırır İbni Arabi.

Tekerlemelerle başlayan masal sözlerimizin beni alıp M.Ö. 475-221 yıllarında yaşayan ve efsaneye dönüşen Sun Bin’in gerçek hayat öyküsüne götürmesi, insanın içinde sakladığı kıskançlığın sebep olduğu sonuçlarıdır.

M.Ö. Çin ülkesinde Wei Krallığı ordusunun başına geçmeyi bekleyen, eğitimlerini savaş sanatı ve strateji üzerine almış iki genç subaydan birisi Sun Bin, diğeri de Pang Juan’dır. Gün gelir Wei Krallığı ordusunun başına Pang Juan geçer. Bu makama geçer geçmez Sun Bin’i bir iftirayla yakalatıp zindana atar. Strateji bilgisinin kendisinden daha iyi olduğunu bildiği için Sun Bin’e karşı duyduğu kıskançlıktan kaynaklanmaktadır düşmanlığı. İşkence altında diz kapakları parçalanır. Artık askerlik görevini yapamasın ve utanç içinde yaşasın istiyordur Pang Juan. Sun Bin’in kaderi tamamen farklı gelişir. Aradan geçen zamandan sonra, başka bir krallıktan gelen bir büyükelçi, Sun Bin’in kaçmasına yardım eder. Qi Krallığı’nda ona büyük saygı ve hoşgörü gösterilir. Onun askeri stratejisine inanıp kendi krallık topraklarını sağlama alır. Gün gelip savaş kaçınılmaz olduğunda, krallık ordusunun başına geçmesini teklif ederler. Diz kapaklarının parçalanması sonucu yürüyemediği için kabul etmez bu görevi. Askeri danışman olarak kalacağını bildirir. Sun Bin için özel bir araba yaptırılır, ordunun yanında yürür o da.

Pang Jun’un çok güçlü ordusuna karşı hem daha küçük hem de daha az donanımlı bir ordu olan Qi Krallığı ordusu Sun Bin’in planlarıyla galip gelir. Kibrin ve kıskançlığın doruklarında gezinip arkadaşına yaptığı hainliğin sonucu yenilgi ve intiharla son bulur Pang Juan’ın hayatı.

Bu gerçek hikâyenin beni çok etkilemesinin nedeni ise, aklın ve doğruluğun galip gelmesidir. Sun Bin’in savaş ve taktikleriyle ilgili kitabından altını çizdiklerimi aktarayım.

Komutanlık Kusurları: İçi savaşma şehvetiyle dolu olanlar devleti mahveder. Savaş değişken olmayan bir duruma yaslanamaz. Bir çatışmayı yatıştırmak isteyen kişi ona bulaşmamalıdır. Yeteneksizlik ve kibir. Şöhret ve para peşinde koşmak. Hantallık ve gaddarlık.

Herkesin kendi uçurumunu görmesi dileğiyle…

KAYNAK: Sun Bin, ‘Kayıp Savaş Sanatı’, Çeviri: Haluk Hepkon, Kırmızı Kedi Yayınları.

Bu yazıya yorum yapamıyorsanızlütfen Facebook hesabınıza giriş yapınız
Paylaş:

Benzer yazılar