TOPLUM 

YASAĞIN AYAZI

Kirlenmemeliydi o dağların etekleri…

Göçenlerin bastığı toprak, ufacık bir bedeni bizden koparıp almamalıydı…

Birilerinin mezar kazmasına izin vermemeliydi vicdanlar…

3 yaşındaki bir çocuğu milyonlar hiç ölü bulunmayacak gibi günlerce umutla beklemişti.

O yüzündeki tebessümü bize her geçen gün umut olmuştu.

Ama Müslüme’nin kara haberi hepimizin yüreğini dondurdu.

Bakın yaktı demiyorum, dondurdu diyorum; çünkü olayın içyüzü karmakarışık ve kan dondurucu.

Kendini bilmezlerin yaptığı pislikleri, yanlışları hep masum çocuklar çekmek zorunda mı?” dedirtti bize bu olay.

İstismar, taciz, tecavüz, cinayet…

Bu hadiseler içinde bulunduğumuz çağa dost, insanlığa dehşet…

Söz konusu cana kıyılan, henüz bebek sayılacak bir yaşta olunca insan diyor ki: Kopsun kıyamet!

Gerçi daha ne yaşayacağız ki?

Kelimelere bile kan bulaşıyor artık. Günlerdir takip ettiğimiz Müslüme olayı hepimizi derinden etkiledi.

Size daha fazla bilgi vermek isterdim ama yayın yasağı buna engel.

Bilirsiniz, ilk önce yayın yasağı gelir, sonra ayıplanacaksa ayıplanır!

Ülkemizde neredeyse her gün böyle haberler okuyoruz. Alıştırılmaya çalışılmasına da yasak gelse ya!

Bu durumların hiçbirine asla alışmayacağız!

Örtbas edilmesi düşünülemez bile!

Müslüme davası araştırıldıkça adam olan adamlığından utandı da yapıp ortaklık edenlerin gram yüzü kızarmadı!

Sanırım uzun zamandan sonra ilk kez ülkemiz böylesi kahreden bir aile istismarı ile karşılaşıyor.

Çocukları severken çekinir hale geldik, tatlı bir kelam etmeye dilimiz varmıyor artık.

İnsanların çoğu o kadar samimiyetsiz ve potansiyel tehlike ki anne ve babalar da çocuğunu sevdirmemede haklı.

Öz baba, öz anne çocuğuna gözünü kırpmadan kıyabiliyorken, kaldı ki bir yabancı!

Ağır ama gerçek!

Balonları gökyüzüne bırakırken çocuklaştığınız o anı hatırlayın, nasıl da masumdur yüreğiniz…

En içten ve çocuksu kahkahayı atarsınız özgürce ve çocukça, kısa bir süreliğine de olsa… Travmatik bir çocukluk yaşamadıysanız bu yukarıda verdiğim örneği tebessüm ederek hatırlarsınız.

Balon ile kandırılıp taciz edilen bir çocuk olmuşsanız eğer, özgürlüğünüz ruhunuza hiçbir zaman uğrayamayabilir…

Öyle büyüyüp çocuksu her şeyi bir kenara bırakıp erkenden olgunlaşırsınız.

Gençlik çağınızda modern giyinmek istersiniz de travmanız aklınıza gelip düğme ilikletir size!

Temiz bir vicdanı giyebilsek, saf bir niyeti kaftan yapabilsek omuzlarımıza yük diye…

Ama olmaz!

İnsanlığı o kadar buruşturup atmış olanlar var ki kezzap da döksen yüreklerine paklanmaz!

Kalplerimiz iyileşmek yerine hüzünden dikiş tutmaz bir hal aldı.

Ufacık bebeğin öldürülmüş olmasına mı, ufacık bedeninin görmüş olduğu zarara mı, bilip de susan namertlere mi?

Neye üzüleceğimizi bilemeden, verilmiş olan yayın yasağına mı sitem edelim?

Yasaklar bilgi verilmesini engelleyebilir, kurala riayet elbette edilir de söyleyin, hangi çare Müslüme’yi bize geri getirir?

Sapkınlar ile nasıl mücadele edilir?

Hangi yaptırım uygulanmalı ki bir ibreti daha seyretmek zorunda kalmayalım?

Affetme bizleri, Müslüme!

Aileni hiç affetme!

Geleceğini, kültürünü yaşatmana izin vermeyen atalarını affetme!

Onları atan olarak da görme hatta!

Kıyameti yaşadığın için bağışlama!

Soğuk ayazı iliklerine kadar işlettikleri için onların hep yüreklerinde yangın ol…

Sen nurlar içinde uyu…

Sana bunu reva görenlerin yatacak yeri olmasın!

Bu yazıya yorum yapamıyorsanızlütfen Facebook hesabınıza giriş yapınız
Paylaş:

Benzer yazılar