YAŞAM 

İYİYDİM

İyiydim, iyiydim, hâlâ da iyiyim. Ben olmayı bıraktığımdan beri, geçmişe sırtımı dönmeyi başarabildiğimden beri iyiydim. Geçmişin her noktasına zuhur etmiş benliğimi kenara koyup yeni bir ben yaratmıştım. Evet, yarattım. Ben yarattım, ben kendimi doğurdum, ince ince işledim ruhumu. Küsmeden korkmadan bugünü çıkardım ortaya, kendi miladımı inşa ederken bir kere de olsun hikâyesiz kalacağımı, anılarımın çıplaklığını düşünmedim. Yalnız bedenime yalnız ama hayatta kalmış bir ruh hediye ettim. Yürüdüğüm tüm yollara veda ettim, yanıma aldığım kinim ve kinimin doğurduğu yarının hırsı ile yola çıktım. Tüm bu bilinmezliklere rağmen ne korkum vardı ne de beni hayallere sürükleyecek umut. Ben gerçek olmuştum, gerçeğin ta kendisiydim.

Ne de çok “Ben” dedim, değil mi? Öyle elbet… Ama bunun zıddı olsun diye de bir şey yapmıyorum, zaten böyle olmasını istedim ve başardım. Kendi krallığımda kirli ruhların altında ezilmektense kendi ruhumu içimdeki dünyaya hapsetmiştim. Önceleri dünyaya karşı yalnızdım, belki bir savaşta olduğum bile söylenebilirdi ama şimdi ise dünyada sadece ben varım. Diğerleri… Bir zamanlar birileri daha vardı, şimdilerde anılarımda dahi yer edinemeyenlerdi onlar. Gardımı alıp elimde kılıcımla ruhumun tüm öfkesini kusmuştum onlara, sonraları fark ettim tabi bu yel değirmenlere karşı tahta bir kılıç savurmaktan farksız hatta acizceydi. Anladığım zaman değişti her şey; tüm savaşlarım bitti; gözlerimde, zihnimde ve ruhumda tükettim hepsini. O anların, acı ve ıstırap dolu zamanların hepsi bütünümle, tümümle bugüne feda olmuştu. Bugüne çıkan tüm yolların taşlarını ellerimle döşedim, canımla perçinledim, anılarımdan ve eskimden vere vere buraya geldim. Evet, işte bu yüzden ben yarattım bugünü!

Küllerimden yeniden doğmak değil bu, eskilerden kalıp da bugünümün inşasında hatırası kalmış hiçbir şey yok, hem dünün külü hem de savuran rüzgârı. Yalnızca “hiç” var ortada, gözümün alamadığınca, aklıma sığamadıkça taşmış bir “hiç”.

Ben bir hiçim, aslında her şeyim; muallakta kalmış tüm anlarım, nefretimin kamçısıyım, kalıplara sığamayıp da taşan ve yıkanım. Yıktım, arkama bakmaya korkacak kadar yıktım.

Burada bir tahribat var!

Burada bir harabe var!

Şimdi ve şu an tüm tezatlıklara inat bir ben varım, bir de kuyum, ne dibim var ne de sonum.

Bunu bana ben yaptım.

Bu yazıya yorum yapamıyorsanızlütfen Facebook hesabınıza giriş yapınız
Paylaş:

Benzer yazılar