POLİTİKA 

‘ŞİMŞEK’ ETKİSİ

Oh çeke çeke gittiler…

Biri fırsatçılara göz açtırmadığını düşündüğü için oh çekti…

Diğeri ekonominin yükünü teslim ettiği için oh çekti…

Vatandaşa ise “Sen azıcık daha ‘Af’ de” mi dendi?

Seçimler de bittiğine göre işin oh’u, of’u, af’ı bir kenara bırakıp yeni ekonomi yol haritasını işleme almalı.

Dünyanın gözü bizdeyken atılacak adımlarla zamanında Türkiye’ye karşı böbürlenen ülkelere de ufak bir ayar verilebilir.

Yeni kabine aslında bunu da gösteriyor bize. Ama her şeyden önce ekonomi!

Enflasyon, alım gücü ve ‘Şimşek’ etkisi…

Eskiye dönüş kazandırabilirse “Ne varsa eskilerde var” deriz biz de göğsümüzü gere gere. Nureddin Nebati’nin oh çektiğine değsin.

Eski bakanların çoğu artık milletvekili sıfatıyla karşımızda olacaklar. Bulundukları şehirler için ter mi dökecekler yoksa dil mi döktürecekler, hep beraber göreceğiz.

Umarım 28’inci dönem, vatandaşı daha çok yormaz ve “Of” dedirtmez!

1946 krizi, 1958 krizi, petrol krizleri, 1982 bankerler krizi, 1990 Körfez krizi, Nisan 1994 krizi (Türkiye’nin yaşadığı en derin kriz), 2000 ve sonrası ile günümüz ekonomik buhranları…

Ben bir ekonomist değilim; lakin araştırdığımda Türkiye’nin muhakkak her dönemde ekonomi ile savaş verdiği aşikâr.

Ama günümüzdeki ekonomik savaş bambaşka…

Günümüzdeki ekonomik savaşa sebebiyet verenlerin büyük bir kısmı da zenginliğine daha çok zenginlik katmak isteyen doyumsuzlar. Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, onlara da el atsın ve dur desin.

Bakanlıkta oldukça tecrübeli ve saygın bir isim olmanın avantajlarını hiç vakit kaybetmeden ülkenin para politikasına yansıtmalı. Vatandaş seçim sürecinde yeteri kadar zamla boğuldu çünkü.

Gelsin müjdeler!

Gözler ışıl ışıl parlasın!

Sabahın 5’inde belediyelerin halk büfelerinde başlayan ekmek kuyrukları son bulsun…

Bakan Şimşek ve ekibi, eskinin eskide kalmadığını gösterebilir, umuyorum. Bir tek Türkiye değil, dünya ekonomistleri de Şimşek’i yakından takip ediyor. Çünkü eskimediğini çok iyi biliyorlar… Bir şeyleri düzeltebilirse diğer ülkelerden el çekilecek ve birilerinin uykuları kaçacak. Ne hoş…

Her şey mal mülk, her şey para pul/ Dostlukmuş, sevgiymiş, ara bul…” şarkısı döküldü istemsizce satırlarıma. Sebebi de birçok insanın olaylara realite tarafından bakmak istemesi…

Sevgi karın doyurmuyor” sözünün gerçekliğini, ekonomik sıkıntılar çekip boşanan çiftlere sorun derim.

Çocuğunu okutabilmek için iki işte birden çalışan babanın yükü alınsın artık. Hayatının geri kalanını refah içerisinde yaşamak için yurt dışına gitmek zorunda kalanların en güzel çağları hiç bilmediği gurbet elde heba olmasın…

Dünyanın beşten büyük olduğunu hayata geçireceğimiz ekonomi politikalarıyla rakamsal olarak da kanıtlayalım “Türkiye Yüzyılı”nda.

Toplumun aslında en büyük derdi, sorunlarının ciddiye alınmaması oldu.

Lütfen, bu duruma son verilsin ve halkın derdi siyasetçinin derdi olabilsin…

Bu yazıya yorum yapamıyorsanızlütfen Facebook hesabınıza giriş yapınız
Paylaş:

Benzer yazılar