YAŞAM 

YENİ GÜN

Bayram yeli çardakları yıkanda,/ Novruz gülü, kar çiçeği çıkanda

Bugün 21 Mart: Nevruz. Yeni gün yani… Doğanın uyanışı. Birçok etkinliğin, farkındalığın dünya çapında kutlanışı, anılışı, çok şey…

Şiir günü örneğin; Çukurova Sanat Girişimi Çukurova Okulu’nun bir etkinliği olarak şiirler okuyacağız çevrimiçi etkinlikte. Ben genç yaşta ölüp giden bir şairden Türkçeye ilk kez çevrilmiş ve ilk kez seslendirilecek bir şiir okuyacağım. Şiirin çevirmenlerinden biri Çukurova Türkoloji’den…

DTCF’de Türkoloji okumanın ayrıcalıklarından biriydi, seksenli yıllarda kürsü sayısı kırk üç olan okulda alan dışı seçecek bir sürü dersin arasından seçim yapabilmek. Osmanlıcadaki Farsça unsurların fazlalığından dolayı Fars Dili ve Edebiyatı kürsüsünden ders almak, Türk Dili kürsüsündekilerin çoğunun seçimiydi. Çok uzun sürmedi Farsça derslerim ama temel kuralları öğrendiğim yıl bana çok şey kattı. Özellikle metin çalışmaları üzerinden ilerleyen ders pek keyifliydi.

Yüksek tavanlı, ahşap kaplamalı amfilerden birinde (347 olabilir) hocamızın temiz, anlaşılır seslendirmesiyle günümüzden 15.000 yıl öncesine dayanan avcılıktan hayvancılığa ve yerleşik yaşama düzenine geçişi ve o dönemde yaşamsal önemi büyük döngüyü, efsanevi Pers Kralı Cemşid’in bir bayram gibi kutlamayı başlattığını anlatan metinle tanıştım Nevruz’la. Yeni Gün.

Yazılı kaynaklarda 2’nci yüzyılda yine Perslerde adı anılan bir gün olsa da bugün dünyanın birçok ülkesinde kutlanıyor 21 Mart. Özellikle Orta Asya Türk topluluklarında Göktürklerin Ergenekon’dan çıkışı anlamıyla bir bayram sevinciyle kutlanıyor, Kürtlerde Kürt ve İran mitolojilerindeki Demirci Kawa ile ilişkilendirilerek kutlanıyor.

2010’da Birleşmiş Milletler Manevi Kültür Mirası Koruma Kurulu, Nevruz’u listesine alarak 21 Mart’ı Dünya Nevruz Bayramı olarak kabul etmiştir.

Bir Azeri ile evli geçen 35 yıl boyunca geniş ailemin Azeri kanadı bu günü hep coşkuyla kutladı. Nerdeyse yedi ay süren kıştan sonra toprağın uyanışını büyük bir coşkuyla kutlamayı anlamak için Kars’ı görmek ve bir süre orada yaşamak lazım.

Bayram idi gece kuşu okurdu,/ Adaklı kız bey çorabı tokurdu,/ Herkes şalın bir bacadan sokurdu,/ Ay ne gözel kaydadı şal sallamak,/ Bey şalına bayramlığın bağlamak” diyor ŞehriyarHeyder Baba’ya Selam’ adlı şiirinde. Şehriyar, Tebrizli Azeri şair. ‘Heyder Baba’ya Selam’ da onun beşliklerle yazdığı bütün çocukluk anılarını, bir halkın yaşantısında önemli yeri olan ritüelleri, alışkanlıkları, kültürel zenginliği anlattığı çok uzun bir şiirdir. İran’da da, bütün Türk dünyasında da beğeni kazanmış, çok sayıda nazire yazılmış ünlü bir şiirdir.

Çok eski zamanlardan, çocukların bayram geceleri evlerin damlarını gezdiği, bacalarından muhtemelen içine şekerler, kuru yemişler, çeşitli hediyeler konacak torbalar sarkıttıkları günleri hatırlatarak bugüne sesleniyor. Bugün Nevruz’u kutlayan kaç hanenin damına çıkıp bacasından “şal sallamak” mümkün olabilir ki…

Değişen yaşam koşullarına rağmen şiirlere yansımış uzun süren kıştan sonra doğanın uyanışını heyecanla karşılayan eskiyi unutmayan ve ritüelleri tekrarlamayı görev sayan babaannemiz gibi kişiler var oldukça bugün bizim evde bayram.

Bugün Ankara kapalı ve soğukmuş. Ama babaanne yumurtaları rengârenk boyanmış, hepsi kendisini ziyaret edemeyecek olsa da torunlarının sayısında. Ağız tadı kuru yemişler ve geleneksel usul pişirilmiş yiyeceklerle hazırlıklar tamam.

Bir de Zeynep Hanlarova’nın sesinden ‘Semeni’ mahnısını dinleyin, vaktiniz olursa. Bahar için yaz dendiğini de hemen fark edeceksiniz. Semeni de bu arada çimlendirilmiş buğday tohumlarıdır ki doğanın uyanışını sembolize eder.

Günün en önemli anlamını, her şeye rağmen bizi şaşırtmayan, yanıltmayan doğanın uyanışını kutsamaktan daha değerli ne olabilir? İçimiz hep bahar kalsın, şiir olsun.

Bu yazıya yorum yapamıyorsanızlütfen Facebook hesabınıza giriş yapınız
Paylaş:

Benzer yazılar